Farklıyım Bölüm 15

264 16 0
                                    


Yeni bölüm geldi işte :) Umarım okuyucular beğenir çünkü ben bu bölümü bir ayrı beğendim. Oy verirseniz sevinirim ve lütfen yorum yapın ki görüşlerinizi bileyim.

Hayatım hakkında bağışıklık kazandığımı düşünüyordum. Benim bünyeme sahip bir kızın bu kadar şeyin üzerinden gelebileceğine inanmıyordum çünkü. Babamın kızıyım diye övünsem de güçlü olmadığımı ve güçlü birisi gibi davrandığımı biliyordum. Olayların peşini kovalama isteği baskın gibi gözükse de aslında çoğu kez içimden bir köşeye geçip oturmak ve susmak geçiyordu. Böyle olduğu zaman yalnızlığımda boğulacağımdan korkuyordum.

"Kalk hadi! Okula gideceksin bugün." dedi odama aniden giriş yaparak. Dün akşamki olaydan sonra yanıma gelip konuşması şaşırtmıştı ama daha da şaşırtan şey bu halde okula gideceğimi düşünmesiydi. Değil bu halde okula gitmek yataktan bile çıkmazdım. "Ben okula gitmeyeceğim. Hele de bu halde." dedim soğuk ve oldukça mesafeli sesimle. "Beni deli etmeden önce kalk ve duşunu al, güzelce hazırlan yarım saatin var." dedi. İtiraz istemediği ap açık belliydi belki ama bu halde nasıl gideceğim sorusu hala beynimi kurcalıyordu. Kaburgalarımve sırtım fena bir ağrıya esir düşmüşlerdi, yüzüme gelen o kemer yanağımda boydan boya iz bırakmıştı ve dün kestiğim kolum boydan boya kuru kanla kaplıydı. Bacağım ve başımın ağrısını da saymazsak turp gibiydim.

"Cemre kalk diyorum!" diyerek tekrar koridordan seslendiğinde üzerimdeki örtüyü kenara çekip yataktan kalktım. Beş adımlık banyo yolu da bana dört dakikaya mâl olmuştu ya bunun hesabını da ayrı ödeyecekti. Zar zor yıkanıp, kurulanıp, giyinip, hazırlanıp odadan çıkabilmiştim. Kahvaltı masasında oturmuş şen kahkahalarla tıkınan biricik ailemin yanına gitmektense mutfağa girmeyi tercih etmiştim. Ben içeriye girdiğimde çalışanlar duruşlarını düzeltmişlerdi. En rahatsız edeni de buydu işte. Evde çalışan anneannem yaşındaki kadın beni gördüğünde elleri önünde duruyordu ya içim burkuluyor kendimi kötü hissediyordum. Dayanamadım, "lütfen beni gördüğünüzde rahat davranın. Böylesi beni de rahatsız ediyor." diyiverdim. İki kadın birbirine şaşkınca bakarken diğeri bir adım yaklaşarak, "Bir şey mi istemiştiniz Cemre Hanım?" dedi kibar bir ses tonuyla. Asla böyle kibar olamayacaktım. İçimden gelen bir samimiyetle gülümseyip kadına yaklaştım. "Siz buyurun oturun ben kendi işimi kendim hallederim." diyerek kadını içeri girdiğimde kalktığı sandalyeye geri oturttum. "Ama efendim olur mu-"

"Olur olur. Siz rahat olun." diyerek buz dolabının başına geçtim. Dolapta duran çikolatayı alıp kapattığımda kadın tereddütle tekrar sordu "Bir şeyler hazırlasaydım. Okula gideceksiniz aç gitmeyin." dedi. Annemden görmediğim ilgiyi başkası gösterdiği zaman ister istemez ona olan nefretim de artıyordu. Ne durumda olduğum umurunda bile değildi. Elimi hayır anlamında sallayarak ambalajını açtığım çikolatadan bir ısırık aldım. Boşta kalan sandalyeye oturup karşımdaki yaşlı kadını incelemeye başladım. "Yüzün için merhem sürelim yoksa izi kalabilir." dedi yaşlı kadın. Gerek yok anlamında kafamı sallayıp bir ısırık daha aldım. "Cemre!" diye cırlayarak mutfağa giren anneme tek bir tepki bile göstermeden ağzımdakini çiğnemeye devam ettim. "Ne halt ettiğin sanıyorsun sen! Çalışanlarla mı muhattap oluyorsun?" Elini mutfakta bulunan kadınlara doğru sallayıp bana bağırması tepede olan sinirlerimi zirveye ulaştırmıştı. "Gerçekten benim kızım olamazsın!" dedi isyan eden sesiyle.

"Senin o küçümsediğin kadınlar yapıyo bütün işlerini. Dün beni dövmüş olabilirsin, bana sürekli emir veriyo da olabilirsin ama şansını zorlama derim." Açık vermeden söyleyeceklerimi söyleyip ayağa kalktım. Yanından geçerken kolumu sıkı sıkıya tutup "Sakın okulda kavga ediyim deme! Alkan o şerefsiz Hakan'a benzemez bırakır seni oralarda." dediği an son noktayı koymuştu. Kolumu sertçe çekip bunu duvara itekledim. "Alkan piçini bir daha babamla kıyaslayacak olursan seni öldürürüm kadın!" kibar kadın kollarımdan sıkıca tutmuş beni buğazını sıktığım annemden ayırmaya çalışıyordu. "Ayağını denk al Serpil, elimde kalacaksın." Nefes nefese kalan biricik anneme sırtımı dönerek evden ayrıldım. Akşama kadar suratını görmeyecek olmam ne kadar güzeldi. "Sabah sabah ne oluyor yine! "diye kükreyerek bahçeye çıkan Alkan'a cevap verecek halim yoktu. Kapının önünde bizi götürmek için bekleyen arabaya binerek biraz önce yaşadıklarımı düşünmemeye çalıştım. Yankı da geldiğinde gitmek için hazırdık. Kulağıma taktığım kulaklıklar sayesinde Yankı da benimle konuşmak istememiş yol boyunca rahat bırakmıştı. Yeni yılımın geçeceği okula geldiğimizde beklediğim son şey okulun girişinde görmeyi beklediğim Berk'ti. Tabi diğerleri de oradaydı ama gördüğüm kadarıyla arabanın içerisinde oturuyorlardı. Yaklaştıkca kalbim daha hızlı çarparken kulaklıklarımı çıkartıp. "Durun." diyerek şoförü dürttüm. Adamcağız yol boyu konuşmayan benim birden çok yüksek sesle konuşmama şaşırdığından mıdır nedir olduğu yerde sıçrayarak arabayı durdurdu. Yanımda getirdiğim siyah deri çantamı alarak arabadan indim. Camı yarıya indiren Yankı şaşkınca bakarken kısa bir açıklamayla "Sonra görüşürüz. Beni merak etme." dedim ve koşarak Berk'in yanına gittim. Ben daha ona sarılmadan beni kendisine çekip kollarını belime dolamıştı bile. Yanımızdan uzaklaşan arabanın egzozuna birlikte söverken arabadakilere inmelerini işaret etti. "Yenge senin üvey bula bula bu okulu mu bulmuş?"

Farklıyım (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin