Farklıyım Bölüm 14

259 13 0
                                    

Bölümü yazarken bu şarkıyı dinlediğim için ve Cemre'yi biraz mutlu ettiğim için multiye de koymak istedim. Iyi okumalar, oy ve yorum lütfen 🙏

Emin olduğum şeyler vardı. Bir o kadar da teredütte olduklarım. Pişmanlıklarla yaşanmıyordu mesela ya da keşke diyerek zaman geçmiyordu. Zamana da bırakamazdım olacakları. O kadar güvenmiyordum hayata. Bu kötülükleri bana gönderen de zaman değil miydi zaten? Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığımda ne zaman huzura boğulmuştum ki? Üzerime yağan yağmur tanecikleri bedenime temas ederken de acı çekmemiş miydim? Ağlamalarım karanlık odalarda, bağırışlarım boş salonlarda beyni olmayan insanlara değil miydi? Kim için uğraşıyordum ki!?

Yaptıklarımın bana bir faydası olmadığı zamanlar hatta zarar verdiği zamanlar bile kararımdan vazgeçmezken bu içimdeki uysallık da neyin nesiydi? Annemin dediği şeyleri yapıyor uyarılarına harfi harfine dikkat kesiliyordum. Alkan'ın onca lafına karşılık tek kelime etmemiştim üstelik. Yankı desem beni sürekli yadırgıyordu. Bu evde mutlu olma gibi bir hayalim yoktu elbette, hiçbir zaman olmamıştı. Tek isteğim bu yılın geçip bitmesiydi.

"Cemre misafirler geldi neredeyse hadi!" Annemin seslenmesiyle aynadaki perişan halime bakmayı kesip odamdan çıktım. Dediği gibi ben yukarı çıktığım sırada kapı çalmıştı. Bende annemin yanına salona geçip gelecek misafirleri beklemeye başladım. "Bu halde mi çıkacaksın insan içine! Git kimse görmeden adam akıllı bir şeyler giyin." Bu dediklerini duymazlıktan gelmiştim. Salona giren misafirleri sayesinde üsteleme gibi bir şansı da olmamıştı.

Hoşgeldiniz faslı ardından koltuklara oturan onca yabancı insana baktım. Yüsek sosyetenin esiriydi her biri. Tabi bu benim görüşümdü. Defileye çıkacak ya da kırmızı halıda yürüyecek gibi bir havayla misafirliğe mi gelinirdi? Rahat kıyafetlerin suyu mu çıkmıştı da bu şıkır şıkır elbiselerle göz boyuyorlardı. "Cemre, Yankı; misafirlerimiz yetişkin sohbetinden sıkılmasın. Siz içeriye geçin."dedi Alkan. Yine itiraz etme zahmetinde bulunmadan gelen misafirler arasındaki yaşıtımız kişilerle birlikte koridorun sonundaki odaya geçtik. Toplamda beş kişi olmamıza rağmen birimizin bile sesi çıkmıyordu . Tek duyulan ses yanımızdaki iki kızın yüksek topuklu ayakkabılarından çıkan sesti. İçeriye geçip oturduğumuz anda herkes telefonlarını çıkartmıştı bile. Bende yeni girdiğim odaya bir göz attıktan sonra diğerleri gibi telefonumu elime aldım. Karşımdaki iki kız frikik vermekten bütün göz zevkimi alt üst etmişti. En nihayetinde bende insan evladıydım ve gözüm kayıyordu.

"Kız kardeşimin bacakları çok dikkatini çekti sanırım." dedi iki kızın sağında oturan ayı.

"Azat, uğraşma Cemre'yle." Görünüşe bakılırsa Yankı beni savunuyordu. Cevap vermeden telefonumun ekranına çevirdim bakışlarımı. Ne oluyordu bana!? "Sana konuş diyen oldu mu ufaklık?"

"Sen yetişkin olduğun için mi yanımızda duruyorsun?" dedim. Her ne kadar çoçukca olursa olsun bu aptal bizim yaşadığımız evde üvey de olsa kardeşime laf söyleyemezdi. "Küçük sürtüğe bak sen ağabeyime laf ebeliği yapıyor." dedi kumral kız. Bunların her biri bir ayrı havaydı. Gelde sinirlenme!

Çevremdeki psikolojisi düzgün! insanlar sağolsun bana yardımcı olarak sakin bir hayat yaşamamı engelliyorlardı. Üstelik bu kız bana sürtük demişti! Beni ne kadar tanıyordu da bu lafı söyleyivermişti. Ayağa kalktığımda o ve biricik ağabeyi de ayağa kalkmıştı. O minicik elbisesiyle ve iki metre topuklarıyla zor olsa da ayakta durmayı başarıyordu. "Sizi öyle bir si-" lafımı yarıda kesmeme sebep olan şey elimdeki telefonun melodisiydi. Ekrandaki isme gözüm takılmış olmasa umursamadan mesgule atar ve lafıma devam ederdim. Arayan Berk'ti. "Siz buna dua edin." dedim ve odadaki bahçeye açılan sürgülü kapıyı açtım. Hava biraz serin olsa da pek umursamıyordum. "Berk!" dedim bir heyecanla. Aramasına sevinmiştim. Sesini sanki uzun bir zamandır konuşmuyormuşcasına özlemiştim. "Hatun, nasılsın?" İyiyim dersem yalan söylemiş sayılmazdım değil mi?

Farklıyım (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin