Y.N: Medyadaki şarkıyı dinlerken okumanız tavsiye edilir
Maliklerin evine gelmiştik ve Zayn kendimi hazır hissedip hissetmediğime bakmak için dibime girmişti. Yeniden onunla evcilik gibi bir oyun oynayacağımız için seviniyordu tabi. Benim için oyun olsa da onun her şeyi gerçek olarak tasarladığı bir dünyası da var ama konumuz bu değil.
Başımı usulca salladıktan sonra zile basmıştı ve benim her zamanki gıcık olduğum hizmetçi kız kapıyı açmıştı. Bana attığı öfkeli bakışlara karşın havamı bozmadan içeri geçtim. Bu kızın Zayn'de gözü vardı ve ben her bu eve geldiğimde nedense bir sakarlık yapıp bir şeyleri sürekli üzerime döküyordu. Ama bugün diğer günlere nazaran daha şık giyinmiştim –Zayn öyle istemişti- eğer üzerimde tek bir leke bile görürsem onu yolardım. Sürekli Zayn'e erotik bakışlar atıyordu canım!! Yani Zayn'den uzak durmaya çalışıyor olabilirim ama Zayn'i o kıza yem etmem.
Karşıdan gelen Trisha'yı görünce kıza attığım kötü bakışları kesip kollarının arasına girdim. Bu sırada Zayn yanımda mızmızlanıyordu.
"Anne, oğlun benim biliyorsun değil mi?" Trisha ile ona gülerken ailenin geri kalanının da yavaş adımlarla geldiğini gördüm.
"Kaylee'nin erkek olduğunu sanmıyorum zaten oğlum." Pis bir sırıtışla bana baktı Zayn.
"Evet, anne, bunu en iyi ben biliyorum." İma ettiği şeye karşı gözlerimi açıp ona dirsek attım. Biz daha öpüşmemiştik bile.
Doniya bana sarılırken içtenlikle onu karşıladım ve bu sırada sadece bizim değil diğerlerinin de şık giyindiklerini gördüm. Bir şeyleri mi kaçırıyordum?
"Alya, işin bittiğine göre gidebilirsin." Doniya iyi arkadaş görevini yaparak onu kibarca kovmuştu. Benim ondan haz etmediğimi biliyordu ve o kızın nasıl biri olduğunu onun da anladığından emindim. Diğer Malik üyelerine de sarıldıktan sonra birlikte salona geçtik.
Bu da neydi?
İçeride tanımadığım bir sürü kişi vardı ve benim şaşkınlıktan ağzım aralanmıştı. Herkes yüzündeki gülümsemeyle bize bakıyordu. Şaşkınlığım hala üzerimdeyken Zayn'e döndüm, o da sinir bozucu bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Bakışları sanki 'benden kaçamazsın' der gibiydi. Demek yine bir aile yemeğine gelmiştik. Bu kesinlikle en berbatıydı. Doniya'ya beni kurtarması için bakışlar attım ama dudaklarını büzdü ve göz kırptı. Sanırım bugün bu işte yalnızdım.
"Merhaba efendim." Herkese samimi olmasını umduğum bir selam gönderdim. Sanki herkes sözleşmiş gibi bir anda gülümsedi ve daha sonrası sarılmalar ve öpmeler ile doluydu, hatırlamıyordum.
"Zayn'ler de geldiğine göre yemeğe geçelim." Kaçarcasına salondan çıkıp yemek salonuna doğru ilerlemeye başladım. Zayn de ardımdan yetişmiş ve ellerini ellerime kenetlemişti. Ellerimizi kaldırıp salladım, bu sırada arkadan kıkırtı sesi geldi. Safaa'nın bize bakarak güldüğünü görünce Zayn elimi bırakıp onu kovalamaya başladı.
Onlara gülüp koluma giren Doniya ile masaya geçtik. Zayn sağ tarafıma Doniya ise sol tarafıma oturmuştu. Şu sinir hizmetçi kız Alya yeniden odaya giriş yaptığında Doniya'ya baktım ve aynı anda göz devirdik. Diğer taraftan Zayn de onunla ilgilenmem için beni dürtüklüyor ve boynuma nefesini üfleyip beni huylandırıyordu. Ona dönerek kıkırdadım.
Bu ortam öyle sıcak ve samimi hissettiriyordu ki sanki ait olduğum yer, ailem burasıymış gibiydi.
Çorba servisi başladığında tesadüfe (!) bakın ki bana Alya denk gelmişti. Bu kadar kişinin arasında bir şey yapmaya cesaret edeceğini düşünmüyordum açıkçası. Zayn elimi alıp kendi dizine götürdü ve orada elimin üzerini okşamaya başladı. Hiçbir şey demedim ve açıkçası yüzüne bile bakmadım. Bir anda elimde sıcaklık hissedince sıçradım ve ayağa kalktım. Elimin üzerine sıcak çorba dökmüştü sürtük! Kendimi zorla yatıştırdım.
"Bir şey mi oldu kızım?" Yaser Bey'e gülümsedim.
"Hayır, efendim, elime çorba döküldü de izninizle lavaboya gidip su tutayım." Yaser Bey kafasını salladığında bana gülümseyen ailenin geri kalanına da gülümseyerek masadan kalktım. Kız çoktan sinsice gülme işlemini geçmiş yüzüne yerleştirdiği sahte mahcup ifadesiyle Zayn'e bakıyordu! İçimde filizlenen kıskançlık tohumlarını göz ardı etmeyerek Zayn'i de kolundan tuttuğum gibi lavaboya doğru çekiştirdim.
Malik ailesinin eline malzeme geçmiş olmalı ki gülme sesleri geliyordu. Bunu umursamayıp benimle birlikte Zayn'i de lavaboya sokup kapıyı kapattım. Elim cidden çok acıyordu. Aynadan Zayn'e baktığımda yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Onu umursamadan söylenmeye başladım.
"Salak kız, sanki ben onun amacını bilmiyorum. Senin altına yatmak için çabalarken felç olur umarım. Ya bir de her seferinde aynı şeyi yapıyor. Sen de bir şey demiyorsun ki! Hayır, fark etmediysen kızın gözünün sende olduğunu cidden gözlerin kör olmalı. Of ya elim de çok acıyor." Benim söylenmelerimi ve elimi yıkamamı duvara yaslanıp gülerek izledi.
"Niye gülüyorsun? Ben sinirliyken gülme! Kızı da seni de öldüreceğim. Kıza bir tepki ver sen de yani tepki derken olumsuz bir tepki. Of, batırdım değil mi?" Omuzlarımı düşürüp dudağımı bozdum. Bugünlerde neden kendimi tutamıyor, her şeyi yumurtluyordum ki? Kıskandığımı çok belli etmiştim işte. Sanırım artık yalnız olmaktan yorulmuştum. Yorgundum, çok fazla yorgundum ve bu yükü biriyle paylaşmak istiyordum.
Bir süre Zayn sessiz kaldı ve sadece gözlerimin içine bakmaya devam etti. Dudaklarında samimi bir gülümseme takılı kalmıştı. Kendini öne doğru itip bedenini duvardan ayırdı. Beni kollarının arasına aldığında –yine- bir şey demedim ve sadece diyeceği şeyi bekledim.
"Gözlerimi öyle kamaştırıyor ve beni öyle kör ediyorsun ki senden başka kimseyi göremiyorum." Elini gözlerimin hemen yanına getirdikten sonra devam etti.
"Ve sadece senin gözlerine bakabiliyor, senin gözlerinin,-elini koluma doğru kaydırdı- senin vücudunun ve senin hareketlerinin anlamlarını çözebiliyorum."
final
şaka yaptım değil
çok romantiiiik :(
yorum istiyom aga
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OFFICE -zm-
Fanfiction"Sadece seni öylece sevemem." Tüm hakları yastığımda saklıdır.