Uçaktan Zayn ile el ele inip binanın içine doğru giderken çok yorgun olduğumu hissediyordum. Bu balayının bizim için tatil olması gerekirken Zayn beni o kadar zorlaşmıştı ki - fesat anlamda- kendimi hiç dinlenmiş gibi hissetmiyordum.
Şimdi Trisha anneciğimin yanına gidecek ve ona beni her zaman gittiği masaj salonuna götürmesini isteyecektim. Zayn'e bunu söylediğimde 'ben sana masaj yaparım hayatım' deyip üzerime atlamıştı. Bu adam neden böyleydi?
"İki yılın acısını çıkartıyorum. " Demişti ben ona kızarken.
Ama çok tatlıydı!
Bu adam için tatlı kelimesi ne kadar uygundu bilmiyordum fakat o benim her şeyimdi.
Ben Zayn'in omzuna yaslanmış bir şekilde valizlerimizi beklerken Zayn başıma bir öpücük bıraktı.
" Belki de seni bu kadar yormamalıydım ha? " Kafamı omzundan kaldırıp 'ciddi misin?' bakışı attım. Arsızca sırıtıp valizleri aldıktan sonra kendi valizimi bana verdi. Sol elimle valizin kulpunu sağ elimle Zayn'in kolunu tuttuğumda o da tam tersini yapmıştı.
Havalimanından çıkıp şoförün getirdiği arabaya binerken biraz uyumak için kendimi arka koltuğa atmıştım. Zayn popoma vurup güldüğünde tepki vermemiş- hiçbir toparlanma hareketi göstermemiştim. O da ön koltuğa geçmişti.
Arabanın sarsıntılı bir yola girmesiyle gözlerimi açmış ve çaktırmadan salyalarımı silmiştim. (lol)
Başımdan düşmüş olan şapkayı düzelterek arabadan inerken bütün ailenin kapıda bizi beklediğini fark etmiştim. Hızla koşup anneme sarıldığımda annem çoktan ağlamaya başlamıştı.
"Hadi ama güzelim, neden ağlıyorsun?" Zayn yüzünden ağzıma yapışmış olan 'güzelim' kelimesi bana ne kadar uyuyordu bilmiyordum. Bazen boş bulunup Zayn'e güzelim dediğim bile oluyordu. Bu zamanlarda kız rolü yapıp bana sırnaşarak işleri kendi lehine çeviriyordu.
Gerçekten çok zeki bir adamdı.
Annemden ayrılıp diğerleri ile de sarıldım. Sonunda koltuklara geçebildiğimizde resmen kendimi atmıştım.
"Tatiliniz nasıl geçti? Siz geldiğinize göre biz mi gitsek şimdi de?" Dedi Trisha anne anneme bakıp. Annem gülerek başını salladı. Annemin mutlu olduğunu ve düzeldiğini görmek bana ayrı bir enerji veriyordu.
"Gidelim tabi." Kaşlarımı çattım.
"Biz de gelip ikinci bir balayı yapalım bence." Zayn bana bakıp göz kırptığında gözlerimi açtım.
"Bence kadın kadına gidelim!" Dedim hızlıca. Zayn'den daha fazla çekmek istemiyordum.
"Daha yeni geldiniz, durun bir bakalım. Şirkette işler var. " Yaser baba konuştuğunda sanki kahramanımmış gibi bakmıştım. Daha sonra ise şirket konuları açıldı ve bu konu da böylece kapandı.
Akşama kadar koyu sohbet ortamı oluşmuştu ve zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiştik. Artık gitmemiz gerektiğini düşünüp konuşmaya atladım.
"Biz kalksak iyi olur aslında malum uçak yolculuğu baya yordu beni." Neyse ki herkes anlayışla karşılamıştı ve annemler de benimle birlikte ayağa kalkmıştı.
Zayn yanıma gelip bana sarıldı ve daha sonrasında:
"Görüşürüz, ben çok yorgunum canım, odama gidiyorum." Demiş ve merdivenlere yönelmişti. Ben şaşkınlıkla kalakalmışken Doniya ve Waliyha hunharca gülmeye başlamıştı.
ZAYN RESMEN EVLİ OLDUĞUMUZU UNUTMUŞTU!
Gülsem mi üzülsem mi bilememiştim.
"Hayatım?" Diyerek seslendiğimde yavaşça bana dönmüştü ve gözlerinden yorgunluğunu okuyabilmiştim. Bu yüzden ona sataşmaktan vazgeçip usulca konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OFFICE -zm-
Fanfiction"Sadece seni öylece sevemem." Tüm hakları yastığımda saklıdır.