words that i should've said

777 69 37
                                    


Uyanıktım, yaklaşık yarım saattir uyanıktım ama gözlerimi açınca ne ile karşılaşacağımı bilmediğim için hiçbir tepki vermiyordum. İçinde bulunduğum yer çok sessizdi. Sadece hastanede olduğumu kokusundan anlayabiliyordum.

Gözlerimi açtığımda kimsesiz olduğumu görmekten korkuyordum.

Belki de beni yoldan geçen birileri bulmuş ve hastaneye getirmişti. Zayn'in haberi bile olmamış olabilirdi. Aslında telefonumun kilidi yoktu, ona haber vermiş olmaları yüksekti. Kendisini telefonumda 'biricik nişanlım' olarak kaydetmişti. Onu hatırlayınca göğsümde hissettiğim sızı dayanılmazdı. Büyük ihtimalle hastalığımı da öğrenmişti ve benden kaçacaktı. Beni istemeyecekti. Kim beni isterdi ki?

Böyle düşünmemen gerektiğini biliyorsun!

Aiden'ın üzgün olduğum zamanlar ortaya çıkmasına sinir oluyordum. İçten içe sinir krizi geçiriyordum yahu! Düşüncelerime karışmasını istemiyordum.

Odayı bir anda yoğun bir parfüm kokusu sardığında istemsizce gözlerimi açtım. Zayn'di. Sessizce bana bakmadan yan tarafımda duran sandalyeye oturdu. Onu hiç böyle görmemiştim. Bana bakmaya çekiniyor gibi bir hali vardı ve ben sanırım sonun geldiğini hissedebiliyordum.

"Neden söylemedin?" O kadar sessiz söylemişti ki bir an yanlış duyduğumu sanmıştım.

"Söyleyemedim." Benim sesim de ona ayak uydurmuş, fısıltılı bir biçimde çıkmıştı.

"Nasıl saklayabildin?" Ağzımı açtım ama bir anda başını kaldırmıştı ve ürkmüştüm. Gözlerinde korku ve sinir vardı.

"Bana nasıl yalan söyleyebildin! Sana bir şey olsaydı nasıl olacağımı hiç düşünmedin mi?" Neredeyse ağlayacaktım. Neredeyse.

"Bu yüzden senden uzak duruyordum. Ben deliyim. Akli dengem yok. Bu yüzden senin benimle olmanı istemiyordum." Gittikçe gözlerindeki sinir artıyordu ve ben korkuyordum. Şuracıkta korkudan bayılabilir ya da hüngür hüngür ağlamaya başlayabilirdim. Ben dengesiz biriydim, evet.

"Sana kim böyle bir şey yapmanı söyledi ki! Ben kendi kararlarımı kendim verebilirim değil mi? Senin yanında olup olmayacağıma sen karışamazsın!" Haklıydı ya da haksızdı bilmiyordum, söyleyecek bir şeyim olmadığından sustum.

Bir süre sessizlikte boğulduk.

Sanki oda üstüme geliyordu, aynı zamanda yer de dönüyormuş gibiydi. Geçirdiğim krizin ardından bu ağır gelmişti.

Bana baktığını hissediyordum fakat bu sefer ona bakmayan bendim. Hep böyle olmuştu. Onun gözlerine bakmaya hiçbir zaman cesaret edememiş, o bilmediği zamanlarda izlemiştim onu.

Sinirle bir nefes verdi ve ayağa kalktı, gidecekti hissediyordum.

"Asıl nedeni buydu." Gözlerimi karşıdaki pencereden ayırmadan konuşmuştum. Bir şey demedi, arkasını dönmedi ama durmuştu.

"Gitmenden korktum. Beni istemeyecek olmandan korktum. Seni kaybetmekten korktum." Dedim usulca.

"Hiç belli etmediğimi ve söylemediğimi biliyorum ama seni her zaman sevdim. Sadece bu ilişki için yeterince güçlü değilim. Sen benden daha iyilerini hak ediyorsun." Hiçbir şey demeden odadan çıkıp gitti.

Beni duygularım ve kendi benliğimle baş başa bırakarak.


Kısa olduğunu biliyorum ama tatilden döndüm (ehe) 

Ve daha fazla bekletmemek adınaa hemen yazdım!!

yorum istiyorum amaa

OFFICE -zm-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin