it's just me myself and i

714 52 23
                                    



Saatin seslerini dinlemekten zaten bozuk olan psikolojim daha çok bozulmuştu. Herkes susuyor ve yaşlı doktor amcanın gelmesini bekliyordu.

"Yeter ama yani." Bir anda bana baktıklarında gözlerimi kıstım.

"Doktorun gelmesini bekliyoruz Kaylee. Bir şeyleri açıklarken bize annenin durumu hakkında bilgi verecek." Oflayıp ayaklarımı sallamaya başladığımda doktor kapıyı tıklatıp içeri girmişti.

"Nihayet." Diyerek göz devirdim.

"Saygılı ol."

"Saygılı ol."

İki farklı kişiden gelen sesle kaşlarımı çattım. Zayn ve babam aynı anda konuşmuştu. Hayır, Zayn'i anlıyorum da babama ne oluyordu ki? Cümlenin garip geldiğinin farkındayım ama hey, ben de normal bir insan değilim.

"Evet, madem herkes burada artık bize olayları en baştan ve sakince anlatsanız iyi olur." Zayn konuştuğunda ondan destek almak için sandalyemi biraz daha ona yaklaştırdım. O da elini belime yerleştirmişti.

"Bayan Holmes'da hastalık baş gösterdiğinde senin gibi daha gençti. Bay Holmes ile daha yeni evlenmişlerdi ve bu hastalığın kendinde de çıkmasından çok korkuyordu çünkü sana hamileydi. Unutmak istemiyordu ama onun hastalığı çok hızlı bir şekilde ilerledi ve her şeyi unutmaya başladı." Bırakın yutkunmayı nefes almak bile benim için o kadar zordu ki

"Onun durumu seninkinden daha zordu çünkü unutmasının yanı sıra saldırgan bir yan kişiliği vardı. Aiden gibi değildi." Kaşlarımı çattım.

"Aiden bir yan kişilik değil, o benim ölen ikiz kardeşim!" Ryan –ona baba demek istemiyorum- kafasını kaldırıp şaşkınca bana baktı.

"Senin ikizin yoktu Kaylee, haliyle ölen bir ikizin de yok." Yaşadığım en büyük sarsılmaydı sanırım.

Hayır Kaylee! Onlara inanma, biz kardeşiz.

Aiden bunca zamandır beni kandırıyordu. O gerçek değildi.

Kaylee, ben gerçeğim bak benim kendime ait düşüncelerim bile var.

"Sen yalancısın!" Diye bağırdım. Herkes Ryan'a bağırdığımı sanıyordu ama benim bağırdığım kişi Aiden'dı.

Nasıl bu kadar kör olabilmiştim, anlamıyordum.

"Sakin ol hayatım." Zayn beni kolları arasına aldığında kendime duyduğum sinir titrememe yol açıyordu.

"Eğer kötüyse sakinleştirici iğne yapabiliriz. Kendinde misin Kaylee? Beni duyabiliyor musun?" Nathan önüme geldiğinde kafamı sallayarak onu onayladım ama emin olmak için gözüme ışık tutup durdu.

"Bu güzel bir gelişme Kaylee! Kendini bırakmıyorsun." Bırakmıyordum çünkü onun gerçek olmadığının farkına varmıştım.

Aiden?

Aiden?

Hey, Aiden?

Cevap yoktu. O benim lanet beynimin içindeki bir sesti sadece! Kardeşim falan değildi. Pekâlâ, bu üzmüştü ve ağlamak istiyordum. Yalnız olmadığımı sandığım zamanlar bile aslında yalnızdım. Beni anlayan biri olduğunu sandığım zamanlarda bile aslında öyle birisi yoktu. O sahteydi.

"Devam ediyorum öyleyse. Annenin yanında kalman senin için tehlikeliydi kendini bile unuttuğu zamanlarda sana zarar verebilirdi bu yüzden doğduğunda seni büyük babana verdiler. Annenin yanında birisi kalması ve ona bakması gerekiyordu bu yüzden baban, Bay Holmes sakin bir ülke olduğu için İrlanda'dan bir ev aldıktan sonra bütün mal varlığını sana bıraktı. Şehirden çok uzakta yaşıyorlar." Her şeyi anlıyordum ama neden şimdi ortaya çıkmışlardı ki?

Evet, ben de merak ediyorum.

Aiden... Onun gittiğini sanıyordum.

Sen söyledin Kaylee,"O ve ben birbirimizi terk edemezdik. Ruhlarımız birbirine bağlıydı."

"Peki, neden şimdi bana bunları anlatıyorsunuz?" Sesimi kontrol etmeye çalışsam da titremişti. Daha fazla Aiden'ı istemiyordum. Artık beni korkutuyordu.

Gerçekten benden korkuyor musun? Beni istemiyor musun?

Hayır.

"Bu biraz değişik bir olay ve ben bunu anlatmak için çok yaşlıyım, Bay Holmes siz anlatın lütfen." Adam gerçekten de çok yorulmuş duruyordu ama Ryan'ın sesini duymak istediğimi sanmıyordum. Yine de bir şey demedim.

"Norah yani annen son günlerde garip davranıyordu. Saldırgan hali birden bire yok olmuştu ve elinde daha önce görmediğim bir defteri tutuyor, onunla uyuyup onunla uyanıyor ve ağlıyordu. Uykusunda defteri almaya çalışmıştım ama o kadar sıkı tutuyordu ki kıpırdatamadım bile. Beni ve kendini unutması hala devam ediyordu ama yan kişiliği artık yoktu. Her gün ona kendimi hatırlatıyordum ama bir hafta önce geldi ve bana 'Kızım nerede?' dedi. Şok olmuştum beni ve kendini unutmamıştı ve seni de yirmi dört yıl sonra hatırlamıştı."

Evet, yaşımı öğrendiniz.

"Defteri eski eşyalarımızı getirip ona gösterdiğim sırada bulmuş ve sanırım her şeyi unutma ihtimaline karşı bir defter yazmış. Babam önceden bana bir fotoğrafını göndermişti, onu da deftere yapıştırmış ve o fotoğrafa bakıp ağlıyormuş. Ne yapacağımı bilemedim çünkü babam ölmeden önce senin nasıl olduğunu bana söylüyordu bu yüzden bize karşı nefret dolu olduğunu düşündüm. Zaten babam öldükten sonra da senden haber alamamıştım, bir anda ortadan kaybolmuştun."

Evet, Londra'dan kaçıp New York'a geldiğimi öğrendiniz.

"Doktorumuzun yardımlarıyla seni hastane kayıtlarından bulduk. Ve işte buradayız." Bir süre sessizlik oldu. Herkesin gözü bendeydi ve bir şey dememi bekliyorlardı. Ne diyebilirdim ki?

"Eee, ne bekliyorsunuz benden baba diye bağırıp boynuna atlamamı mı?" Her ne olursa olsun onlar annesiz ve babasız büyümeme sebep olmuşlardı. Eksikliğini ömrüm boyunca hissedecek olacağım bir duyguydu.

"Hayır, ama biraz daha kibar olabilirdin tabi." Nefesimi seslice verip kafamı ellerimin arasına aldım. Gerçekten ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Çok küçük bir yanım onları affetmem gerektiğini söylüyordu ama yapabileceğimi sanmıyordum.

"Norah seni görmek istiyor ve beni istemesen bile annen olduğu için onu affedeceğini biliyorum." Haklıydı, bu olayların olmasını istememişti ve bunu bana zarar gelmesini istemediği için yapmıştı. Ama babam neden bir kez olsun beni görmeye gelmemişti?

Bir babaya ihtiyaç duyduğum zamanlarda, diğer çocuklardan dayak yerken neredeydi? Herkes babasının çok güçlü olduğunu söyleyip ona güvenirken benim neden sığınacağım biri o olmamıştı?

"Ve seni evimize götürmek istiyorum, orasının sana da iyi geleceğinden eminim."

Bekleyin, ne?


gidiyorum dedikten sonra bölüm yazıp yayınladım alkış

selam kirpikler

bir önceki bölüm flop kaldı üzdünüz yani

ama bekletmeden yazdım 

YORUM YAPIN 

çünkü bir daha ne zaman burada olabileceğimi bilemiyorum

xx

hatam varsa sorry

medya o ev....

göndereyim mi Kaylee'yi

ayrılsınlar mı Zen le

napcan 

okumayı mı bırakcan

ehe ben de yaptım artık rahatça ölebilirim

ithaf ona çünkü bi'tane

OFFICE -zm-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin