Bölüm-3

9.8K 447 31
                                    

Arkadaşlar şimdiden okuyan herkese teşekkürler. Oy ve yorumları bekliyorum Fotoğraf:Hakan Çınar 'Warun Dhawan'
HAKAN ÇINAR

Ben Hakan.25 yaşındayım.Annemi 7 yaşındayken bir trafik kazasında kaybettim ve babam geriye kalan tek dayanağım.Bir insanın tam hayata önemli bir adım atmak üzere iken yani okula başlayacağı zaman en büyük dayanağı olan annesini kaybetmesi ne kadar kötü bir şey.Ne zaman vefat ederse etsin en önemli kaybedilen şey annedir bence.Ben annemi kaybedince de ilkokulda hep içine kapanık biri oldum,derslerim iyi olsa da hiç kimseyle arkadaş olmak istemedim.Ta ki Barış hayatıma girene kadar.

Evet tek dostum Barış. 7.sınıftayken okula ilk geldiğinde çok şımarık,yaramaz biriydi ve o zamanlar hep gıcık oluyordum ona zengin şımarık çocuğu diye.Bazen herkesten bunaldığım zaman okuldan kaçıp bi ara sokakta bulunan ağacın tepesine çıkardım ve orda oturup insanları seyretmek beni rahatlatırdı.

Okuldan yine sıkılıp o ağacımdan etraftaki insanları izliyordum ve Barış'ı elinde poşetle koştururken görünce merak ettim ve ağaçtan inip onu takip ettim.Sonra eski bir kulübenin önünde durdu ve Tomas oğlum gel buraya diye bağırmasıyla etrafına iki büyük köpekle 4 yavru köpek doluştu.Barış hem yemek hem su verdi onlara.

Gitmek için arkasını dönünce beni gördü ve ikimiz oturup konuştuk.Ben ailemi o ailesini anlattı ve buraya hep kaçarak gelip onları beslediğini söyledi.Bazen ise kaçamadığını ve onları besleyemediğini.Ve ben de ona o gelemediğinde onları besleyeceğimi söyledim.Ve o günden sonra çok iyi arkadaş olduk ve arkadaığımız malesef iki yıl sürdü çünkü kardeşim babasının işi için ailesiyle İstanbul'a gitti.Giderken vedalaştık ve bana yine görüşeceğiz dostum dedi.Tabi Tomas ve ailesine de bakmayı ihmal etme tamam mı,dedi.

Aradan 9 yıl geçti ve ben üniversiteyi başarıyla bitirdim ve babamla beraber İstanbul'a gittik. Gitmeden önce İstanbulda gideceğimiz uygun bi evi bi tanıdık vasıtasıyla kiraladım ve elimde de bir sürü iş görüşmesi için adres.Kahvaltıyı babamla yaptıktan sonra üzerime takımı çektim ve kravat.İyisin oğlum baya iyisin Hakan.Ve iş görüşmeleri arasında Barış 'ın holdingi de vardı.Ama ilk ordan başlamadım. Aslında bölümü ikincilikle bitirmeme rağmen ilk iki yerde kabul edilmedim.
Üçüncüde AKSEL HOLDİNG'e geldim.İçeriye girdim ve beni 5.kattaki odaya yönlendirdiler ve sekreter telefon açıp "Barış Bey sizi bekliyor" dedi ve bende kapıyı tıklayıp girdim ve Barış'a baktım.O hiç bakmadı bana.Ben de sivimi verdim ve incelerken dahi bakmadı.

Ne bekliyordum ki 9 sene geçmiş hatırlamaz hem koskoca patron oğlum o.İnceledi ve "tamam yarın 8'de iş başı yap ve herkese yaptığımız gibi,sen de asistanlıktan başlarsın"dedi ve beni sinir etti resmen.Ben de "Yok efendim gerek yok en iyisi siz başkasını bulun ben bu standartta çalışmam ." Tamam ilk günden yardımcı yap demedik ama insan muhasebeye filan alır bu neya.Hem arkadaşını tanımadı .Sinirle arkamı gitmek için döndüm ve Barış'ın kahkasıyla daha da sinirlendim."Hem bir zamanlar Arkadaşım dediğin kişiyi tanıma hemde dalga geç ve şimdide kahkaha at.Ne oldu sana Barış böyle"dedim ve hala kahkaha atıp yanıma geldi."Kardeşim seni tamıyacağıma inandın mı ulan ,gel buraya kardeşim" dedi bi anda sarıldı.Sonra bana iş olarak ta ne verdi tahmin edin yardımcısı olmamı.Ve altıma da lüx bir araba.Hatta babamla onun evine taşımamızı da istedi ama onu kabul etmedim.Artık bu kadar yardım da fazla hani.

Ah akşam Ezgi'yi istemeye gidecek olmamıza hala inanamıyorum. Onunla tanıştığımız günü hatırlıyorum da ne kadar komik ti ve beni çok güldürmüştü.Şöyle olmuştu olay ben yine işe gidiyordum ve kırmızı ışıkta durdum ve bekliyorum. Pencere açıktı ve kızın birinin topuklu ayakkabı sesiyle koşturan kıza döndüm.Otobüse koşuyordu galiba tabi bize kırmızı onun otobüsüne yeşil yandığı için kaçırmıştı otobüsü ve sinirden tepiniyordu resmen yerinde."Ah kaçırdığıma inanmıyorum,gerçekten inanamıyorum.Ah bu otobüsün cinsiyeti kesin erkek.Öküz işte onun yüzünden derse geç kalacağım .Bize geldiği zaman bekleriz o beyefendi iki dakika beklemedi.Off geç kaldım ya" dedi ve sinirle durağa yürüdü ve bize de yeşil yanmış ben kızı izlemekten ve gülmekten fark etmemişim ama arkadaki arabaların korna sesleri sağolsun hemen yola devam ettim.

O gün şirkette de aklımdan cikmadi.İlk tanıştığımız gün böyleydi.Aslında benim tanıdığım gün desek daha doğru.Ertesi gün iki saat öncesinde kızın beklediği durağa gittim.Arabayı da bir çalışana verdim ben aradığımda gelip beni alması için.

Beklerken kız geldi ve biraz sonrada otobus geldi ve o önden bindi ve kart tuttu ve benim kartım yok,otobüse bindim.Araba olunca kart lazım olmaz diye düşünmüştüm .Rezil oldun oğlum Şoför de ya içeriden birinden iste ya da in oğlum deyince kız gelip benim için tuttu kartını ve gitti.Ben de arkasından teşekkür ettim o da önemli değil arada olur öyle dedi.Sonra otobüsten indi ben de arkasından Marmara Üniversitesi hımm burada okuyor demek.

Kız gitti bende arabayı istedim ve şirkete gittim, ertesi gün de arabayla bekledim kızı ve geldi ben inip yan kapıyı açıp "Borçlu kalmayı sevmem bugün de ben seni götüreceğim " dedim ve kız kabul etmedi bana olmaz derken ısrar ettim ve kızı oyaladım ve sonuç otobüsü kaçırdı."Al gördün mü senin yüzünden kaçırdım işte"dedi ve ben arabayı gösterdim ve bir an tereddüt etti "Merak etme insan yemiyorum ben borcumu ödüyorum sadece,korkma yani."
"Ay neden korkuyum korkmadım ki dedi ve arabaya bindi ve okula geldik.

"Numaranı verir misin dememle " Aslında hiç öyle şeyler yapmamıştım ve ilk defa bir kızdan numarasını istedim bunun karşılığında bi kamyon laf yedim ya.Neyse en azından dövmedi kızıp gitti.O günden sonrada peşini bırakmadım sürekli karşısına çıktim.

Başta hep kızsa bile sonra o da benden etkilenmeye başladı emindim buna anlamak içinde test kıskandırma testi.Evet bi test yaptım sonuç pozitif ve Ezgi beni seviyor.Nasıl oldu anlatayım Ezginin okuluna gittim,çıkış saatini biliyordum kızı takip ettire ede öğrenmiştim Ve yanımda da sekreter kızın birini getirmiştim.Ve çıktı işte kıza biraz yakınlaştım saçlarıyla oynarken.Bir anda Ezgi yanımıza geldi

"Beyefendi gidin mahremiyetinizi başka yerlerde yaşayın ,böyle ulu orta hiç yakışıyor mu.Gören de sizi gerçekten düzgün biri sanır." derken o kadar tatlıydıki.Gidip sarılacaktım.Neyse cevap vermeme fırsat vermeden yanında ki arkadaşıyla hızlı hızlı gitti ben de uzaktan takip ettim.Bir parka geldiler ve banka oturdular.BuEzgi niye ağlıyor ya yanlarına seslerini duyacak şekilde yaklaşıp gizlendim Ve arkadaşı

"bana bahsettiğin çocuk bu demi ve şu an kıskançlıktan ağlıyorsun demi Ezgi "
"Evet bu o çocuk.Ama kıskançlıktan ağlamıyorum hiç tanımadığım birine kalbimi kaptırdığıma ağlıyorum. Erkeklere güvenilmez işte hemen bulmuş sarı yellozu."Bu iş tamamdır seviyormuş arkadaş.Cebimden çıkardıgım yüzük kutusu elimde önlerine atladım ve ikisi de korkup şaşkın gözlerle bana baktı.

"Ezgi benimle evlenir misin"
"Dengesiz misin arkadaşım sen ,git o sarı yelloza et teklifini"
"Hah işte bu .Ben senin beni sevdiğini anlamak için böyle bir oyun kurdum ve başarılı.İnkar etme az önce konuştuklarının hepsini duydum."

Önce durdu,düşündü bekledi ve hayatımın en güzel evetini verdi.Yüzügü takmak için eline uzandığım zaman yanındaki arkadaşının Ezgi'nin kulağına bir şey demesiyle bana döndü "Önce ailemden isteyeceksin beni"
"Ne zaman bu akşam olur mu" dedim ve "Saçmalama ben önce onlarla konuşup sana haber veririm dedi."Telefonunu istedim ve numara mı yazıp çaldırdım ."En kısa zaman da aramanı bekliyorum" dedim ve ayrıldık ordan.

İşte o günden beri telefon bekledim ve Barış'ın benle dalga geçmeleriyle uğraştim.Bana hep Mecnun diye seslenip durdu ve sonunda beklediğim telefon geldi ve yarın akşam gidecektik.Barış da gelecekti.

Evet ertesi gün öglen işten ayrıldım ve gidip güzel bi takım çektim kendime, sonra da kuaför saç sakal tıraşı ,sonrada çiçek çikolata evde babam da hazırdı ve arabaya bindik.Barış'ı aradım ve son anda önemli bir toplantı olduğunu gelemeyeceğini söyledi ama bundan sonra her şeye geleceğim sözünü verdi.

Ezgigile geldik içeri girdik ve ben tuzlu kahve mi içerken hiç atmamış resmen nasıl da seviyor beni.Babam o klasik cümlesini kurdu ve kayınbabam da .Sonrası parmağımız da yüzükler ve Ezgi benim sözlüm artık.Bu güzel günün ardından eve geldik ve telefonumdan Ezgim' e iyi geceler sözlüm mesajini attım o da sanada iyi geceler sözlüm mesajını attı.Ve artık rahatça uyuyabilirim.

AŞKIMIZIN SİMGESİ "SEBA"(DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin