Bölüm-30

2.6K 195 9
                                    

Selamun aleyküm arkadaşlar.Ben Hz.Hifa ve Hz.Süheyb in hayatını anlatan bu videoyu her dinlediğim de ilk defa dinliyormuş gibi etkilenir ve duygulanırım. Belki duymamış olanlar vardır diye paylaşmak istedim. Rabbim inşallah herkese Hz.Hifa ve Hz.Süheyb 'in aşkı gibi bir aşk nasip eder. Hem bu dünyası hem de öbür dünyası güzel olan. Günümüzde bu ne kadar da zor olsa da. Ama yine de umudumuzu kaybetmemek lazım ben hâlâ temiz duygularla ve gerçekten de seven ve Allah için birbirini seven insanlar olduğuna inanıyorum.

SEVDA SERDEM AKSEL

Sevdiğim adamı öylece bırakıp gitmiştim. Gitmek zorundaydım. Çaresizliğin en acı ve en zorunlu boyutunu yaşamıştım o hastanede attığım adımlarda.

Ayçanın dediğini başta önemsememiştim bi şey yapamaz diye düşünüyordum ama tehdidinde ne kadar da ciddi olduğunu ispatladı.Ben bana düşeni yaptım Ve Barışımın yaşamamasındansa bensiz yaşamasına razı oldum.Arkadaşım Nazanın evinde kaldım hep 1 hafta boyunca. Aileme de bi şey söylemek istemiyorum. Abime de zarar verebilir çünkü Ayca. Nazanı pek bilmiyorlar bulamazlar beni. Aslında Nazan ı çok az bir zamandır tanıyorum. Ama iyi bi insan.

Bu bir hafta da ilk defa böyle oluyordu hayatımda resmen ölü gibiydim. Ama bi şey varki ilk defa da bu kadar obur olduğumu gördüm. Galiba üzüntü ve stres mideme vurdu. Ne bulursam yiyiyordum. Sonra acıklı film ve diziler izleyip ağlayarak Barışımı Karadeniz mavisi gözlü yarimi unutmaya çalışıyordum. Ve bunda her seferinde başarısız oluyordum. Ne zaman düşünmemeye çalışsam o hayranı olduğum gözleri ile gülüşü canlanıyordu gözlerimde. Ya da o gülleri verirkenki tatlışlıgı en çok ta gönül işleri bakanım demesini çok özledim.

Okulu da dersleri de önemsemiyordum. Ama böyle giderse de sınıfta kalacağım bari gidip dönemi dondurayım diye düşündüm ve okula gittim. 4.sınıf ikinci dönem ve mezuniyete az kalmışken hem de düşünün ne kadar zor bir durum.Dönemi dondurma işlemi için tekrar gelmemi söylediler. Ben de çıktım oradan arkadaşımın evine gitmek için. Karşıma Kerem çıktı. Bu çocuk benim karşıma hep neden çıkıyor ya. Tamam aynı okulda aynı sınıftayiz ama neyse Sevda boşver.

"Merhaba Sevda napıyorsun nerelerdesin devamsızlığı hiç bu kadar çok yapmamıştın hayırdır yoksa kocan mı salmıyor okula . O kıskançlıkla beklerim ondan."

"Yok öyle bi şey kendim gelmiyordum. Ama devam sorununu düşününce ben de dönemi dondurmak için geldim."

"Hımm. Anlıyorum. Ben senin için Sevda olarak imza atayım istersen. Sence eşarp yapıp senin gibi giyinirsem şöyle sinekkaydı traşta olursam belki inanır hoca sen olduğuma. Aa ama en önemli şeyi unuttum. Benim sese bak anında anlar hoca. " dedi gülerek bi an hayal edince ben de kendimi tutamadım güldüm. Barıştan ayrıldım ayrılalı ilk defa gülüyordum.

Biz gülerken aniden Barış geldi ve Kerem e yumruk attı. Kerem yere düştü. Ama onu falan görmüyordu gözüm Barışımı o kadar özlemişim ki. Ama Barış bana öyle ağır şeyler söyledi ki bi an boynuna sarılıp ben senden başkasını sevemem ki dememek için zor tuttum. Doğru dedim sadece mektuptakilerin doğru olup olmadığını sorduğunda. Ve o keşke tanımasaydım seni sevmeseydim diyordu bana buna nasıl dayanabilirim. Gözyaşlarım daha da hızlı akıyordu. Barışıma özellikle de Karadeniz mavisi gözlerine doya doya baktım. Belki bi daha göremem. Buralardan gitmek istiyorum o buradayken ayrı kalmak çok zor. Barış gidiyordu onu uyurken terketmek bu kadar zor olmamıştı. Sonrasında yine kötü oldum. Ve Kerem o sırada

"İyi misin " dedi. Cevap verecek durumda değildim. O da koluma girdi. Sonrasında beni arkadaşımın evine götürdü. Ben de hem teşekkür edip hem özur diledim. Arkadaşımın evine girdim Kerem de gitti.Bi dakika bu Kerem bu evi nerden biliyor ki. Yok artık tahmin edecek değil ya koskoca İstanbulda. Bunun altından bi şey çıkacak kesin bu çocuk ta var bi şeyler. Sevda şu an onu mu düşünüyorsun senin biricik Karadeniz mavisi gözlün sana gönül işleri bakanına seni hiç sevmeseydim keşke dedi.Akan gözyaşlarımı silip her zamanki gibi bi şeyler izleyip ağladım tabi bi şeyleri de oburca yerken.

Ertesi gün yine her zaman ki gibi uykuyla öğleyi etmiştim. Kalktım yataktan ve mutfağa gidip birşeyler yedim ardından şu bi şeyler karaladığım defterimi aradım ama yok hiç bi yerde yok. Nerde bu defter ve kafamda canlandı en son yatağın arasına koymuştum Barış görmesin diye . Gidip hemen almalıyım ya eline geçerse tehditi öğrenir Ayca da dediğini yapar. Olmaz buna izin veremem. Hemen bi taksi çağırdım ve eve gittim.

Evimizin kapısını açtım ve içeriye adım atar atmaz gözlerim yaşlarla doldu ne çok agladın be Sevda Kuşi gibi oldum iyice. Ama o kavuşuyordu Arnavına ya ben. Bu umutsuz soruma cevap bile vermedim.Sonra odamıza çıktım surekli anılar canlandı hep. Ve defteri yatağın arasından aldım ve oyalanmamak için uğraşıyordum ama gidemiyordum. Sonra zorladım kendimi ve kalktım kapıyı açtım tam çıkıyordum ki. Dış kapı açıldı.

Sesleri duyabiliyordum. Ayça ve Barış konuşuyorlardı va Barış Aycaya

"Şu anda sana bakıyorum da Sevda hiç te güzel değilmiş" dedi ve bunu demesiyle yatağa oturdum ve ağlamaya başladım. Bu kadar çabuk mu unuttu beni bu kadar mı az seviyordu. Sonra odaya Barış geldi ayağa kalkıp hesap sormak istiyordum ama sonra başım döndü elimi alnıma götürdüm ve ardından Barışın kollarına bayıldım.

Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Doktor geldi

"Nasılsınız daha iyi misiniz Sevda Hanım"

"İyiyim de surekli bu baş dönmesi oluyor bende aceba kansızlık mı var" dedim. Doktor gülümsedi ve eliyle karnımı işaret edip

"Kansızlık değil de galiba surpriz bi misafir var küçücük " dedi.

"Nee siz ciddi misiniz"

"Evet hemde 1 aylık nasıl farketmediniz varlığını "

"Şey ben kendime vakit ayırmıyordum ve hiç iyi durumda değildim." Doktor Hanım

"Eşiniz de çok sevinecek eminim çok endişeliydi sizi getirdiği zaman"

"Şey aceba Rica etsem ben söylesem eşime olur mu"

"Tabi tabi siz nasıl isterseniz. Ama sonrasında tekrar kontrole gelmelisiniz vitamin vermeliyim ve birde kendinizi stres ve üzüntüden uzak tutmalısınız."

"Tamam "dedim kolaysa sen tut kendini stres ve üzüntüden. Doktor çıktıktan sonra elimle karnıma dokunup

"Sen benim için Barış tan kalan en güzel hediyesin. Babandan ayrı bırakmak istemezdim seni ama bunu baban için yapmak zorundayız . En azından benim için sen varsın bi de baban gibi Karadeniz gözlü olursan onu özledikçe sana bakarım. Affet anneni küçük bebeğim ama büyüyünce mutlaka anlarsın beni" dedim ve bu duygu ne kadar da farklı bi duygu. Bebeğimle ilk defa konuşuyordum. Benim ve Barışın bizim bebeğimiz. Benim hayatıma nasıl bi mucizesin sen. Tabi seni babana söylesek nasıl sevinirdi. Hayır sevinmezdi belki de bana hiç te güzel değilmiş dedi. Küstüm ona beni hemen unuttu. Ben de diyordum hep neden bu kadar çok yiyorum diye. Meğer sen anneni çirkin ve kilolu biri yapmak istiyormuşsun. Olsun olsun senin için herşeye razıyım ben.

Hastaneden çıkıp arkadaşımın evine gittim ve kapıyı açtım yavaşça. İçeriden konuşma sesleri geliyordu.
Nazan

"Bu kıza daha ne kadar katlanmak zorunda kalacağım onu söyle"

"Az kaldı biraz daha dayan. Sonra kurtulacaksın kardeşim. Plân başlayacak az kaldı." Ve bu ses bu olamaz bu ses. Elimdeki cüzdanı yere düşürdüm. Ardından ikisi de sese geldi. Ve ben şaşkınlığımla bu cümleyi kurabildim sadece.

"Sen ama sen nasıl olur bu."

İnşallah bölümü beğenirsiniz. Oy ve yorumun az olduğunu görüyorum özellikle de yorumun. Ama bi işe başladım ve sonunu getirmek istiyorum. İyi okumalar ...

AŞKIMIZIN SİMGESİ "SEBA"(DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin