"Doğada bulunan en sert element sevmekten vazgeçmiş bir kadının yüreğidir."
Peki Sevda vaz mı geçti Barışından. Sevda onsuzluğun ne zor olduğunu çok iyi biliyordu. Onsuz aldığı nefes yarım gibiydi ,sanki ciğerlerine yetmiyordu . Onsuz doğan güneş içini ısıtmaya yetmeyecek kadar küçük geliyordu. Onsuz her şey renksizken onun bi gülüşü heryeri renklendiriyor ve onun bir sözü etrafında bulunan her şeye mana katıyordu. Sevda Karadeniz gözlü yarini çok seviyordu. Belkide bu kadar kırgınlıkta o yüzdendi. Onu bi kadınla konuşmasından bile kıskanırken, onun başka biri ile olma ihtimali hayır bunu düşünmek istemiyordu. Ama düşünmeye bile katlanamadığı gerçekti. Artık ne ağlamak ne de akşamki gibi Barışla tartışmak istiyordu. En azından ondan biraz uzaklaşmak belki iyi gelecektir diye düşündü. Sonrasında ne olacağını kendi de bilmiyordu.Küçük bir çantaya bir kaç parça eşya koyup, dert arkadaşı defterini de içine attı çantanın. Sonra da böyle gitmenin doğru olmayacağını düşününce küçük bir not yazdı ve salondaki aynanın üzerine yapıştırdı. Odadakine koyamadı. Barış'a o gün veda mektubunu bıraktığı yere bırakmak istemedi. Çünkü bu veda değildi. Peki neydi o zaman. Ne olduğuna ne aklı ne de kalbi cevap vermiyordu.
Evden çıkıp çağırmış olduğu taksiye bindi ve annesinin evine gitti. Anahtarı ile kapıyı açıp içeriye girdi . Odasına çıkıp çantasını bıraktıktan sonra mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladı. Sabahın erken saatinde olduğu için daha kimse uyanmazdı. Ama abisi işe gitmek için dış kapıya doğru yürüyorken mutfaktan gelen seslerle mutfağa gitti ve kardeşini görmesi ile şaşırdı.
"Sevda kardeşim hayırdır ne işin var burada " dedi.
"Ne yani artık gelemez miyim istediğim zaman. "dedi biraz kırılmıştı belki de abisine böyle alınganlık yapmayı özlemişti. Yavuz ise kardeşinin bu hallerine alışıktı.
"Hiç olur mu prensesim benim. İstediğin her zaman gelebilirsin. Burası senin de evin. " Sevda abisine sarılıp
"Canım abim benim. " dedi sonra da ayrılıp kahvaltıyı hazırlamaya devam etti. Abisi ise Barışla aralarının biraz kötü olduğunu bildiğinden
"Bizim damat nasıl peki?. O neden gelmedi ?."dedi. Sevda ise abisine hiç bakmadan kaçamak bir şekilde
"Onun şehir dışında toplantısı var. Bi kaç gün yok. O yüzden de buraya gelmenin doğru olacağını düşündüm." dedi. Yalan söylemeyi beceremezken. Yavuz ise
"İyi yapmışsın kardeşim. Ben çıkıyorum akşam görüşürüz." dedi. Hamile olduğu aklına gelince
"Benden istediğin birşey var mı canım gelirken alayım."dedi.
"Yok abicim canının sağlığı yeter. Allah'a emanet ol. Hayırlı isler. Görüşürüz." dedi . Yavuz ofise gitmek için evden çıktı ve Barışı arayıp Sevdanın burada oldugunu haber verdi.
Barış ise Sevdanın bu yaptığına anlam veremiyordu. Çok sevdiği biricik gönül işleri bakanı neden böyle davranıyordu. Bakışları sözleri onu çok yaralıyordu . Tamam onun aşkından şüphe etti ama onun cezası bu kadarda ağır olmamalı diye düşünüyordu. Salonda gördüğü not kağıdını eline alıp okumaya başladı.
"Ben annemgili çok özledim. Bir kaç gün onlarda kalmak istiyorum. Birazcık senden uzak kalmaya ihtiyacım var anlayış göstereceğini umuyorum. Kendine iyi bak."
'Öyle mi karıcığım sen aileni çok özlediysen ben de seni çok özledim ve toplantım da iptal olunca kendimi senin yanında buluverdim naparsın'
Aldığı küçük bir çanta ile çoktan gelmişti bile Sevdanın annesigile.
Kapıyı açan karısına önce de bu anında yaşadıklarına dair birşeyler söyledikten sonra yanağından öpüp girdi içeriye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIMIZIN SİMGESİ "SEBA"(DÜZENLENECEK)
RomantizmArkadaşlar bu benim ilk deneyimim olduğundan çok fazla yolun başındaydım. Okurken anlayış göstereceğinizi umuyorum. Düzenleme düşüncem vardı ama maalesef yapamayacağım gibi. Fırsat bulduğum an düzenleme yapacağım inşallah🙈 😊 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "H...