SEVDA SERDEM AKSEL
Kalp sevince herşeye alışıyor. Aynı kalp hem çok kırılıyor sevdiğine hem de yine en çok ona hasret kalıyor. Bir saniye görmese burnunda tütüyor kokusu.Barışım, sevdiğim, Karadeniz mavisi gözlü yarim. Seni o kadar çok seviyorum ki ne kadar kızsam kırılsam da öyle özlemişim ki seni. Arte Dedemin yaptıklarına katlanışın, bana o bakışların beni ne kadar sevdiğini gösteriyor.
Barış odada üzerime doğru gelmeye devam ediyordu ki sırtım pencere ile buluşunca hareket edemedim. Nereye kaçabilirmişim,nereye gidersen gideyim onun kalp pusulası onu benim yanıma getirirmiş.
"Ağzın güzel laf yapıyor ama uygulamaya gelince pek başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. Önce bir söz veriyorsun sonra da hemencecik tutmuyorsun o sözü. Anlamadan, dinlemeden kızıp,kırıyorsun. Sürekli aynı şeyi yapıyorsun. Seni affetsem yine yapacaksın aynı şeyi."
Ellerimi tuttu ve elindeki kabartılar dikkatimi çekti. O kadar çok şey yaptı ki,yaparken de balta ve çapayı çok sıkmış olmalı. Kıyamam sana ben. Gözlerimin içine derin ve huzur verici bir bakış eşliğinde
"Hayır Sevdam hayır. Bir daha yok inan bana bu akılsız adam akıllandı artık. Ve sana söz veriyorum bundan sonra hep rüya gibi günlerimiz olacak. Sen,ben ve oğlumuz çok mutlu olacağız."dedi.
Sevdiğim adam gözlerime umutla bakarken ne diyebilirim ki. Ama şu an yaptıkları da hoşuma gidiyor. Biraz daha uzatabilirim. Ellerimi ellerinden kurtardım ve gözlerine bakmadan
"Hayır affetmiyorum seni."
"Eee yeter artık ya benim de bir sabrım var "dedi ve beni kucağına aldı.
"Ne yaptığımı sanıyorsun. İndir beni lütfen "
"Yeter Sevdam yeter. Fazla naz aşık usandırır, derler. Seviyorum seni aşkından ölüyorum var mı ötesi . "
"Nereye gideceğiz peki nereye götüreceksin beni."
"Seni kaçırıyorum karıcığım. Merak etme eminim en az Arte Dedemin evi kadar seversin orayı da. Ben bu gece ve bundan sonra da hiç bir zaman sensiz uyumayacağım."dedi.
Kucağında götürürken Arte Dedem ortaklıklarda görünmüyordu. Hani benim gönlüm olmazsa vermeyecekti. Torununa kıyamadı galiba.
Beni kucağından indirdikten sonra arabaya bindik. Akşam olduğu için hiç bir yer görünmüyordu. Aslında tanıdık gibi geliyor aaa evet hatırladım. Burası bizim beraber kahvaltı yapıp türkü söylediğimiz ev.Arabadan inen Barış kapımı açtı ve
"Gel buraya gönül işleri bakanım" dedi. Arabadan indikten sonra gözlerimi kumaşla bağladı.
"Napıyorsun Barış sen."
"Bekle karıcığım sürpriz. Ben sana bundan sonra rüya gibi günlerimiz olacak derken şaka yapmıyordum." dedi. Barışımın sürpriz demesi bile beni heyecanlandırmaya yetmişti. Şu ana kadar yaptığı her sürpriz birbirinden güzeldi. Beni o yönlendiriyordu,kapıyı açtı ve içeriye girdiğimizde de bir kaç adım attık. Sonrasında gözlerimdeki kumaşı çözdü. Karşımdaki muhteşem masaya baktım. Sevdiğim bütün şeylerden vardı bu masada. Ve de vazgeçilmezim çikolatalı pasta. Üzerine de 'Özür dilerim ömrüm' yazdırmış. Masanın üzerine ara ara kırmızı renkli kokulu mumlar konulmuş. Masadaki her boş alana ve yerlere de gül yaprakları serpiştirilmiş. O kadar güzel hazırlanmış ki. İster istemez duygulandım. Oğlum da babasına benzer mı acaba. Umarım benzer hem yüzü hem de huyu benzesin. Bu adam böyle sürprizler yapmayı nasıl beceriyor böyle anlayamıyorum. Akşama kadar çalıştığını görmesem,demekki birilerine yaptırtıyor. Ben de oğlumun babasına böyle bir sürpriz yapmalıyım. Ama benimki daha da güzel olmalı. Uğraşıp yapacağım.
Barış sandalyeyi çekip
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIMIZIN SİMGESİ "SEBA"(DÜZENLENECEK)
RomanceArkadaşlar bu benim ilk deneyimim olduğundan çok fazla yolun başındaydım. Okurken anlayış göstereceğinizi umuyorum. Düzenleme düşüncem vardı ama maalesef yapamayacağım gibi. Fırsat bulduğum an düzenleme yapacağım inşallah🙈 😊 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "H...