Medya: Savaş Yiğitoğlu
"Yemekler gerçekten çok leziz olmuş. Hanım kızımızın eline sağlık."
Masanın ucunda oturan yaşlı adama baktı gülümseyerek Hayal. O sadece birkaç polis memurunun geliceğini düşünmüş, kendini buna hazırlamıştı.Yediği yemeklere metiyeler saydıran adamın emniyet müdürü olduğunu öğrendiği andan itibaren nasıl nefes alınacağını dahi unutmuştu. İçinde fırtınalar koparken sevimli gözükmeye çalışıyordu. Yanında sırıtan doktor Deniz genç kızın soğuk terler döktüğünü görmüş söyledikleri küçük yalandan ötürü olduğunu sanmıştı.
"Değil mi ama Ertuğrul amca, döktürmüş mübarek. Bu ne yetenek...."
"Önemli değil canım. Eğer beğendiyseniz..." Pişkin pişkin sırıtan Deniz'in bacağına cimdik atıp "Afiyet olsun size." diye ekledi Hayal. Masa oldukça kalabalıktı. Her köşeden biri konuşuyor dolayısıyla büyük bir uğultu oluşuyordu. Genç kız gecenin onur konuğu Rüzgar'dan olabildiğince uzağa oturmuş gıcık doktorda yanında bitivermişti.
"Tedirgin olma, ben buradayım."
İçinde bulunduğu durumun aslında ne kadara vahim olduğunu anlamayan çapkın doktor yalanlarını ustalıkla saklayacağını ima ederken telaşla etrafını inceliyor tabağındaki yemeklerle oynuyordu.
"Geri dönme kararına gerçekten çok sevindim Rüzgar'cım."
Emniyet müdürünün patronunun ismine eklediği cım Hayal'in beyninde yankılanırken ağzı açık kalmış suratı hiç olmadığı kadar şebek bir hal almıştı.
Önce polis sonra başkomiser şimdi de emniyet müdürünün aile dostu çıkan Rüzgar'a bakıp derin bir nefes aldı. Ne kadar kabul etmek istemese de ölümü bu adamın ellerinden olacağa benziyordu. Sevimli melek yüzüne rağmen Hayal için Azrail'den farksızdı. Genç kızın etrafına farkında olmadan öyle sıkı bir ağ örmüştü ki kaçması kurtulması imkansız hale getirmişti.
"Geri dönüşünü hanım kızımıza borçluyuz değil mi?"
"Efendim?" Sohbet dönmüş dolaşmış yine odak noktası olarak Hayal'i bulmuştu. "Ben ne yapmışım, birşey yapmadım. Gerçekten..." Telaşla kekelemiş masadan yükselen kahkahalar yüzünden utanmıştı.
"Sen ortaya çıkmasaydın bu adamı geri dönmeye ikna edemezdik." Yanı başında oturan Rüzgar'ın omzuna elini koyup " Emniyetin bu adama o kadar çok ihtiyacı var ki?" dedi yaşlı adam. "Yiğitoğlu ailesi yüzünden işler tam anlamıyla kontrolden çıktı. İnsanlar benden bir suçlu yakalamamı istiyorlar. Gazeteciler kapımda yatıyor ama şımarık varis kayıplarda..."
Çatalını elinden düşürmüş donup kalmıştı Hayal. Tüm masa tekrardan ona odaklanmış problemin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bakışları patronununkilerle buluştuğunda tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. İşe başlayıp dadı olmasının dünyaya tek bir katkısı olmuştu. Tüm emniyetin peşinde olduğu yetmiyor gibi kahraman polis Rüzgar Soğuk'ta peşine düşmüştü. İç sesi çok güzel diye mırıldanırken beyni çalışmayı durdurmuştu. "Ben bir çocuklara bakıyım. "
"Oturuyorduk kızım..."
Tonton suratına rağmen ona ölümü hatırlatan emniyet müdürüne sırıtıp "İşim bu." dedi. Yüzündeki gülüş o kadar yapay duruyordu ki Deniz dahil herkesin ürktüğüne yemin edebilirdi. "Size iyi eğlenceler."
Masadan telaşla ayrılan kızın arkasından baktı bir süre Rüzgar. Bakışları kızın arkasından tuvalete gitmeye karar veren Deniz'le buluştuğunda farkında olmadan yumruğunu sıkmıştı.
"Hayal Yiğitoğlu'nu bana bulmalısın..."
"Efendim?" Deniz'in arkasından bakmayı bırakıp yaşlı adama döndü. Dinlemediğini anlayan adam bozulmuş yine de konuşmaya devam etmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çömez Dadı
HumorHerkesin hayatında kırılma noktaları vardır. Kimi için yüksek puanla üniversiteyi kazanmak, kimi için yüksek maaşlı bir işe kabul edilmek büyük bir olay olabilir ama Hayal için hayatın hazırladığı sürprizler bundan biraz fazlasıydı. İstanbul'un e...