Bazen herşey üst üste gelir. Kendini köşeye sıkışmış gibi hissedersin. Sanki herşey sana karşıymış, sanki birileri seninle dalga geçiyormuş gibi. Çırpındıkça daha derine battığını bilirsin ama çabalamaktan vazgeçemezsin.
Bir sorun bitmeden diğeri başlar. Sonra bir diğeri, bir diğeri. Kurtulmaya çabaladıkça daha çok karanlığa hapsolursun. Hayat bazen uçsuz bucaksız bir bataklıktan ibadettir. Bazen sadece teslim olmak gerekir. Sana verileni kabul etmek batabildiğin kadar derine batmak orda seni neyin beklediğini görmek...
Tıpkı Hayal'in yaptığı gibi...
Yatakta sırt üstü uzanmış tabanı izliyordu Hayal. Gözlerini kırpmadan boş boş beyaz zemine bakıyordu. Düşünmek istemiyordu. Düşünmenin, çabalamanın bir anlamı yoktu.
Şuan bulunduğu nokta öyle düşünülerek kavranıcak, kolaylıkla çare bulunacak bir yer değildi. Kim olduğunu bilmediği gizemli düşmanları vardı. Onunla gitmediği için kırgın babasını hatırladıkça yüzü asılıyordu.
Bu hayatta Hayal için en önemli şey babasıydı. Onunla tek başına ilgilenmişti. Diğer insanların gözünde babası korkutucu kötü bir adam olabilirdi ama Hayal için babası kahraman gibi bir şeydi. Düşüp dizini yaraladı diye onunla birlikte ağlayan bir babaydı. Kim ne derse desin babası onun için ilk sırada gelicekti.
Rüzgar'dan hoşlanıyor yanında kalmak istiyordu belki ama günün birinde bir tercih yapması gerektiğinde babasını seçeneğinden emindi. Buda onu başa getiriyordu. Gizemli düşmanından korkuyordu belki ama Rüzgar'dan korktuğu kadar değildi bu korku.
Gözlerinin önünde duran haini öğrendiğinde nasıl tepki verebileceğini düşünmek bile istemiyordu.
Rüzgar mükemmel bir babaydı. Tıpkı Hayal ile Adem'in ilgilendiği gibi... üç çocuğunu tek başına büyütmüş bu işte aşırı başarılı olmuştu. Kabul etmeliydi, Hayal üç afacanı çoktan sahiplenmişti. Özellikle Deniz ile didişmeyi çok seviyordu. Çocuklardan hoşlanmayan onu çocuk sevmeye ikna edecek kadar tatlı yetiştirmişti üç afacanı.
İtiraf ermek istemesede Hayal'in bu güne kadar tanıdığı en güzel seven insan Rüzgar'dı. Babası en az Rüzgar kadar iyi bir baba olmuştu belki ama söz konusu aşk olduğunda amatördü. Annesinin ölümünden sonra çok yanlış kararlar almış yanlış insanlarla olmuştu. Sevda gibi... İçinde bir yerlerde babasının da Sedef'e aşık olduğunu biliyordu ama bu pekte işe yaramıyordu. Babadı SedefSedef'ten jaçmak uzaklaşmak için hep yanlış aşklara yelken açmıştı.
Oysa Rüzgar cephesinde herşey bambaşkaydı. Onca yıldır gözü birtek çocuklarını görmüştü. Etrafında ona sarkan onca kadın olmasına rağmen birine bile yeşil ışık yakmamıştı. O kadar saf bir adamdı ki Alev'in ondan hoşlandığından dahi bir haberdi. Ölen eşine olan vefası küçük oğlu Deniz'i o kadar korkutmuştu ki ufacık çocuk babasına bizzat eş aramaya başlamıştı.
Sadece bu da değil Rüzgar mükemmel bir iş verendi. Hayal ile başından beri çok güzel ilgilenmişti. Aynısı Defne içinde geçerliydi.
Bu yüzden bunca zaman Rüzgar'ın etrafında kendini aşırı huzurlu hissetmişti Hayal. Canı yandığında onunla en az babası kadar iyi ilgileniyor yaralarını sarıyordu. Başı dara sıkıştığında o mükemmelliyetçi tavırları ile sorunu çözüyordu. Bir insanın sahip olabileceği en iyi patron olduğunu kanıtlıyordu. Son olarak Hayal'den hoşlandığını söyleyerek sahip olabileceği en sadık aşığı bulduğunu hissetirmişti.
Bu zamana kadar yaşadığı aldatılmalı kaldırılmalı babasından gizli kaçamak aşklardan çok faklıydı Rüzgar'a hissettiği. Her anlamda çok farklı diye düşündü. Gerçekler ortaya çıktığında Rüzgar'ın bahsettiği o tüm mükemmel yanları kaybolacak bambaşka bir adam ortaya çıkıcaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çömez Dadı
HumorHerkesin hayatında kırılma noktaları vardır. Kimi için yüksek puanla üniversiteyi kazanmak, kimi için yüksek maaşlı bir işe kabul edilmek büyük bir olay olabilir ama Hayal için hayatın hazırladığı sürprizler bundan biraz fazlasıydı. İstanbul'un e...