13. Bölüm Güvenli Liman

7.2K 525 11
                                    

Etrafındaki kalabalığa bakıp iç çekti Hayal. Yemek masasında oturan emniyet müdürü dahil herkes etrafını sarmış ondan olan biteni dinlemek için beklemeye başlamıştı. Dakikalardır tek kelime etmemesine rağmen, tek bir ilerleme bile kat etmemesine rağmen "Nerede kalmıştık?" diye mırıldandı.

"Daha hiç bir açıklama yapmadığın için, bir yerde kalmamıştık. Hala daha başlagıçta tekliyorsun."

Bilmişlik taslayan ufaklık Deniz'e bakıp dişlerini sıktı.Ecel telleri döktüğü şu dakikalarda dahi ufacık bir çocuğun IQ'su altında eziliyordu. Tamam çocuklarla anlaşması Hayal için hep zor olmuştu. Babasının yetimhaneden çocuk evlat edinme gibi bir huyu vardı. Ömrünün büyük bir kısmını o rakiplerine karşı savaşarak geçirmişti ama bu çocuk biraz fazla zorluydu. "Dimi daha tek kelime etmedim. Haklısın Deniz." Tehditkar bir şekilde ufak çocuğa bakıp beyaz dişlerini gösterdi. Bu Hayal'in eğer adaşın gibi olmak istemiyorsan sessizce olay yerini terk et tehditiydi. Sonuçta hemen yanı başında ki koltukta yatan çapkın doktor Deniz'in kanlı başı ufaklığı korkutmaya yetmeliydi.

"Korkmana gerek yok, anlat sen. Biz seni dinliyoruz." Tehditkar tavırlarından zerre korkmayan ufaklığı izlemeyi bırakıp onu sakinleştirmeye çalışan patronuna baktı. Hemen önünde dizlerinin üzerine çökmüş neler olduğunu anlatmasını bekliyor kadife ses tonuyla onu rahatlatmaya çalışıyordu.

"Şimduk..."

"Şimduk?"

Dişlerini daha sıkı birbirine sürtüp ufak çocuğa baktı Hayal. Sinirlendikçe aksanı kayıyor kelimeleri yepyeni bir dil hali alıyordu. "Şimcik..."

"Şimcik?"

Doğru telafuzu bulamamanın verdiği sinir yüzünün kızarmasına neden olmuştu. Zafer sarhoşu ufaklık şen kahkahalar atarken "Şimdik..." diye mırıldandı.

"Bana scrable da yenilmene şaşmamalı. Türkçe'n can çekişiyor. Onca dili öğrensen ne olur, ana dilin vasat."

İç sesi ölümlerden ölüm beğen diye mırıldanırken "Ş-şimdilik..." diye kekeledi. Küstah bücür, Türk Dil Kurumu, çakma T9, IQ tarlası.... Sonuncusu yeterince hakaret içerikli olmamış genç kızın iç sesine olan güvenini kaybetmesine neden olmuştu. Kendi kendine sayarken bile bücür Deniz'e yeniliyordu.

"Ben odamda dinleniyordum." Kelimeleri tane tane seçiyor neredeyse Zeki Müren edasıyla konuşuyordu.Hayal hırslı bir kızdı, ufaklığa karşı bir kez kaybetmişti. İkinciyi göze alamazdı.

"Sonra içeri Deniz bey girdi."Koltukta baygın yatan adama baktı. Terzi kendi söküğünü dikemez dedikleri doğru olsa gerek Alev'in yardımı olmasa başı yarık vaziyette oracıkta saatlerce yığılı kalırdı. Odayı dolduran herkes olan bitene o kadar kafayı takmıştı ki Alev dışında kimse baygın adamla ilgilenmiyordu.

"Sonra ne oldu, vazoyla kafasını mı yardın?" Bakışlarını fark eden Alev sinirle konuşmuş aşağılayıcı gözlerini Hayal'e dikmişti. Ne diyebilirdi ki genç kız? Bu sefer rakibi haklıydı. Kim dadı olarak tuttuğu birinin odasında yaralı bir adam bulmayı kabul edebilirdi? Üstelik Deniz Bey Rüzgar Bey'in en yakın arkadaşıydı. Bu gece burada işten kovulucak kendini sokakta bulucaktı. Gerçi Savaş ortaya çıktığına göre sorun yok diye düşündü. Abi kardeş başlarının çaresine bakabilir babası dönene kadar kendi ayaklarının üstünde durabilirlerdi.

"Evet, öyle yaptım." Kollarını birbirine dolayıp derin bir nefes aldı. Etrafındaki polis memurları sorguda hissetmesine neden oluyordu. Yine de bu anı hızlı geçmek, kurtulup özgür hissetmek için elinden geleni yapmak zorundaydı. Kimse onun Hayal Yiğitoğlu olduğunu bilmiyordu. İnsanlar Hayal Fidan'ın piskopat olduğunu yada şiddete meyilli olduğunu düşünebilirdi. Hayal Fidan hakkında ne düşünüldüğü zerre umrunda değildi. "Sarhoştu, odama geldi. Çok tuhaf davranıyordu. Bende ürktüm."

Çömez DadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin