Medya: Duru
"Kendim gidebilirdim gerçekten."
"Gidemeyeceğini asla ima etmedim ki?" Yolcu koltuğunda husursuzca kımıldanan kıza baktı doktor Deniz gülümseyerek. Taburcu işlemlerini herkesden gizli tamamlayan kızı hastane çıkışında yakalamış zorla arabasına bindirmişti. "Rüzgar senin hastaneden yarın çıkacağını biliyor. Seni görünce dumura uğarayacaktır."
"Evet." Başını soğuk cama yaslayıp iç çekti Hayal. Neredeyse her gün bir kaç kez hastaneye uğrayıp durumunu kontrol eden adamdan kurtulmak adına çıkacağı tarihi yanlış söylemişti. Tamam aynı ortamda çalışmaları gerekicekti. Her halükarda yüz yüze bakıcaklardı ama aşırı ilgi kokan tavırları yadırgamadan edemiyordu.
"İntihar ettiğini düşünüyor."
"Ne?" Başını hızla genç adama çevirip son ses bağırmıştı Hayal. "Ne intiharı, ne zaman?"
"Suda seni bulduğunda..." Yanında oturan kıza bakıp "... intihar edicek sorunların olduğunu düşünüyor." dedi Deniz. " Rüzgar korumacı bir insandır zamanla gerçekleri anladığında seni rahat bırakıcaktır."
"Peki ya sen?" Meraklı gözlerle doktoru inceledi Hayal. "Sen ne düşünüyorsun?"
"Adamı gözünden tanırım ben." Gözleri merakla parlayan kıza yaklaşıp kahkaha attı genç doktor. "Sen de canı sıkıldığı için intihar edicek masum kız duruşu değilde canını sıkanın canını alıcak serseri mayın bakışları var." Duyduklarıyla şaşıran kız bakışlarını kaçırırken "Sahi nasıl dadı olmaya karar verdin?" diye sordu. "Fransa'da o parti senin bu parti benim geziyor olman gerekmez miydi bu yaşta? Pahalı markaların koleksiyonunu yapıyor olman daha senlik olurdu. Dört dil bilen iki üniversite mezunu ciddi kadın duruşu yok sanki sende."
"Dış görünüş yanıltıcı olabilir." Yüzünü cama çevirip gökyüzünü incelemeye başladı Hayal. Sahi nasıl dadı olmuştu? Ömründe gördüğü tek çocuk Defne'nin ufak kuzeniydi onuda elbiselerini makasla kestiği için odasının tuvaletine kitlemişti. Umarım gittiğim evde ebeveyn tuvaletleri vardır diye düşündü. Üç çocuğu birden aynı tuvalete kitlemek vicdansızlık olurdu değil mi?
"Yoksa dadı olmanda Alev'in arkadaşı olman gibi düzmece olabilir mi?"
"Yuh!" Konuşmayı daha fazla uzatmamak adına radyoyu açtı Hayal. Son ses müzik arabanın içinde yankılanırken çoktan evin önüne gelmişlerdi.
"Geleceğimi biliyor muydular?" İki katlı ahşap evin önünde dikilen Alev ve çocuklara baktı gözlerini devirerek Hayal.
"Ağzımdan kaçırmış olabilirim..." Yolcu kapısını açıp genç kızı dışarı çıkartı Doktor Deniz. Çatlak ayağı yüzünden yürümekte zorlanan kızın koluna girip "...belki." diye ekledi.
"En azından o burada değil." Ağırlığını genç doktora verip seke seke ilerledi Hayal. Normalde olsa ayağını çatıya asar haftalarca yatağından çıkmazdı. Çıt kırıldım Hayal gitmiş yerine mecburiyetleri olan biri gelmişti. Yaşamak istiyorsa Hayal Fidan olmaya alışmalıydı. Sahi dört dil demişti değil mi? Boş bir zamanında laf arasında o dillerin ne olduğunu sorup öğrenme çalışmalarına başlamalıydı. Çok zor olmasa diye düşündü. Sonuçta Savaş gibi biri altı dil öğrenebilmişse Hayal daha iyisini yapabilirdi değil mi?
"Yarın taburcu olacağını sanıyordum." Misafir odasını şekle sokup koşar adımlarla genç kızı karşılamaya gelmişti Rüzgar. Bakışları yürümekte zorlanan kıza değdiğinde "Acıyor mu?" diye sordu.
"Onun acı çektiğini sanmıyorum ama..." Dudaklarını kemiren Alev'e bakıp gülümsedi genç doktor."...benim acı çektiğimi söyleyebiliriz." Eve gelme nedeni Alev'in kıskançlıktan kudurduğunu görmekken bir şey yapmadan duramazdı. "Ufak tefek durduğuna bakma, bayağı ağır."
![](https://img.wattpad.com/cover/65541746-288-k92546.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çömez Dadı
HumorHerkesin hayatında kırılma noktaları vardır. Kimi için yüksek puanla üniversiteyi kazanmak, kimi için yüksek maaşlı bir işe kabul edilmek büyük bir olay olabilir ama Hayal için hayatın hazırladığı sürprizler bundan biraz fazlasıydı. İstanbul'un e...