"İyi misin?" Gözlerini kırpıştıran Hayal'in yüzünü kendine çevirdi Rüzgar. Baştan aşağı kızı süzüp yara alıp almadığını anlamaya çalışıyordu. "Bana, gözlerimin içine bak. Bir yerin ağrıyor mu?
"Alnın , alnın yaralanmış. Yine beni korumak için yaralandın."
"Önemli değil." Eliyle alnındaki kızıllığı silip camdan dışarı karanlık ormana baktı . "Şimdi senden bu arabadan inip ilerideki çalıların arkasına geçmeni istiyorum. Başarabilir misin? Oraya yürüyebilir misin?"
Evet anlamında başını sallayan kızın kemerini söküp yavaşça kapıyı araladı. Bir yandan arabaya doğru gelen adamları izliyor, diğer yandan Hayal'i olay yerinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. "Ben çık diyene kadar sakın çıkma. Tamam mı? Olurda bir aksilik olursa sessizce saklan. Senin arka koltuktaki paketleri çocuklara götürmem gerek. Acıkmışlardır."
Genç kız sessizce karanlığa doğru adımladığında kapıyı geri örttü Rüzgar. Kanlı alnını direksiyona dayayıp, bir eline gizlice silahını aldı.
"Aç kapıyı aç." Ses vermediği için sinirlenen adamlar camı kırmak suretiyle kapıyı araladı. "Ölmüş mü bir bakın. Bize diri lazım. Eğer öldüyse patron bizi kazığa oturtur. Adem babaya ulaşmanın tek yolu bu herif."
Omzundan tutan el sertçe başını geri ittirdi. Nabzını kontrol edicek kadar yakın mesefeye gelene kadar bekledi Rüzgar. Baygın rolü yapıyor düşmanını korumasız halinde yakalamak istiyordu. Soğuk bir el boynuna uzandığında sakladığı silahı çıkardı. Düşmanının gözlerinin içine bakarak sıktı kurşunu.
Adam aldığı yara yüzünden kanlar içinde yere yığılırken o hiç olmadığı kadar sinirliydi. Ailesine değer verdiklerine el uzatılmasından nefret eder. Sevdiği biri zarar gördüğünde çıldırırdı. Ormana kaçan kızın ürkek bakışları titreyen bedeni bu gece bu adamların tutuklanmaktan fazlasını hak ettiğini düşündürtmüştü.
"Ölmemiş, ölmemiş..." Ona doğru abanan adamı tekmeleyip ikiye katlanmasını sağladı. Yerde kıvranan bedenin üstüne kurşun sıkıp bir sonraki hedefine saldırdı.
Hiç bir zaman düşmanınızı yaralı bırakmanız hayrınıza olmazdı. Güçlenir, iyileşir daha fazla nefret dolu yakanıza yapışırlardı.
"Aileme bulaşmayacaktınız." Üstüne abanan diğer adamı boynundan kollarının arasına kıstırıp tüm gücüyle kendine çekti. Çırpınan adamın başı sertçe direksiyona indiğinde "Nasılmış?"diye sordu. "Bu Hayal'de olabilirdi. Beni yalnız yakalamalıydınız. O zaman daha insaflı olurdum."
Kendinden geçen adamı yere fırlatıp arabadan aşağı indi. Başını yukarı kaldırdığında korkuyla ona bakan iki kişiyi görmüştü. "Tek bir şansınız var. Oda o silahı üstüme boşaltmak." Başını iki yana eğip boynunu kıtlattı. Korkudan eli titreyen adam silahı tutmakta zorlanıyor ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
"Abi sıkıyım, bu adam bizi öldürür. "
Öne doğru bir adım attı Rüzgar. Attığı adım diğerine göre rütbeli olduğunu düşündüğü kişinin geri kaçmasına neden olmuştu.
"Patron öldürür. Vurmak yok. "
"Ama abi..."
Titreyen eldeki silahı hızla alıp adamı yere indirdi Rüzgar. Başını dahi o yöne çevirmeden yerdeki bedene kurşun sıktı.
"Nasıl bir polissin sen?" Korkuyla geri kaçtı adam. Karşısındaki polis o kadar korkutucu duruyorduki. Gözü dönmüş gibi etrafına saldırıyor önüne çıkanı yok ediyordu "Teslim oluyorum. Tutukla beni. "
![](https://img.wattpad.com/cover/65541746-288-k92546.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çömez Dadı
HumorHerkesin hayatında kırılma noktaları vardır. Kimi için yüksek puanla üniversiteyi kazanmak, kimi için yüksek maaşlı bir işe kabul edilmek büyük bir olay olabilir ama Hayal için hayatın hazırladığı sürprizler bundan biraz fazlasıydı. İstanbul'un e...