38. Bölüm Alev

3.7K 276 31
                                    


"Bu mudur yani?" Başını yukarı kaldırıp karanlık eve baktı Defne üzgün bir şekilde. Evin neredeyse tüm ışıkları kapalıydı. Sadece Hayal'in odasından süzülen loş ışık tüm ev ahalisi uyurken Hayal'in düşüncelerle çırpınıp durduğunun kanıtıydı. "Hiç bir şey yapmayacak mısın yani?"

"Ben yapabileceğim tek şeyi söyledim."

Gözlerini devirip kollarını birbirine doladı. Böyle bir anda şakalaşan Savaş'a aşırı sinir olmuştu. Büyük bir sorunla karşı karşıyalardı ama ellerinde tek bir çıkış yolu bile yoktu. Alev inatçı bir kadındı. Doktor Deniz gibi saf kolay kandırılabilir bir karakteri yoktu. Alev'i ikna etmek imkansız gibi birşeydi. Bu gidişle Savaş Defne ve Hayal gerçekten soluğu hapishanede alacağa benziyordu.

En kötü anlarda, herşey bitti dedikleri anda bile mükemmel bir plan bulup başlarını beladan kurtaran Savaş bugün hiçbir şekilde çabalamıyor, sorunu çözmek için bir yol bulmuyordu. Dudaklarından çıkan tek söz evet de öldüreyim olmuştu. "Hala daha dalga geçiyorsun." Başını iki yana sallayıp kızgın bakışlarını Savaş'a dikti. Savaş'ın asla ama asla bir polisi öldürmeyeceğini biliyordu. Yiğitoğlu ailesinin bir numaralı kuralı masumları gerekmedikçe tehlikeye atmamaktan geçiyordu. Hal böyle olunca birini öldürmek hatta şehit etmek soy adlarına yakışan bir hareket değildi. Savaş'ın neden böle bir anda herşeyi şakaya vurduğunu bilmiyordu. Sevgilisi aşırı tuhaf davransada Defne ciddileşmeye konuyu kendi yöntemleri ile çözmeye kararlıydı.

"Yapabileceğimi sanmıyorum." En yakın arkadaşı bir başına orada üzülürken hastaneye geri dönmek istemiyordu. Söyleyeceği hiçbir sözün Hayal'i kendine getirmeyeceğini bilsede çabalamaya kararlıydı. "Sen git Savaş. Düşündümde ben bu gece burada kalmalıyım. Yarın hastaneye geri döner yaralarıma batırırım."

Kolunu kavrayan Savaş oteriter bir şekilde onu durdurmuş hastaneye gitmeleri gerektiğini söylemişti.

"Anlamıyorsun? Dostluk böyle birşey. Benim şuan içeride Hayal ile hüngür hüngür ağlamam gerekiyor."

"Kimse ağlamayacak. Bir yolunu bulacağım."

"Yinede dostluk çözüm bulunana kadar anca beraber kanca beraber deyip birlikte depresyona girmeyi gerektirir."

Direnen Defne'yi hızla belinden kavrayıp kucağına aldı Savaş. "Sevgililik de böyle bir şey Defne. Senin için endişelendiğimden doğru düzgün düşünemiyorum." Söylenen kız bir anda tamamen sessizleşmişti.

Arabanın yanına geldiklerinde kımıldamadan duran kızı ön kaputun üzerine oturttu. "Burada yolculuk edemeyeceğime göre Savaş'cım ben içeri geçeyim."

Aşağı inmeye çalışan kızı durdurup "Kımıldama yoksa yeniden doktorculuk oynamak zorunda kalırız."dedi. Evden Hayal'den aldığı merhemi çıkartıp Defne'nin ayağındaki yaraların üzerine sürmeye başladı. Ciddi bir suratla işini yapıyordu. O Hayal'e nasıl yardımcı olacağını düşünürken Defne tatlı tatlı gülümseyerek onu izlemekle meşgüldü.

"Bu kadar mükemmel bir sevgili olacağını bilseydim seni daha önceden sıkıştırır, hislerimi sana açıklardım."

Onu duymazdan gelen Savaş aynı ciddiyetle yaralarını temizliyor ilaçlıyordu. Dudaklarını büzüp yüzünü Savaş'a yaklaştırdı Defne. Dudaklarını onun için endişelenen sevgilisinin alnına bastırıp "Odun modun olursun sanmıştım ama baya baya romantik çıktın sen Savaş."dedi.

"O neydi?" Gözleri yerinden fırlamış bir halde Defne'ye baktı Savaş. İlk defa öpücüklerinde hamleyi yapan kişi Defne olmuştu. Elini kız arkadaşının öptüğü yere koyup gülümsedi.

Çömez DadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin