19. Bölüm Karar

5.7K 463 21
                                    

" Ver şu elindekini bana Hayal."

"Vermeyeceğim." Kapının önünde dikilen Savaş'ı ittirdi sinirle Hayal. Hissettiği öfke nefret tüm kontrolü ele geçirmişti. Düşünmüyor, düşünmek istemiyordu. Hastanede Rüzgar ve Alev'in olduğunu Hayal Yiğitoğlu değilde Hayal Fidan olarak yaşaması gerektiğini unutmuştu. Önemsediği tek şey intikam duygusuydu. Elinde Savaş'ın belinden aldığı silah kararlı bir şekilde dışarı çıkmaya çalışıyordu. " Öldüreceğim o kadını!"

"Hayatında hiç birini öldürdün mü?" Panter gibi üzerine saldıran Hayal'i ittirdi Savaş. Yüz hatları gergindi. En az Hayal kadar oda sinirliydi. Genç kızın sorumsuz tavırları yardımcı olmuyor,aksine durumu daha kötü hale getiriyordu. "Hiç birinin canını aldın mı? Kötü yada iyi fark etmez. Nefesini kestiğin kişi her seferinde aynı bakar gözlerine. Sen hiç son nefesini veren birinin direk gözlerinin içine baktın mı?"

"Umrumda değil. " Dışarı çıkmak için bir hamle daha yaptı Hayal. Attığı adımın üç misli geri gitmişti. "Pişman olmayacağım. Çekil önümden." Düşünmeden haraket ettiğinin farkındaydı. İki yanı uçurum ince bir ipin üzerinde yürümeye çalışıyordu. Sevda'ya yakalanması peşindeki adamlara yakalanması demekti. Sevda'nın canını almayı başarsa bile eninde sonunda kendi canından olucaktı. Mantıklı davranmalı babasını beklemeliydi ama sakin kalamıyordu. "Vicdan azabı çekeceğimi mi düşünüyorsun? O kadını öldürür mezarı üzerinde zerre pişman olmadan parti veririm."

"Tamam,git öldür." Kenara çekildi Savaş. Şaşkın bir şekilde ona bakan Hayal donup kalmış ani karar değişikliğini anlayamamıştı. "Ne duruyorsun? Git boşalt sinirini. Tüm şarjörü sık üstüne. Delik deşik et."

Kımıldamadan ona bakan kıza kapıyı işaret etti genç adam. "Onu öldürdüğünde herşey çözülücekse eğer git istediğini yap. "

"O kadın benim elimden herşeyimi aldı. "

"Neyini aldı?" Gözlerini Hayal'e dikip ciddi bir suratla konuştu Savaş. Her zaman şaka ile karışık konuşmasına alışık kız ne yapacağını bilemez halde bocalarken "Ben yanındayım. Sözümü dinlemediğiniz için Defne yanında. Sıcacık bir evde geniş yatağında babanın ardından söylenip duruyorsun? Beni terk etti deyip durmaktan başka ne yaptın? Herşeyi elinden alınan kişi Adem baba. Onun için endişelenmen gerekirken bencilce kendi derdini düşünüyorsun."

"Ağır konuşuyorsun." Azarlanan Hayal'in yanına gitti Defne. Kollarını üzgün arkadaşına sarıp sinirli bakışlarını Savaş'a dikti. "Kalpsiz olduğunu hepimiz biliyoruz ama azcık empati yapmayı denesen. Zaten şok geçiriyor."

"Sen hiç konuşma." Duygusuz bir şekilde Defne'ye baktı genç adam. İçinde bulundukları durumu anlamayan iki kızı korumak zorundaydı. Üstelik ikiside sağ kalmamak için elinden geleni yapıyor ölüme seve seve koşuyordu. "Senin şuan burada olmamam gerekiyordu. Herzamanki şımarık Defne. Önemsediği tek şey kendi hissettikleri... Peki ya diğerleri?"

Elinden geleni yapmasına rağmen başarılı olamıyordu Savaş. Adem baba kadar güçlü ve zeki değildi. Ufacık bir hatası büyük sorunlara neden oluyordu. Defne'yi göndermeyi başaramamış bugün yaşananlara neden olmuştu. Gözleri Hayal'in boynunda oluşan morluğa döndüğünde dişlerini birbirine kenetledi. Yaşananlar kendinden nefret etmesine neden oluyordu. Morgdan Defne'yi çıkartırken aklına gelen kötü fikirlerin etkisi hala daha üzerindeydi. "Benim kalpsiz olduğumu düşünüyorsun değil mi? Bana kalırsa bencil bir kalbe sahip olup yalandan sevmektense, sevecek bir kalbinin olmaması daha iyi."

"Sevmediğini itiraf mı ediyorsun?" Yutkundu Defne. Yaşananlar yüzünden unutulan gerçeği şimdi hatırlamıştı. Amatör bir şekilde aşkını ilan ettiği kişi tarafından reddediliyordu. En azından kalbi böyle hissediyordu. Başından beri ipuçları gönderen Savaş ilk defa dürüst davranmıştı.

Çömez DadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin