Başında derin bir ağrıyla gözlerini araladı Rüzgar. Etrafına bakındı lakin nerede olduğunu bir türlü göremiyordu. Bulanık görüntü dalgalı bir su gibi karışık görünüyordu. Elini sızlayan yere bastırıp yerinde doğrulmaya çalıştı.
Bir süre gözlerini kırpıştırmış sonunda kalp atışlarını hızlandıran o yüzü görmüştü. "Deniz kızı!"
"İyi misin? Kanaman çoktu ölüceksin sandım."
Düzelen görüş kabiliyetine rağmen etrafına bakınmadı Rüzgar. Nerede olduklarını nasıl bayıldığını yada neden kanaması olduğunu sorgulamadı. Sadece karşısındaki kıza bakıyordu. Korktuğu başına gelmiş doktor Deniz'in onu uyardığı şey olmaya başlamıştı. Hayal'den etkileniyordu.
"Beni duymuyor musun ? Sağır mı oldu acaba?"
Tıpkı küçük bir çocuğun saatlerce ağladıktan sonra annesine kavuşması gibi. Genç kız hayatına girdikten sonra sakinleşmiş tekrar gülmeye başlamıştı. Tek fark onun hayatı karanlığa gömüleli birkaç saat değil uzun yıllar olmuştu. Bu kadar kısa sürede onu hapsolduğu mağaradan çıkartan Hayal'i izliyor ne hissettiğini anlamaya çalışıyordu.
"Bana bak. Elimi takip et. Bu kaç? Kör mü oldu acaba?"
"İyiyim merak etme." Kuvvetini toplayıp biraz daha yerinde doğruldu Rüzgar. "Neredeyiz? " Beynini zorlayıp kendini etrafına bakınmaya ikna etmeye çalıştı. Genç kızın utangaç gülüşü ona pekte yardımcı olmuyordu. Etraflarında ki herşey önemini yitirmiş zaman akışı yavaşlamıştı sanki. Genç kızın dudaklarına bakıyor sadece ve sadece onun sesini duyuyordu. Tabi birde göğsünü zorlayan kalp atışları. Kalbi sanki Rüzgar'ı ele vermek için tüm gücüyle atıyordu.
"Asıl sen iyi misin Deniz kızı?" İşte yine o utangaç gülüş diye düşündü Rüzgar. Baygın bir halde uyandığınızda bir çift göz kalp atışlarınızı tavan yaptırıyor size nerede olduğunuzu unutturuyor ise bu tehlike demekti. İş işten çoktan geçmişti .
Reddettiği her şeyi şuan burada kabullenmek zorunda kalmıştı .Hayal başkaydı. Sadece çocuklarına bakacak bir dadıdan fazlasıydı. Farkında olmadan kendinide kıza kaptırmış kalbini de emanet etmeye razı olmuştu.
"Arabadayız." Kımıldamadan duran Rüzgar'a yaklaştı korkuyla Hayal. Dikkat çekmek için çabalıyor elini sallıyor parmakları ile numaralar gösteriyordu. Tavırları duruşu donuk patronu, korkmasına neden olmuştu.
"Hangi araba."
"Bize saldıran adamların arabası. Bizinkisi pert olmuştu."
"Adamlar..." Korkuyla Hayal'i inceledi Rüzgar. Baştan aşağı kaç kez kıza baktığını bilmiyordu. Bir minibüsün içinde karşılıklı oturuyorlardı. Karanlık yüzünden hiç birşeyi tam göremiyordu. Son hatırladığı şey ona güvenen genç kızın kollarına koşuşuyken nasıl bu hale geldiklerini bilmiyordu. "Nasıl oldu? Ben nasıl bayıldım. "
"Aracı kullanan şöförü hesaba katamamışız." Elini uzatıp Rüzgar'ın yerinde doğrulmasına yardım etti Hayal. "Bir anda çıkı verdi. Seni başından yaralayınca çok korktum." Pattonunun oturmasına yardım etti. "Sonra üzerime doğru gelince, ben ne yapıcağımı bilemedim. Senin yere bıraktığın şeyi..." Derin bir nefes aldı Hayal. "Ben sadece tetiğe bastım. Sonunu düşünmedim."
"Önemli değil. Şşt! Bana bak." Kıza doğru yaklaştı Rüzgar. Ellerini yüzünün içine alıp gülümsedi. "Kim olsa aynı şeyi yapardı. Böyle durumlarda öl yada öldür kuralı geçerlidir. "
Kızın ürkek bakışları içinin sızlamasına neden olmuştu. Böyle bir belaya bu kadar masum bir insanı sürüklediği için kendine kızıyor hatta lanet okuyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/65541746-288-k92546.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çömez Dadı
HumorHerkesin hayatında kırılma noktaları vardır. Kimi için yüksek puanla üniversiteyi kazanmak, kimi için yüksek maaşlı bir işe kabul edilmek büyük bir olay olabilir ama Hayal için hayatın hazırladığı sürprizler bundan biraz fazlasıydı. İstanbul'un e...