"Bir Şer'de bin Hayır vardır "
Hani kötü bir güne uyanacağınızı bilip de uyanmak istemediğiniz o zamanlar olur ya sanırım şuan onu yaşıyorum. Gözlerim kapalı ama güneşin o güzel olup da bugün bana kötü gelen ışığını hissediyorum,normal zamanda olsa ses yapıyorlar diye sinirleneceğim sesler ise bir hüzünlü geliyor kulağıma. Ne güzel degil mi? Artık sinirleneceğim kalabalık ailemin sesleri olmayacak yarın sabah mesela!Dün gece ablam ve eniştem bizde kaldığı için misafir odasında kalmıştık benden bir yaş büyük ablam hale ile beraber. En büyük ablam evli ve bundan ne kadar önce olduğunu hatırlamadığım bir zaman diliminde su anki evimize gelerek hale ile bana "size çok güzel bir haberim var" demişti. Biz de meraklı meraklı bakınca otuz iki diş gülümseyerek "teyze oluyorsunuz" demişti. Buraya kadar aslında her şey çok güzel falan ama bu haberden kısa bir süre sonra annem beni yatak odasına çağırdı. Odaya gittiğim de halenin de yatakta oturduğunu gördüm daha da meraklanıp bende oturdum yatağa. Annem de yatağa yatıp bana sırıtarak bakmaya başladı. Ulan bu ne be ne çekiyoruz diyemedim ama bir korktum ne oluyor diye sonra annem beni daha da korkutmadan-aslında daha çok korkuttu- demesin mi "hamileyim" diye ayy ben bir şok.! Ailenin en küçük kızı olarak annemlerin arasında kardeş muhabbeti her geçtiğinde kesin bir dille istemediğimi söylerdim sanki benim fikrim cok önemliymiş gibi. Yine aynı şaka olduğunu düşündüğümden "ya anne manyak mısın? Hiç komik degil" deyince annem "çantamı al" dedi. Komidinin üstünde ki annemin çantasını korka korka aldım. Annem yine o güleç tavrıyla "ön tarafı aç içindeki ultrason kağıdına bak bakayım şaka mı yapiyorum " yok artık yaa! Sen kırk yaşında kadınsın ya ne çocuğu! Dediğini yapıp çantayı açtım elime bebeğin ultrason kağıdını aldim. Belki bir umut şakadır yine deyip etrafına bakarken üst kısımda annemin adını gördüm. Hee hilal hepsi birlik olmuş sana eşşek şakası yapıyor! Hay saf kızım benim. Elimdeki kağıtla anneme dönüp "ciddisin sen! Yaaa anne banane yaa ben istemiyorum bana niye söylemedin" diyip sitem ettim. Allah var ilk bana söylese aldır derdim kaç yaşında kadınsın sonuçta. O yüzden sevgili anneciğim ilk haleye söylediğini halenin de aldırma anne ben yanındayım dediğini söyledi.
Yani anlayacağınız ablam ve annem arasında üç ay var ablam geçen ay doğum yapıp biricik yeğenim ravzayı kucağına aldı. Annemin ise hala iki ayı var.
Yattığım kanepeden kalkıp hemen yan taraftaki eski odamıza girdim. Yatağın yanındaki küçük beşiğe yaklaşıp ravzaya baktım. Hala uyuyordu. İlk göz ağrım benim mis kokulum... burnumu yanağına sürtüp o bebeklerin kendine has olan kokusunu çektim içime. "Teyzen seni büyürken görmek o kadar çok isterdi ki ama yapılacak bir şey yok teyzecim " dedim fısıltıyla. Hemen kafamı kaldırıp firar eden bir damlayı sildim elimin tersiyle. Uyanmadan odadan çıkıp annemlerin sesinin geldiği mutfağa girdim. Kahvaltıyı hazırlayan annemle ablama yardım edip sofrayı kurdum.
Hani insan konuşmak ister de bir türlü konuşamaz ya öyleydik işte hepimiz. Birimiz bir şey dese hepimiz ağlayacak moddaydık yani. Sessizce yapılan aslında içimizden taaa derinlerinden gelen çığlıklar eşliğinde bitmişti kahvaltı. Odama girip dün akşam hazırladığım mavi çiçekli uzun elbisemi giyip yanıma da üşürsem diye hırka aldım. Kapının oraya geldiğimde amcam,eniştem ve muhammet'in -süt kardeşim- valizleri taşıdığını gördüm. Tuttum kendimi bir kere daha tuttum. Nerede ne zaman patlayacağımı bilmeden. Kapının yanındaki annemin odasına geçip perdesi çekili olan camdan dışarı baktım. Ağlayacağımı anlayınca kafamı yukarı kaldırıp ellerimle gözlerime hava yaptım. Mahalledeki yakinlarimizin çoğu eşyaların taşındığını görünce yavaş yavaş gelmeye başlamışlar. Odadan çıkıp yavaşça üst kattaki amcamların evine çıktım. Kapı açıktı zaten, kapının orada gözleri dolu dolu duran yengemi görünce sarıldım, izin verdim bu sefer akmasına birkaç damlanın...o da izin verdi hali hazırda bekleyen damlalara... ayrılık zor be azizim! Kaç yaşında insanları ne hallere getiriyor! Yengem benden ayrılıp burnunu çeke çeke gözyaşlarını sile sile ayrıldı yanımdan aşağıya inmek için. Amcamı gördüm bu sefer. Amcamm... bana babam gibi hissettiren adam... aldı beni o güçlü kollarına sardı sıkıca. Sanki hep yanındayım der gibi, amcacın seni çok seviyor der gibi... söyleyemediklerini sarılışıyla gösteriyordu işte. Gözleri dolu dolu ama güçlü durmaya çalışıyor çünkü kaledeki o sağlam insanlar sarsılır ise herkes sarsılır. Ağla be kalbi güzel adam... birinin burnunu çekişini duyunca kafamı amcamın göğsünden çekip arkaya uzattım. Muhammet ağlamamak için savaş veriyor adeta.amcamın kollarından sıyrılıp muhammet'in kolları altına sığındım bu sefer. Ahhhh muhammet küçükken kendime çikolata alırken bile iki tane alıp babamın "diğerini kime alıyorsun? " sorusuna "maaamete alıyorum " cevabını verdiğim, aynı beşikte büyüdüğüm, hayatımın her anında yanımda olup beni herkesten koruyan ve koruyacak olan biricik kardeşim... olmayan erkek kardeşim...süt kardeşim. En güvendiğim omuzlara akıttım bir kere de o tuzlu suları, nasil olsa aşağı da da vedalaşırız diyerekten çıktım kollarından. Aşağıya inip evden çantamı aldım. Merdivenleri inerken evden yeni çıkacak olan reyhan yengemi gördüm. Gözleri aglamaktan kızarmış. Beni görünce hızlandırdım adımlarımı aldı hemen kollarına beni içine sokarcasına sarıldı...bir annenin kolları gibi. Reyhan yengem beni hep kızıymışım gibi severdi. Yenge dedigime bakmayın, hani şu bana şakasına bağıran fikriye ablanın yengesi,meryem yengemin de taze gelini. Reyhan yengem doğum yaptığında oğlu Eren'e hep ikimiz baktık diyebilirim. Öyleki küçük yaşta olmama rağmen Eren'i bana bırakıp gönül rahatlığı ile markete bile giderdi. O yüzden bana hep Eren'in manevi annesi sensin derdi. Kaç yaşında kadın hıçkırarak aglarken tutamadım yine kendimi daha çok ağladım, daha sıkı sarıldı. Geri çekilip elimden tuttu. " hadi çıkalım dışarı " dedi. Güç verir gibi tuttu ellerimden çıktı o eski demir kapıdan, son beş merdiveni de inip sarıldım herkese sırayla. Daha sonra geçtik hale ile arabanın arka koltuğuna, annem ile babam da binince arabaya, çalıştırdı babam motoru, son kez baktım arkama herkes ağlıyor, ablam,babannem, yengem ağlıyor... yavaşça yukarı doğru sürdü babam arabayı arkada herkesi bırakarak,arkada ailemi bırakarak, arkada geçmişi bırakarak, hayallerimi,HAYATIMI bırakarak...~Ağlaya ağlaya yazdığım bir bölüm oldu. Her şeyi tekrardan yaşıyor gibi olmak gerçekten çok kötüydü. Duygusal da bir bölüm oldu böyle aglayabileceginiz bir şarkı ile dinlerseniz çok rahat aglarsiniz 😀~ bu kitabı yazarken yanımda olup desteğini esirgemeyen tüm arkadaşlarıma gerçekten teşekkür ediyorum iyi ki varsınız 😘😘😘
![](https://img.wattpad.com/cover/84164289-288-k684012.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#HİSSİZ VEDA#
Teen FictionVedalar canını sıkmasın, Yine buluşabilmek için Bir 'hoşçakal' gereklidir. Richard Back Sahi? Hangisi daha zor? Gitmek mi? Kalmak mı?... ### Her yazarın kalemini dokundurduğu kağıtta bir parç...