mesaj?

51 5 0
                                        

şarkı da bölümle çok uyumlu oldu. benim de en sevdiğim bu aralar sürekli dinlediğim bir parça tavsiye ederim. şarkıyla okuyabilirsiniz ^-^

Çok geç yazmaya başladım farkındayım ama sanırım heyecanım kaçtı. bilmiyorum... çok büyük umutlarla gelmemiştim aslında buraya ama zaman ilerledikçe beklentilerimde artıyor. Neyse...

Keyifli okumalar ^-^

İçim kıpır kıpır ama aynı zamanda kalbimde kocaman bir ağırlık var. Aslında sebebi gayet ortada... aşık olmuştum yine... bu sefer farklı olacaktı aslında sınavım çünkü sevdiğim kişi 'kanka' diye hitap ettiğim bir buçuk yıldır aynı sınıfta okuduğum kişiydi. Ağırlığın sebebi de aşikardı; sevdiği hatta sevgilisi vardı. Hadi bakalım bir de buradan yak. Sanırım platonik takılmak tarzım olmuştu. Nerede imkansızlık hoooop hilal orada. Eee başa gelen çekilir hesabı çekecektik bu aşkı da. Umuthan'ın müzeyyenden ayrıldığı zaman içerisinde bir konuşmasına denk gelmiştim. Öylesine sadece 'arkadaşça' merzifonda konuştuğu bir kız olduğunu öğrenmiş bende o sırada kulaktan duyma 'merzifon' kızları ile bir genelleme yapmıştım lakin nereden bilecektim ki umutun bunu kıza da 'öylesine' bahsedeceğinden. Kız bana imalı bir şekilde mesaj atmış ve sosyal medyadan bir kavga içerisine girmiştik. Deli mi ne bana "sen nerenin itisin" dedi. Gerçi her türlü cevabını aldı ama benim asıl yapacağım şey umuthana olacaktı. Hiç alakası yok kızla bu kadar şeyleri konuşuyor olmaları hiçç mi hiçç sinirlerimi bozmadı. Siz takılmayın bana kendi kendime triplere girerim arada öyle. Aha bak yine girdim kahretmesin!

###

Matematik dersinde Sonaycığım –matematik hocamız- konu anlattırıyor bizlere o günde sıra bizde Büşra ben ve kader beraber konuyu anlatırken sıra bana geldi o sırada anlatırken umuthana öyle bir bakmışım ki Allah var ben olsam mezar kazar içine girerdim. Konuyu anlattıktan sonra bana baktığını hissetsem de ona bir kere bile bakmadan sırama oturdum. Hayır anlamıyorum ki kime bu tavırlarım. Zil çalınca Büşra ile beraber tam kantine gideceğimiz sırada, sıramdan kalktığımdan umuthan yanıma yaklaşınca tersi yönden gidiyor iken-bak bak triplere bak- birden önüme geldi tam kolumdan tutacağı sırada bir adım geri çekilip iki elimi de havaya kaldırıp kaşlarımda kalmış bir biçimde "sakın dokunma" dedim. Umut şok ben daha da şok. Vay be çok havalıydı. –"ya kanka valla izin verde açıklayayım" dediğinde –"onu sevgilin için arkadaşını satmadan önce düşünecektin şimdi çekil kantine gideceğim" dediğimde el mahkum çekilmişti. Bende Büşra ile birlikte kantine gittim. Sayısal(fen) derslerimiz haricinde ortak derslerimiz vardı. Bir araya geliyorduk. Keşke gelmeseydik de görmeseydim en azından yüzünü. Kıskansam mı yoksa üzülüp acı mı çeksem bilemiyordum. Duygularım iyice birbirine karışmıştı. Şu kalbime ne zaman söz dinlettirebilecektim bilmiyorum. Birkaç gün böyle devam etmişti.yine bir gün bunların tiyatro provalarının olduğu gün hoca da bizi alıp konferans salonuna götürmüştü. Ne gerek varsa... yarım saat sonra provaları bitince bizimkilerle çıkıp omuz omuza şarkı söyleyelim dedik. Tam böyle güle güle bir şeyler mırıldanıyorum bir an da çıktı karşıma. Tabi ben konuşmuyorum ya hemen saniyesinde suratım düşünce –"başlicam haa gel buraya" deyip beni kolumdan tuttuğu gibi projeksiyon perdesinin arkasına götürdü. Ben şok bir biçimde ağzım hafif açık –"başlarım mı?" bıkkın bir şekilde –"ne yapayım dinlemiyorsun beni" suratım düşük bir biçimde –"neyi dinleyeyim umuthan bildiğin ne dediysem gidip kıza söylemişsin hayır yani ne diyeyim ben sana?" ahh biz kızlar ne diyeyim derken bile aslında her şeyi söylüyoruz. Haksız mıyım amaaa? Her neyse... -"ama kanka konuştum ben onunla zaten hakkından geldim. Daha da kouşmuyoruz." Dediğinde hafif sırıtsam da belli etmeden –"valla ben anlamam kızın bana demediği kalmadı haberin var zaten ama neyse" deyip arkamı döndüğümde buraya geldiğimizde oturduğu koltuktan –"üstüne atlarım bak haa" dedi. O az,biraz,çok kısa bir zaman önce açık tekrar açık bir şekilde ek olarak kaşların ikisi kalkmış gözler büyümüş bir şekilde –"üstüne atlarım mı ohaa umuthan ohaaa yani" –"ee ne yapayım kaç gündür nasıl davranıyorsun" deyip kısa sonra devam etti –"hem bak müzeyyenle de barıştık kızı kafana takmana gerek yok daha" dediği an aslında daha çok yıktığının farkında değildi. Sanırım hiçbir zamanda bilmeyecekti. Asıl koyan da buydu zaten. Sevinmiş gibi yaparak gülümseyip –"gerçekten mi?" dediğimde hevesli, mutlu ve en çok da aşık bir şekilde –"evet sende daha takma kafana tamam mı? Barıştık demi?" demişti. Demişti ama yakmıştı bir kere canımı. Daha da yanıcaktım. Acınası haldeydim hem de fazlasıyla. Büşranın benim onlara bakarken üzüldüğüm de onun bana bakışındakinden daha acınası haldeydim. Sonunu bilmediğim bir kuyuya atlıyordum bir cesaretle. Ama zaten bilseydik de bir anlamı kalmazdı öyle değil mi? Biz insanoğlu en çok da bilinmeyeni sevmiyor muyuz zaten. 'imkansız' şeylere gönül vermiyor muyuz hep. Yazık bize! Kafamı olumlu bir şekilde sallayıp tekrar gülümsedim. O aşık olduğum hatta tek aşık olduğum gülümsemesi ile oturduğu yerden kalkıp koluma tekrar girip mutlu bir şekilde çıkardı beni perdenin arkasından. Sevmek her zaman mutlu etmiyormuş be!

#HİSSİZ VEDA#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin