Öncelikle belirtmek istediğim bir konu var CAnlarım. kitap bittiğinde düzenlemeye başlayacağım baştan itibaren onu söyleyeyim. okumaya beğenmeye ve yorum yapmaya devam edin. unutmayın kız benii!
yazım hatalarım için şimdiden özür diliyorum.bakın 6 sayfalık yazmışım yanii.
Keyifli okumalar ^-^
En nefret ettiğim şeylerden biri de yalandı. Hatta affedemeyeceğim şeylerden biri.diyeceksiniz ki sen hayatında hiç yalan söylemedin mi? Söyledim tabii... her insan hayatında en az bir kere de olsa yalan söylemiştir muhakkak. Ama olaya şuradan bakıyordum. Bazen gerçekten o an kurtarman gereken bir olay vardır ve gerçekten o yalanı söylemek zorundasındır yani nasıl desem işler gerçekten de sarpa saracaktır.sonrasında ise o olayla ilgili her şey yatıştığında ya doğruyu söylersin ya da üzerine defalarca yalan eklemezsin ve böylelikle yaptığın şey bir defalığa mahsus olur. Ama öyle insanlar vardı ki bir tabir vardır hani 'yalan ağzına yuva yapmış' diye. Hahh! İşte öyle. İki lafından biri yalan olan. Valla ne yalan söyleyeyim ben yalan söylemeyi beceremiyorum. Ayrıca bana yalan söyleyen insanları da doğrusunu bilmiyorsam da yalan konuşup konuşmadığını da anlayamıyorum. Kıtım ben canısı! Göksu ile arama mesafe girmesinin aslında iki nedeni vardı. Birincisi çoğu defa yalan söylediğini yakalamıştım. Ama bunu ona direk olarak söylememiştim. Belki de bana gelmesini beklemiştim. Tıpkı yalan söyleyen insanların yapmasını beklediğim gibi. Belki de gelip söyleseydi onu o zaman anlayıp kendi içimde ona bu kadar mesafe koymazdım. Gerçi düşününce hangi birini gelip anlatacaktı ki? Kendi bile inanmıştır belki de yalanlarına kim bilir? İkincisi ise biri benim hakkımda 'hilal senin ile ilgili şöyle demiş' dediğinde beni sorgulama gereği bile duymadan yargılama evresine geçmesiydi. Bu bir kereye mahsus bir şeyde değildi. Ona karşı soğuk değildim ama eskisi gibi de sıcak değildim. Ona bunu hissettirmemeye çalışırdım. Ama bende bittiği an işte geri dönüşü imkansız olacaktı. Belki yaptığım şey doğru değildi. Söylemem gerekiyordu belki de. Ama ben hiçbir zaman söyleyen olmadım. Hep söylemekten ziyade hissettirip onların gelmesini beklerdim. Evet evet! Bende de hata vardı. Ama bazı insanlar bazı huylarını değiştiremezdi. En azından benim değiştiremeyeceğim huyum yalan gibi bir şey değildi. Hafifti yani.
Ben göksudan uzaklaşadurayım Büşra ile daha da samimi olmaya başlamıştım. Bir boğa kızına ne kadar tahammül edebilirseniz o kadar ediyordum. Gerçi tek sıkıntım aşırı derecede dobra ve sinirli oluşu başka bir şey değildi. Çok şükür ki aşırı da olsa dobra bir arkadaşım vardı.şu zamana kadar da aramızda sadece bir kere büyük bir kavga etmiştik. Onda da Büşra yanıma gelerek beni gerçekten bir dost olarak sevdiğini göstermişti ki büşrayı az çok tanıdım ve bana "ben hiçbir arkadaşım için ağlamadım" diyen insandı ama gelin görün ki benim için gerçekten gözyaşı dökmüştü ve bu benim yumuşatmıştı. Ne var yani ağlayan birine dayanamıyordum ki o benim dostumdu. O da bana tahammül ediyordu aslında. İşin aslı biz Büşra ile birbirimize tahammül etmeyi öğrenmiştik şu kısa zamanda. Benim aradığım dostluk da tam olarak buydu işte.
Umuthan'a gelirsek. O benim yaralarımı sararken bende, onda müzeyyenin bıraktığı boşluğu doldurmaya çalışıyordum. Arada baş başa kalınca gene utanıyordum ama artık kendim gibi davranmaya başlamıştım. Bu da onun hoşuna gitmiyor değildi. Sadece şu son zamanlarda kıskançlığım mı tuttu bilmiyorum ama sınıflarındaki tuğçe ile samimiyetleri sinirimi bozmuştu. Tabiî ki ihtimal vermiyordum. Nedenlerim vardı çünkü Tuğçe'de benim sınıf arkadaşımdı umut da ve ikisini de tanıyordum. Sadece sanki tuğçe özellikle ben geldiğimde umuthan' a karşı çok samimi davranıyordu. Aslına bakarsanız ihtimal vermiyordum evet ama benim böyle düşünmemi gerektirecek şey tuğçe'nin gerçekten güzel oluşuydu. Özellikle de giyimiyle ve fiziğiyle. Merzifondan gelmişti buraya ve o geldiği zaman da okul gezen birkaç dedikodu gelmişti kulağıma. 'onlara' göre pek sağlam bir pabuç değilmiş. Tuğçe ile çok konuşmuşluğum oldu. Evet biraz kendini beğenmişliği vardı bunu da diğer insanlardan birazcık daha varlıklı oluşuna yoruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#HİSSİZ VEDA#
Teen FictionVedalar canını sıkmasın, Yine buluşabilmek için Bir 'hoşçakal' gereklidir. Richard Back Sahi? Hangisi daha zor? Gitmek mi? Kalmak mı?... ### Her yazarın kalemini dokundurduğu kağıtta bir parç...