bölümle alakasız ama en son yazdığım yazıyla çok bağdaştırdığım bir şarkı bırakıyorum.
keyifli okumalar ^-^
Bazen en derinliklerden çıkan acılarınıza kelepçe vurur geri hücresine hapsedersiniz. Bazı şeyler unutulmalı bazı şeyler görmezden gelinmeli bu hayatta. Nedeni çok basit aslında. Kendi iyiliğiniz için her şey. Eğer birileri canınızı yakıyorsa bırakın görmezden gelin. Onlara bu hayatta istediklerini asla vermeyin.
Mayısın son haftalarıydı. Dersler artık hafiften boş geçmeye başlayınca anlıyordunuz yılın sonuna yazın başına geldiğinizi. Siz de yazın geldiğini okul da dersler boş geçmeye başladığında anlayan tayfadansanız eğer bendensiniz demektir. Yerim sizi!
Gene harika bir biyoloji dersindeydik. Mehmet hoca akıllı tahtadan notlarımızı veriyordu. Daha doğrusu notlarımız girilmişti ve o da sözlü notlarımızı veriyordu. Herkese adaletli olması için de sınav notlarına yakın notlar veriyordu ama tabii ki ders içi hareketlerimizi de göz önünde bulundurarak. Adam artık bizi çok iyi tanıyordu valla ee sonuçta sınıfta topu topu 12 kişiydik. Bana sıra gelince yalvar yakar bir hal sergiledim ama istediğim notu vermedi. Ee tabi nedenini de çok güzel açıklamıştı.
"bir ara çok boşladın dersleri bu not yeter sana"
Diye... aman ne güzel. Adam hayatıma girdi her şeyi alt üst etti gitti. Enkazın altında ben boğuşuyordum. Harika!
Büşranın yanına gidip oturdum. Avuç içimi çeneme sabitleyip masaya yaslandım.
"kanka?"
Benimle aynı pozisyonda karşıya yani tahtaya umutsuzca bakan ponçik yanaklı arkadaşım konuştu:
"efendim"
"acil notumu yüksek vermesi lazım Mehmet hocanın"
"neden?"
"düşen notlarımı son sınavlarda zor toparladım zaten Büşra ortalamam yükselmeli teşekkür alamam yoksa"
"ne olacak ki ben hiç belge almıyorum." Gözlerimi devirdim.
"kankacım benim ailem alışkın benim belge getirmeme seninkilerin öyle bir durumu yok. Annemin dilinden kurtulamam vallahi"
"ne yapmayı planlıyorsun peki?"
"sistem en son ne zaman kapanıyor biliyor musun?"
"yarın notların son girişi yapılıyor yani yarın"
"güzeeel"
"ne var aklında" deyip sandalyesinde bana doğru döndü.
Şey bizim laboratuarda ki sandalyelerimiz yuvarlak dönenlerden yaslanma yeri yok ama dönüyor çok havalı değil mi? :D
"oyunculuğun nasıl kankacım?"
"vallahi bir deneyimim yok ama sanırım altından kalkarım hayırdır?"
"sende iş başvurusunda gibi konuşma Allah aşkına ;) sadece Mehmet hocaya küçük bir tiyatro sergileyeceğiz tek bulduğumuz anda"
"bana uyar. Bilirsin severim böyle ekşınlı şeyleri"
"ahhh ahhh bilmez miyim?" diyerek tebessüm etmiştim.
Ne geliyorsa şu Dünya da başımıza zaten böyle sakin durmadığımızdan gelmiyor muydu?
Kendimi acil toparlamam lazımdı.valla beni en iyi her senenin sonunda evde belge bekleyen ailesi olanlar anlardı. Annem bütün yaz konuşurdu. Bir kere ailemin gözündeki itibarım zedelenirdi! Ne yapayım şimdilik itibar mevzusunu ailem üzerinde gösterebilirdim. Malum tanındık ve bilindik bir insan değildim ama güzel işler yaparak güzel anılmak istenirdim. Gerçi insan bilindiğinde de öyle rahat hareket edemez ki. Haksız mıyım ama ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#HİSSİZ VEDA#
Teen FictionVedalar canını sıkmasın, Yine buluşabilmek için Bir 'hoşçakal' gereklidir. Richard Back Sahi? Hangisi daha zor? Gitmek mi? Kalmak mı?... ### Her yazarın kalemini dokundurduğu kağıtta bir parç...