Geç olsun güç olmasın adı altındaki yeni bölümle merhaba güzellerim fazla uzatmayacağım.yazım hatalarım varsa affola :)
#keyifli okumalar ^o^ #
^^^
Her şeyin başladığı ve yine her şeyin bittiği yerdi İstanbul. Hale ile birlikte İstanbul'u bu kadar seviyor olmamız kimine göre aşırı derecede abartılı gelebilirdi ama ben gayet normal buluyordum. Örneğin santral'e giderken dershane zamanlarım aklıma geliyordu, çakmak da gezerken kızarla alışveriş yaptığımız yerler dolaştığımız sokaklar geliyordu aklıma, okula giderkenki bizim tayfa geliyordu geçtiğim sokaklardan. Sıradan değildi işte. Size göre abartılı olan şey benim ve ablam için çok şey ifade ediyordu. Çocukluğumuzu,dostluklarımızı,sevgilerimizi ifade ediyordu! O mahalleye her gittiğimde yaşadığım her şey gözümün önünden geçiyordu o merdivenlerden çıkarken düşündüğüm milyon tane şey oluyordu! Kollarımı dayadığım pencereden mahalleye bakarken yine dalmıştım. Bir aşağıya bir yukarıya bakıp bakıp duruyordum. Belki de neler yaşayacaktım! Ama her şeyin hayırlısı... geldiğimizden beri bir hafta olmuştu. Bu zaman diliminde hale ile alışveriş yapmıştık. Ne alışverişi diye sormayın tabii ki kıyafet! Ve birazdan benim en değerlim gelecekti. Halime ablamın "hilaaal" demesine pek kulak asmadım nede olsa yanıma gelecekti. Nasıl kafaysa o öyle ^o^ halime ablam yanıma gelip "ne yapıyorsun kardeşim burada" deyince pencereden ayrılıp ona doğru dönüp "hiiç öyle bakıyordum dışarı hayırdır ne oldu?" dedim. "Sibeller gelmiş hazır olunda geldiklerinde çıkarsınız bende eniştene haber veririm akşam üstü üsküdar'a gideriz" deyince aniden gülümseyip ellerimi birbirine vurup küçük çocuklar gibi kafa sallamıştım. Ne var yani gezmeyi seviyordum! Dünya turuna çıkmak isteyen biriydim ben tabii şimdilik ülke sınırları hatta İstanbul sınırları içerinde idare edecektim ama olsundu! Ablama heyecanlı heyecanlı bakıp "ben zaten hazırım gelsinler de biraz dinlenir çıkarız" dediğimde "tamam kafanıza göre takılın ama çok geç olmadan gelin de beraber de vakit geçirelim" deyince içimden gözlerimi devirdim. Çünkü göz devirme hareketini dışarıdan yapsaydım ablam o gözlerimi oyar ellerime verirdi 'şimdi yap' derdi. Devirmiştim çünkü neredeyse hep onunlaydık yeğenim olduğu için gittiğimiz her yere onu da götürüyorduk ve çok zor oluyordu. Bazen de ben gitmeyip evde ravzaya bakıyordum onlar geziyordu bazen de hale kalıyordu ablam ile biz takılıyorduk gerçi ablam bana çocuğu emanet edemediğinden iremi de çağırıyordu ama neyse! Hala bana bakan ablama bir cevap verme gereksinimi duyarak "tamam tamam biraz dolaşıp geleceğiz zaten" deyip geçiştirdim. Tabii ki de birazıcık gezmeyecektik! Benim en değerlim biricik kuzenlerim geliyorda ben azıcık mı gezecektim ne münasebet! Ablam yanımdan giderken bende çantama bakıp her şeyin tam olduğuna emin olunca halenin yanına gidip oturdum. Yaklaşık bir on dakika sonra kapının çalması ile fırlayıp "ben bakaaaarııım" diyerek kapıya koşmuştum. Kapıyı açıp sibeli görmemle ikimizde bir çığlık atıp sarıldık hemen iki dakika boyuncu sarıldıktan sonra ayrılmak zorunda kalmıştık çünkü semacığımın ve sevgili sedacığımın bakışları heç de iyi değildi. Sibelden ayrılıp sedayla semaya sarılırken "tabi sibele nasıl tepki bize nasıl tepki" dediklerinde "yaa amaa" yaptığımdan bir şey dememişleri ee tabi özleminde vermiş olduğu duyguyla hepsi içeri girmişlerdi. Kısa ve tatlı bir sohbetin sonunda kuzen tayfası olarak çıkmıştık evden. Küçükken de böyleydik biz seda,sema,hale,Sibel ve ben hep beraber takılırdık. Gerçi ben en çok sibelle hale de dönüşümlü olarak seda ve sema ile takılırdı. Yaşları birbirine yakın olan ile olan anlayışı işte. Neyse durağımız nereydi tam bilmiyordum ama büyük ihtimalle buralarda dolaşırdık Ümraniye ye giderdik herhalde. İçimden 'aman bee sevdiklerim yanımda ya neresi olursa olsun' diyerek girdim sibelin koluna gülümseyince bana bir kere daha anladım verdiğim değerin boşa gitmediğini belki hayat mesafeler koymuştu aramıza ama ben dostum seda ve biricik kuzenim sibele verdiğim değerin hiç boşa gittiğini hissetmedim bir kere bile!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#HİSSİZ VEDA#
Teen FictionVedalar canını sıkmasın, Yine buluşabilmek için Bir 'hoşçakal' gereklidir. Richard Back Sahi? Hangisi daha zor? Gitmek mi? Kalmak mı?... ### Her yazarın kalemini dokundurduğu kağıtta bir parç...