O kadar çok insan gelip geçti ki hayatımdan üzülemiyorum artık. Arkadaşlar,aşklar... size küçük bir yazar notu bırakıp öyle başlayayım bölüme; "siz siz olun en değer verdiğiniz kişi kendiniz olun, hiçbir şeye değmeyen şu Dünyada kaç insana karşılıksız değer veriyoruz sonra değer vermeyi kaybediyoruz. Karşımıza çıkıp değer görmeyi hak eden insanlara karşı duygusuz oluyoruz! O yüzden eğer değer vermek istiyorsanız en çok kendinize değer verin bu dünya da..."
Bölümü yazarken dinlediğim şarkıyı da şuraya iliştireyim belki dinlersiniz...
Keyifli okumalar##
Neydi aşk? Ne kadar olmuştu hissetmeyeli? Ya da gerçekten görmeyeli? Bu Dünyada ki tek şeyin aşk olmadığına inanan bir insandım ben... ki hala öyle olduğunu düşünüyorum. Benim önceliklerimin başına arkadaşlarım geliyor aşktan daha önemli olarak. Ama bazen düşünmeden de edemiyorum hiç gerçek aşkı yaşamadığım için mi böyle diye? Göksu'nun lafından sonra niye böyle kötü olmuştum.? Ali'nin ablama aşık olma düşüncesi neden bu kadar acıtmıştı ki? Aşık mıydım? Hayır tabiî ki... ama bu acıtan neydi o zaman? Ahhh kafayı yiyeceğim ne bu kalbimdeki sızı?
Hiç çaktırmadan göksu'nun lafı üzerine gülümseyip dalga geçer mahiyette "hadi yaa yok artık cidden mi?" deyiverdim. Hale ise şok olmuş bir vaziyette Göksu ya bakıyordu. Ben ki kaç yıldır haleyle beraberim bu bakışın ne demek olduğunu biliyordum. Ki kalbi dolu olan güzel ablamın gözü kendinden küçük bir serseriyi göreceğini de zannetmiyordum. Senin gözün görüyor mu o serseriyi diye bir soru yöneltti iç sesim 'sen ne zamandan beri böyle sorular sorar oldun!' diyerek susturdum iç sesimi. Sahi? Benim gözüm görür müydü? Beğendiğim doğruydu ama sevmek? Off kalbin ve beyinin çatışması ne kadar kötü bir durummuş! Hangisi sözünü dinlettirecek!
Göksu dan ses çıkmayınca yine ben yine ve yine ben atıldım "ee peki nerde görmüş haleyi?" hale de aynı şekilde şaşkın bakışları eşliğinde kafasını sallayarak "aynen beni nerede görmüş?" deyince Göksu o gülümsemesini yüzünden eksik etmeyerek "geçen sizin okulun ordan geçiyorlarmış hilal'i görmüşler yanında da seni görünce çarpılmış. Bugün de gelirken marketten benim yanımda gördü seni hani iki tane çocuk durdu yanımızda kısa bir sohbet ettik. Haa işte onlardan esmer olanı Ali. Eee ne diyorsun yapayım mı aranızı çocuk fena çarpılmış valla!" ben çarpıcam onu ama neyse diye iç geçirirken hale girdi söze "iyi de ben görmedim çocuğu bakmadım bile!" al işte benim ablam bee. Bakmazdı gerçekten bakmazdı ki bakmadım diyorsa bakmamıştır. Dedim ya kalbi dolu olanın gözü başka bir şey görmez. Ama belli ki ali bey konacak dal arıyor! Ayy neyse ablamı biliyorum sonuçta ben! Göksu mırıltılar çıkararak yanaştı halenin yanına "ya hale bak valla ben bu çocuğu ilk defa böyle görüyorum baya baya vurulmuş sana tamam de işte ne olcak sanki? Hee?" hale kesin kararıyla kafasını olumsuz anlamda sallarken aynı zamanda da "hayır" demeyi ihmal etmedi. Helal be ablam kabul etme. Hale kararlı olmasına karalı daa Göksu da hiç bırakmaya meyilli değil valla sonumuz hayır ola!!!
^^^
Haleyle merdivenleri çıkarken hala daha söyleniyordum. "yok artık yaa ben hayatımda böyle saçma bir şey düşünmedim düşünmemde yani!" hale de aynı şekilde kafasını sallayarak "aynen öyle valla ben arkadaşım için böyle bir şey yapmazdım herhalde" deyince bende onu onayladım. Son basamağa vardığımızda kapıyı açmasına izin vermeyerek kendime döndürdüm onu "peki ne yapmayı düşünüyorsun? Yani böyle bu şekilde çocuğu da kandırmış olmayacak mısınız?" hale oflayarak bir iç geçirdi "valla bilmiyorum hilal bu kadarını düşünen Göksu devamını da düşünür herhalde benim pek umurumda değil" dedi ve açtı kapıyı, kalmıştım öylece terliklerini çıkarıp bana baktı "hadi geç içeri düşünecek bir şey yok bakalım neler olacak!" diye hareket etmemi sağlayacak cümleleri söylemişti bile. Ellerimi indirerek girdim içeri attım kendimi soğuk odaya hiç şuan sobalı odaya geçip bedenimle beraber beyniminde uyuşmasını istemiyordum yoksa daha çok düşünecektim! Çift kişilik yatağa oturup dayadım kafamı duvara bacaklarımı kendime doğru çekip sardım kollarımla! Titremeye başladım. İyi iyi üşürsem düşünmem! Ne düşünmemesi bee üşüsem de ısınsam da zaten düşüneceğim diyerek kalktım yerimden kendime eziyet etmemin bir anlamı yoktu. Koştum girdim sobanın dibine annem bana bakarak "niye gelmedin direk geçtin içeriye zaten soğuk havalar çok fazla durmayın diğer odalarda" dedi. Ben ki hep bir şey diyen kız sustum kafamı sallamakla yetindim haleye de bakmadan vücudumun rahatlamasına izin verdim. Ne mi olmuştu? Göksu haleye yaklaşık yarım saat yalvarmıştı. "yaa hale gönlü olsun azıcık çıkar ayrılırsınız...ya bak hatta arada bana verirsin ben konuşurum seni çok sıktırmam...işte canım,aşkım,birtanem falan dersin çok fazla da konuşmazsın öyle... ya tamam ben halledicem sen bana bırak mesajlaş sadece yeter" gibi bir sürü şey deyip haleyi bezdirmişti. Vee sonuç saat itibari ile hale ve Ali çıkıyor!!!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
#HİSSİZ VEDA#
Genç KurguVedalar canını sıkmasın, Yine buluşabilmek için Bir 'hoşçakal' gereklidir. Richard Back Sahi? Hangisi daha zor? Gitmek mi? Kalmak mı?... ### Her yazarın kalemini dokundurduğu kağıtta bir parç...