Sayısal

40 3 2
                                    

^^^

Nöbetçi öğrenci sınıfa gelip "hilal müdür seni çağırıyor" dediğinde şaşırmıştım! niye çağırıyordu ki Cüneyt hoca.? Kafamı onaylar şekilde sallayıp "tamam geliyorum" dedim. Büşra,mert ve kader tuhaf tuhaf bakarken konuştum "valla bende bilmiyorum neden çağırdığını. Gideyim de öğreneyim değil mi?" diyerek salak salak sırıtmıştım. Büşra beni itikleyip "yürü git bakalım ne diyormuş maviş" dediğinde "iyi tamam konuyu değiştirmeyin geldiğimizde devam edicez" diyerek işaret parmağıma üstlerine doğru salladığımda kader "yav git hadi" dedi. Yüzümü buruşturup "iyi be gidiyorum" deyip arkamı döndüm tam kapıdan çıkacağım sırada mert'in lafı üzerine tekrar arkamı dönmüş ve gözlerimi belerte belerte devirmiştim. "gazan mübarek olsun gardaşıımmm!" Allah'ın delisi...

Edebiyat sınıfından çıkıp sola döndüm. Merdivenlerden indikten sonra sağa dönüp koridora girdim.ikinci kapıya geldiğimde heyecanın vermiş olduğu hisle derin bir nefes alıp kapıyı iki kere tıklattım. İçerden ses gelip gelmemesine aldırmadan açtım kapıyı. İçeri tatlı olabileceğim ses tonu ve yüz ifadesi ile girip "beni çağırmışsınız hocam" dedim. Arkadan kapıyı kapatırken Cüneyt hoca "gel bakalım küçük İstanbullu" dediğinde içimden gözlerimi devirmeden edemedim. Hadi ama! Adam hale ile benzediğimiz için bizi kendince böyle kodlamıştı. Manyak mı ne? Gülümseyip masaya doğru yaklaşırken gözleriyle sandalyeye işaret ederek "otur bakalım" dedi. El mahkum oturdum. Bir an ellerimin terlediğini fark ettim. Birbirine sürtüp gözlerimi Cüneyt hocaya çevirdim. Elindeki kağıtları zarflara yerleştirdikten sonra anca farkına varmıştı sanırım varlığımın aman ne güzel! İlk sohbet mahiyetinde konuşmaya başladı "nasılsın nasıl gidiyor?" dediğinde klasik cevaplardan "iyiyim hocam iyi gidiyor." Demiştim. Sonra gözlerini hafif kısıp "sınıfta var mı bir şeyler?" dediğinde biraz düşünür gibi yapıp "bildiğim kadarıyla yok hocam" dedim. Tabi siz olanları bilmiyorsunuz. Bu manyak adam okulun başında beni odasına çağırmış ve benden sınıfta sevgilisi olan kızları ona söylememi istemişti. Bildiğiniz ispiyonculuk yap demişti! Bende tabi bir şey diyememiş kafa sallamıştım. Ama bu zamana kadar o çağırmadıkça hiç gitmemiştim yanına ve bir kere bile söylememiştim bildiklerimi. Gözde,irem vs gibi kişilerle alakalı bir şey duyduğunda çağırmış sormuştu bense ona onlarla çok fazla konuşmadığımı konuştuğumuzdaysa bu gibi şeylerden bahsetmediklerini söylemiştim. Ama bal gibi de konuşuyorduk. Ne sanmıştı beni arkadaşlarımı satacağımı falan mı! Daha çok beklerdi. Ayrıca ona neyse bizim sevgililerimizden! Allah Allah!

Cüneyt hoca o mavi gözleriyle gözlerime bakıp "sayısal sınıf istiyormuşsunuz? Şuan sınıf açmadık ama eğer 10 kişi olursa açarız belki" dediğinde gözlerimde umut ışığı belirdi hemen. Sevinçle "yani 10 kişi mi olmamız gerekiyor? O zaman açılır mı?" diye sordum. Tekrar önündeki kağıtlarla uğraşırken konuştu "siz 10 kişi bulun da o zaman bakarız" dediğinde yine gözlerimi devirdim ama içimden! Bir şeyi de net söylesen ölürsün zaten! Zil çalınca işimin artık olmadığını düşünerek "gidebilir miyim hocam ben?" diye sordum. Kafa sallayıp "tamam çıkabilirsin" dedi. Uslu uslu kalkıp kapıyı açtım ve kendimi dışarı attım. Kimse duymasın diye kısık sesle de "çıkabilirsin miş! Tüm tenefüsümü yedi manyak adam" deyip gideceğim sırada arkadan koridorun sonundan gelen iki süliet gördüm iyice yaklaştıklarında umuthan ve müzeyyen olduğunu gördüm. Aaa tabi ya koridor sonu her zaman sevgili yerleridir! Acaba bende bir gün gider miydim? Aman bee gitmesem de olurdu. Hem zaten arada üst kata çıkarken orayı kullanıyorduk! Umut beni görünce kafasıyla müdürün odasını işaret edip "hayırdır kanka" diye sordu elimi sallayıp "aman boşver sayısal sınıf için çağırmış" dediğimde müzeyyene de tebessüm etmiştim. "iyi hadi sınıfa çıkalım" dediğinde munzurca gülümseyip "siz gelin yaa ben çıkarım" demiş ve ardından uçarak sınıfa gitmiştim. Aaa o ne öyle sevgililere her zaman saygım var benim bir kere!

#HİSSİZ VEDA#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin