^^^
O gün eve gelip haleyle baya bir sohbet etmiş arkasından da güzel bir ders çalışmıştık tabii...
Bir hafta boyunca hem okuldakilerle hem de hocalarla baya bir iyi olduk diyebilirim.şimdi ise haleyle okuldan çıktık. Eve doğru gidiyoruz babamla annem bir ev bulmuşlar bizimde görmemizi istedikleri için koşturuyoruz. Köşeden sağa dönünce haleye dönüp "inşallah bu sefer ki buldukları ev olur"deyiverdim çünkü babam geldiğimizden beri ev bakıyor ama nafile,buradaki herkes tekstilcilerden kazık yediklerinden ev vermiyorlar.gerçi bizim buraya gelmemizin nedeni de bu ama neyseee... kapıyı açan anneme kocaman gülümseyip attım kendimi eve hemencecik.eşyalarımızın olduğu boş odaya geçip çıkardım hemen formalarımı salladım hurcun üstüne. Kot pantolon üzerine de bir tişört geçiriverdim. Üşürsem diye de yanıma bir hırka aldım. Eylül ayındayız ama nasıl memleketse çok soğuk be abi. Babamın korna sesiyle çıktım boş odadan annemle hale de hazır kapının önünde bekliyorlar.hemen yanlarına gidip girdim halenin koluna bazen düşünüyorum da hale olmasa tek başıma ne yapardım bu memlekette. Çok şükür! Arabanın içindeki babamı görünce fazla bekletmeden annem öne haleyle bende arkaya bindik. Babam motoru çalıştırıp sürmeye başladı. Arada dikiz aynasına bakıp konuşmaya başladı "merkeze yakın bir yer ev ama sobalı evi gezdim güzel fazla büyük değil ama okula biraz uzak yaklaşık 2 km falan yürürsünüz zaten sabahları ben bırakıyorum sizi bir denersiniz olmadı servise veririz" aslında fena değil en azından merkeze yakın bir yer diye düşünürken hale cevap verdi "ne kadara tuttun peki baba?" evet bizde hep babamla alakalı bir şey olursa hale konuşur,harçlık alıncaksa hep hale alırdı. Hilal sen ne yapıyorsun? Diye sorarsanız bu kız biraz-yalan baya bir-utangaç da söylemesi ayıptır. Babam haleye dönüp "hayırdır kızım kirayı sen mi vericen" deyince bende bir kahkaha tabi. Ne kadan da şakacı bir baba.Neyse, babam arabayı pembe bir binanın önünde durdurdu. Hepimiz arabadan inerken şöyle bir göz gezdirdim binada. Binanın solunda bina yok arka sokağa dönüş kısmında tam –anlamadınız demi anlatamadım çünkü-sağında da arka sokaktaki kafenin bahçesi var-bunu sonradan fark ettim çaktırmayın- babam hepimizin indiğini görünce önüne alıp soktu apartmana bizi. Apartmanın tavanı baya bir yüksekteydi görende hana girdik sanar. Öndeki üç merdiveni çıkıp sola döndük hemen tekrar uzun bir merdiven çıktığımızda karşımıza kahverengi bir kapı çıktı babam yan tarafındaki kapının yanına gidince takip ettik onu akabinde hemen zili çaldı. Kapıyı orta boylu saçları kafasının yarısından sonra başlayan beyaz olan güler yüzlü bir adam arkasında da ondan biraz uzun dudağının üstünde böyle Türkan şoray havasında olan ben'i kısa toplamış saçları ve hafif kilolu bir kadın onun yanında da tabiri caizse benden daha zayıf kısa boylu çekik gözlü böyle kocaman gülümseyen tatlı bir çocuk tahminen benden iki ya da üç yaş küçüktür diye düşünmeden de edemedim. Adam hemen babamla tokalaşıp "hoş geldiniz hemen bakalım mı eve" deyiverdi. Ee bi zahmet amca ya! Ay amca demesem mi acaba? aman neyse be sanki iç sesimi duyuyor da. Ya o değilde Allah'tan insanlar iç seslerimizi duymuyor yoksa vallaha işin içinden çıkamazdık.babam adama gülümseyip "olur bakalım da bizimkilerde bir görsün" diyerek hareketlendirdi adamı adam arkasındaki fortmando dan bir anahtar alıp "buyurun"diyerek yanımızdan ilk gördüğümüz kapının yanına geçti bizde peşinden tabi.kapıyı açıp hemen içeri girdi bizi de içeri davet etti. Arkamızdan da eşiyle oğlu girdi. Kapının hemen yanında boydan boya dolap vardı.hemen karşımızda bir kapı vardı. Adam bize evi gezdirerek sohbet de etmeyi ihmal etmemişti. Evi beğenmiştim! Gerçekten beğenmiştim. Böyle yapımı bir tuhaf odaları biçimsiz ama sorun yok en azından o diğer evden daha iyidir! Çekik olan çocuğun yanına gidince hemen yine gülümsedi otuz iki diş ayyy ne şeker bir şey bu! Yanında durunca "hangi okulda okuyorsunuz?" diye soruverdi. "düz lisedeyiz sen?" diye sordum. "arka sokaktaki ortaokuldayım" dedi. " kaçıncı sınıfsın?" deyince daha bir rahat konuşmaya başladı. "yedinci sınıfa gidiyorum" dedi. Anlamıştım zaten çok küçük olmadığını. "sen?" diye sorunca ona doğru dönüp "lise bir" diye cevap verdim. "bu arada adım aziz" demeyi de ihmal etmedi. Tabi ya insan ilk tanışırken adını sorar demi ama nerde. " bende hilal memnun oldum azizcim" deyiverdim. Azizcim nedir ya? Okulda beynim yandı kesin benim. Azizde gülümseyip " bende memnun oldum hilal abla" deyiverdi. Annemde annesiyle tanışmış kaynaşmıştı çoktan babmlarda el sıkışıp "hayırlı olsun o zaman" deyince bir oh çektim ohh be sonunda taşıncaktık o evden! ev sahipleriyle vedalaştıktan sonra çıktık yeni evimizden. evett tekrar eski eve dönüş diyerekten bindik arabaya. babam arabayı çalıştırmadan arkasına dönüp heyecanlı bulduğum o ses tonuyla ki buraya geldiğimizden beri babamda hep o ses tonu heyecanı sesine de yansıyordu biliyorum bize bir şeyleri sevdirmeyi düşünüyor ama imkazsız be baba! "nasıl buldunuz?" deyiverdi. onun o heyecanını söndürmemek adına gülümseyip cıyakladım tabiri caizse "ben çok beğendim hemen taşınalım, ya babaa eşyalarımız ne zaman gelicek?" anaa ne kadar soru sordum ben öyle. az önce heyecanını söndürmemek adına dedim demi? ben daha heyecanlıymışım da haberim yokmuş! aman neyse be. babam gülümseyip "eşyaları direk buraya getirttiririz. bir haftaya kalmaz da taşınırız." dedi. ay bir başka sevindim ya bir hafta içinde taşınıcaktık.babam arabayı çalıştırıp tekrar eski evimize doğru sürdü. on dakika içinde eve gelmiş, yatakları hazırlıyorduk.haa unutmadan hala koltukları birleştirip yatıyoruz. boş odada üzerime pijamalarımı giyip yan tarafa geçtim artık havalar iyice soğumaya başlamıştı.hemen yorganın altına girip günün vermiş olduğu yorgunlukla kapattım gözlerimi.
^^^
1 hafta sonra***
hurcun fermuarını da kapatıp zafer bakışı attım! babam kapının yanına gelip "hazırladın mı kızım?" deyince olumlu anlamda kafamı salladım. sırtına almasına yardım edip yan odadan çantamı aldım. vee kendimi bir daha gelmemek üzere attım o evden. annem iki hafta içinde karşı komşuyla, komşu dememe bakmayın iki tane kanka olan yaşlı teyzelerle takılıp durmuş ben eve geldiğimde de sırf televizyon yüzü göreyim diye arada yanlarına gitmiştim Allah var şimdi televizyon izledim hatta güzel yemekler falan da yedim yaşlarına oranla iyi şeyler yapıyorlar zaten bu devirde yaşlılar gençlerden daha aktif ama neyse! baya sıkılmıştım anlayacağınız. dışarı çıktığımda karşı binaya baktığımda teyzeyi camda gördüm. arkada annemin sesini duyunca ona baktım "ayşee teyze hakkını helal et gel de misafir edelim seni de bir gün yeni eve" AYY anne kadın yürümekte zorlanıyor nasıl gelsin taa bizim eve! teyze de hem hüzünlü hem de mutlu bir şekilde tebessüm edip " geliriz inşallah kızım hadi hayırlı uğurlu olsun bizim buralara uğra hemi unutma" dedi. geliriz mi vallaha mı? annem de gülümseyip " o ne biçim laf gelirim tabi hadi hakkını helal et" teyze daha bir tebbesüm edip " helal olsun kızım" deyiverdi. her yere gittimi kendini sevdiren hemen ortamı kuran annem burda da kurmuştu hemen ortam. ee tabi bende kime benziyorum diyorum böyle örnek önümde canım-ego mod1- babamın da uyarısıyla vedalaşma faslını uzatmadan-daha ne kadar olursa- arabaya binen annemle çalıştırıdı arabayı babam.veee gidelim yeni evimize,yeni komşulara,yeni arkadaşlara!
^^^istediğim gibi bir bölüm yine ve yine olmadı. bu arada merhabaa :D biliyorum farklı birşeyler bekliyorsunuz ama şuanda işlerin bir yoluna oturması lazım beni de anlayın her şey yoluna girdiğinde ortam kurulduğunda başlar bir şeyler bir anda atlamak istemiyorum konulara mantık çerçevesinde oturması lazım sonuçta. ayy neyse çok konuştum. geç geldi evet ama yine de beni bekleyen takip eden ve votelemeyi unutmayan arkadaşlara çok teşekkürler :*
![](https://img.wattpad.com/cover/84164289-288-k684012.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#HİSSİZ VEDA#
Fiksi RemajaVedalar canını sıkmasın, Yine buluşabilmek için Bir 'hoşçakal' gereklidir. Richard Back Sahi? Hangisi daha zor? Gitmek mi? Kalmak mı?... ### Her yazarın kalemini dokundurduğu kağıtta bir parç...