ilk defa...

41 7 0
                                    

@lazkizi_1461bölüm ne zaman gelecek diye beni güzel mesajları mutlu eden güzel arkadaşıma ithafen gelsin bu bölüm :D

 dinlersiniz diye de şarkı iliştireyim buraya :D

keyifli okumalar^^

^^^

Beyza'ya bakıp "fazla soru sormasan Beyza gidince görürsün işte" dedim. Evet siz şimdi Beyza da kim? Diyor olabilirsiniz. Beyza amcamın kızı. Peki hacıköyde ne işi var? Dediğinizi de duyar gibiyim. Amcam Beyza ve mücahit-number three- i buraları görsünler hem biraz da gezsinler diye bir haftalığına göndermişti. Ve şimdi biz de Beyza ile hazırlanıyorduk. Nereye mi? Alican ile buluşmaya!

Kısa saçlarımı düzleştirip toplamıştım ne alaka bilmiyorum ama hep böyle yapardım. Siyah pantolon üstüne gri miky'li tatliş bir t-shirt üstüne de yaz aylarına yeni girdiğimiz için alışamadığımdan giydiğim siyah delikli kısa hırkamı giyip kollarını yukarı çektim. Beyzanında hazırlanması ile telefonuma göksudan mesaj gelmişti bile.

Kimden: kardeşim

-hadi ben hazırım beyzayı da al gel.

Sms i olmayan bir fakir olarak kafa sallamakla yetinip sporlarımı giydim. Gitmeden de anneme 'beyza ile dışarı çıkıyoruz' demeyi ihmal etmedim. Yaklaşık bir saat öncesinde mücahit'i kız kıza gezeceğiz diyerekten başımızdan savmıştım. Hadi ama ali nin yanına onu götüremezdim. Sonra akşama babamın ağzında olurdum!

Büyük binadan çıkıp göksuyla birbirimizi öpüp yine arka yoldan çıktık yola. Bu sefer bilmediğim farklı bir aradan soktu Göksu beni. Tekrar bir caminin olduğu bir araya girdiğimizde az ileride ki dar sokağın orda ata'ları görmemle hem heyecanlandım hem de şaşırdım. Hadi ama caminin yanında mı durucaktık ne trajedi ama! Bunu kötü anlamda söylemiyorum sadece bir buluşmada camii yani ne bileyim tuhaf değil mi hadi ama! Alilere fazla yaklaşmadan beyzaya dönüp "Beyza sen burada bekle biz biraz konuşalım fazla uzun sürmeden geliriz olur mu?" deyince beyzanın yüzü bir anda değişip "burada mı bekleyeceğim" dedi. Kafamı sallayıp onu onayladıktan sonra "fazla sürmeyecek söz" deyip hemen göksunun yanına gitmiştim. Ve size bir şey itiraf edeyim mi titriyordum ayrıca kalbimin atışını duyabiliyordum! Yanlarına geldiğimizde ata başıyla selam verince bende aynı şekilde karşılık verdim. Sonra göksuyla sarılıp "hadi gidelim"dedi. Göksu bir bana bir ali'ye bakıp "biz gidiyoruz siz de konuşun"deyip gülerek gittiler. Kısa ve dar sokaktan görüntüleri kaybolana kadar öylece durmuştuk. Sonra baktım onun konuşacağı yok ben –sessiz beyefendi- atılayım dedim. Arkama baktığımda eski tahta kapının önünde küçük kaldırımı işaret edip "oturalım mı?" dedim. Kafa sallayıp adım atınca bende yanına oturdum ve o an fark edemesemde bir zaman sonra kollarımızın değdiğini anlayınca daha da bir kızardım! Yaaa kollarımız değiyordu be! Offf sıcak oldu aşırı derecede sıcak oldu! Biz böyle sessiz dururken arkamızdaki kapı bir anda açılıverdi bir tane yaşlı teyze çıkıp bize ters ters bakınca istemsiz olarak sanki suç işlemiş biri olarak tebessüm ettim. Teyze bize bakıp "son zamanlarda böyle sevgililer geliyor sizde o yüzden mi burada oturuyorsunuz?" deyince bir şok geçirdim. Tövbe yarabbim kadın hıncını bizden çıkaracak mübarek! Teyzeye bakıp "yok teyzecim biz arkadaşlarımızı bekliyoruz" deyiverdim. Aliyle aynı anda gülünce kalbim tekledi! Teyze bize tekrardan "aferin kızım oturun o zaman" deyince yine tebessüm ettim. Teyze içeri girdiğinde ikimizde bir an birbirimize bakıp tekrar karşı tarafa Göksuların gittiği yere doğru bakıyorduk. Ali bir anda "Göksu bir şeyler dedi bana" deyiverdi. Heyecanım sesime yansımasın diye uğraşırken cevap verdim "ne dedi?" hala karşıya bakıyordum. Direk de güzel duruyor. Aman be ne diyorum ben! "bir şeyler hissettiğine dair şeyler söyledi" dedi. Kalmıştım ama yalan da söyleyemezdim yanaklarım tekrardan kızarırken konuştum "evet" hadi ama sadece evet mi? Abisi nasıl sevdiyse bu kalp seni laf dinlettiremiyorum ve sadece 'evet' mi? Sonra sanki zorlanıyormuş gibi konuşmaya başladı "bak hilal, haleyle çıktığımı biliyorsun şuan seninle çıkarsam ne diyeceklerini düşünebiliyor musun hakkımda?" deyince kalmıştım! Doğru salak hilal! Aşık olduğun kişi bir zamanlar gerçek anlamda olmasa da ablanla çıkmıştı farkındasın değil mi? "haklısın ama sonuçta hale seni sevmiyordu." Zorluyorsun hilal! Zorluyorsun kızım! Ali kısa bir saniye bana bakıp tekrar aynı yere döndü. "hilal seni üzmek istemiyorum ama olmaz yani önce ablasıyla sonra kardeşiyle çıktı dedirtmem." Kafamla onaylayıp "haklısın tamam"demiştim ne diyebilirdim ki ilk defa farklı duygular hissettiğim kişi ile ilk defa buluşmuştum ve duygularıma gram karşılık bulamamıştım. Yine kalp kırıklığım ile kalmıştım. Bir anda yağmur çiselmeye başlayınca oturduğumuz yerden kalkıp çapraz tarafta bir bahçenin giriş kapısına benzeyen tahta büyük kapının altında durucağımız zaman ben kapıya yaslanayım derken hafif arkaya giderken bir anda kapı açıldı! Hayy ben sizin kapı gibi Allah'tan dayanmadım kapıya kapı hafif açıldı ikimizde aynı anda arkaya bakıp tekrar önümüzü döndük birkaç dakika bekledikten sonra yağmur durunca yine aynı yerimize gittik. Yine oturduktan bir beş dakika sonra Göksu ile ata sarmaş dolaş uzaktan gelirken Göksu bana bakıp güle güle "kankan oldu sana kıpkırmızı olmuşsun" der demez iki elimin dış kısmını yanaklarıma dokundurduğumda cayır cayır yanıyordu. Şu halime bak be ben böyle severken böyle olması. Neyse! İkimizde gelmeleri ile ayaklanıp geldiğim yoldan geri dönerken beyzayı da bıraktığım yerden yanıma çağırdığımda ata ile ali önden gidiyorlardı. Beyza bana bakıp "hilal abla hangisi?" diye sorunca aliyi işaret ettiğimde beyzanın yüzü memnuniyetsiz bir şekil alıp "yaa hilal abla bu mu? Kap kara bu çocuk ayrıca kıvırtıyor" deyince bir anda arkalarından baktım. Kıvırtıyor muydu ya? Yok bee! Beyza ya dönüp "saçmalama Beyza" deyip devam ettim. O mutsuzlukla eve nasıl gittiğimi hatırlamıyorum desem iyidir. Abi ya beni adamı kalbim deli gibi çarparak yanaklarım kızararak elim ayağım titreyecek şekilde seviyordum. Ama onun söyledikleri? Harbi yaa ben bu adamı niye bu kadar seviyordum. Neyini seviyordum?

^^^

Okul bitmiş yaz tatiline girmiştik babam ile yaptığımız anlaşmaya göre her yaz çalışıp iki aylığını ona verip yarım aylık maaşı biz alıp hale ile İstanbul'a gidecektik. belki çok adaletsiz bir anlaşma olmuştu ama sonunda İstanbul olan her şey kabulümdü! Babamın yanında başlamıştık çalışmaya bir sürü insan tanımıştım rol yeteneği harika insanlar! Haa unutmadan söyleyeyim eğer tekstil gibi bir ortamda çalışıyor iseniz ve babanız ortaklardan biri ise etrafınızda bir sürü yetenekli insanlar dolu olur. Yani siz siz olun kimseye güvenmeyin! Unutmadan eklemek istediğim iki tane şey var bu yarıyıl tatilinde kuzenim Muhammet-beyzanın abisi- ve aleyna-babamın dayısının kızı- bize gelip bir hafta kalmışlardı. Fena derece de güzel vakit geçirmiştik. Amcam buralara gelmek istediğinden bahsettiğinden beri babam işleri ayarlayıp onu buraya getirtmeye çalışıyor ama bakalım. Ve diğer olarak mahallede Göksuların aracılığı ile Merve diye biri ile tanıştım bizim okulda on birinci sınıfmış. Benim okulda zaafım olan mavi gözlü sarışın çocuğun sınıfında. Bunu onunla tanıştığımda öğrendim. Ben onu okula ilk geldiğimden beri beğeniyordum. Sevmek değil! Ama her kızın böyle zaafı olan birileri olur ya o da öyleydi. Ve biz Merve ile çok iyiydik hatta bu iyiliğimiz yüzünden gülzade teyze-mervenin annesi- ve saadet teyzenin araları bozulmuşru tabi akabinde kızlarınında yani bir kıskançlık söz konusu ama her zaman saadet teyzelerin yeri bizde ayrıydı.

^^^

"hale bunu da koysam mı yaaa?" diyerekten otuz iki diş haleye bakıyordum. Hale bana bakıp sabır diler bir vaziyette "hilal kardeşim! Onu alıp be yapacaksın zaten alışveriş yapıcaz orda" deyince yüzümü buruşturup "tamam bee almıyorum" diyerek dolaba tıktım hırkamı. Şuu ann ne mi yapıyorduk? Hale ile valiz hazırlıyorduk!!!! Babam bize dönüş yol biletlerimizde dahil iki yüz elli tl vermişti. Valizin kapağını kapatıp yine zafer gülümsemesini yaptım. Akşama biletimiz vardı istanbula yahuuu!!! Göksunun yanına gidip hepsiyle vedaşlaştıktan sonra döndüm yine eve. Akşam olması ile babam da eve gelince otogara gitmek üzere çıktık evden. Babam yolda bize yüz bin kere 'dikkat edin yolda. Birbirinize sahip çıkın,istanbulda ayrılmayın, halalarınızın yanına da gidin ihmal etmeyin, paranıza dikkat edin' falan filan... araba da geldikten sonra ikimizi de öpüp tekrardan "dikkat edin arayın beni tamam mı?" demişti. Kafalarımızı sallayıp atladık arabaya. Elimizdeki bilete göre olan koltuklara oturup iyice yerleştikten sonra araba yavaş yavaş hareket ederken babama da el sallıyorduk. İşte o an hale bana dönüp "hazır mısın?" dedi gülümseyip hevesli bir şekilde kafamı salladım. Ve devam etti sevgili ablam "ilk yolculuğumuza ve istanbul'a"...

^^^

biraz geç oldu ama yine ve yine dediğim gibi geç olsun güç olmasın yazarken bir ara parmağımı kıpırdatamadım :D tam komediydi neyse beğendiyseniz yıldıza basmayı unutmayın güzellerim :*

#HİSSİZ VEDA#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin