Günlerdir "artık bölüm yaz" " ne zaman bölüm atıcaksın" diyerek hem beni tatlı tatlı sinirlendiren hem de sevindiren biriciğim Gamze için gelsin bu bölüm :D
Her Perşembe bölüm atmaya çalışıyorum ama hali hazırda bölümüm yok oturup yazıyorum haliyle biraz da uzun sürüyor. Bugün biraz geç yazdım sebebini söylemek istiyorum 1-31 Ekim meme kanseri farkındalık günleri ve okulda da bir panel oldu. Haliyle de biraz beyin patlaması yaşamış ve evde ölü gibi gezmiş olabilirim birazcııık :D neyse uzatmadan başlıyorum.
Küçük bir sağlıkçı notu: arkadaşlar her ay kendi meme muayenenizi yapın lütfen. Özellikle ailesinde meme kanseri olanlar daha bir dikkat etsin ve mamografi de çektirmeyi ihmal etmesinler. Bu kansere yakalananların çoğu kendileri tanıyı koyup erken müdahele edebiliyorlar bu yüzden bilinçli olmak da fayda var... neyse öpüldünüz iyi okumalar :D :*
^^^
Sabah bir heyecanla uyandım çünkü zaten heyecandan gece de uyumuş sayılmazdım. Halenin de kalkmasıyla beraber yandaki boş ama eşyalarımızın olduğu odaya geçtik. Ütümüz olmadığından bir gömlek ve etek ne kadar ütülü durursa o şekilde giydik. Zaten gömleğin birazcık çizgileri vardı kırışık değildi yani ayrıca üzerine de gri hırkayı giyince kimse bir şey görmezdi akşam da işyerinde ütülerdik. O hiç sevmediğim okul üniformalarımız giyip diğer yattığımız odaya geçtik annemle babam da o sırada kalkmış hazırlanıyorlardı. Mutfağa-sanki çok mutfak kavramına uyuyormuş gibi- geçip haleyle bir şeyler atıştırdık. Babam da hazırlanınca yanımıza gelip "hazır mısınız?" diye sordu. Haleyle aynı anda kafalarımızı sallayıp istanbul'dan gelirken getirdiğim koyu gri siyah karışımı içi şuanlık boş olan sırt çantamı aldım. Annemi evde bırakarak evden çıktık. Zavallı annecim ona da üzülüyorum kim bilir tanımadığı bu yerde tek başına ne yapıcak biz en azından okula gidiyoruz. Geldiğimiz merdivenlerden inerek İstanbul plakalı Mercedes arabamıza hale önde ben arkada bindik. Sanırım bir süre babam bırakıp alacaktı bizi. Dün gördüğüm yavaş yavaş alışmaya başladığım sokaklardan geçip okul yoluna girdi babam o sırada da haleyle bana kaçamak bakışlar atarak konuştu: "buradan düz gidiyorsunuz sağa dönüyorsunuz buradan da çıktıktan sonra düm düz ilerliyorsunuz okulu bulursunuz sonra zaten. Öğle yemeği için çıktığınız da dediğim gibi tam tersi gelin eğer bulamazsanız beni arayın" diyerek arabayı okulun önünde durdurdu. Tekrardan hem haleye hem de bana bakarak "hadi bakalım iyi dersler" diyerek kovdu bizi resmen! Aman bee yemedik arabanı demek isterdim ama şimdi ayıp denmez babaya öyle. El mahkum heyecanlı bir şekilde arabadan inip çantamı da sırtıma taktım.etrafı kolaçan ederken kol kola girmiş üç kızın okula yaklaştığını görünce belki birinci sınıftır diyerek şansımı denemek istedim. Hemen otuz iki diş gülümseyip kızların önünde durdum.hale de yanıma geldi o sıra da tabi. Kızlar iyice yakınıma gelince hemen biraz çekingen ama güler yüzle "şey.. dokuzuncu sınıf mısınız?" dedim. Kızlar önce bana bir baktı ardından da "evet" dediler. Ohhh bee tutturdum yehoo! "şey ben yeni geldim de beraber gitsek olur mu ?" dediğimde kızlar biraz tebessüm edip "olur tabiî ki" dediler. Aman yerabbimm! Atıldım hemen kızların arkasından yanımda haleyle beraber. Daha ders programını falan bilmediğimden onalr nereye giderse oraya gidicektim demir kapıdan içeri girip birinci kata çıktık. Bu sırada haleyle ayrıldım çünkü o da kendi sınıfına gitmeliydi! Küçük bir nöbetçi masasını geçip kısa,çok dar olmayan duvarları mavi ve beyaz olan koridorun sonunda soldaki sınıfa girdik. Aman Allah'ım!! Küçük bir sınıftı ama yaklaşık yirmi küsür kişi var gibi duruyordu. Herkesin gözleri bana dönünce elim ağam titredi resmen. Hadi amaa! Ben zaten yeterince utanan bir kızım uzaydan gelmişim gibi bakmayı keser misiniz?. Kızların oturduğu sıranın önüne başka bir kızın yanına oturuverdim hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#HİSSİZ VEDA#
Novela JuvenilVedalar canını sıkmasın, Yine buluşabilmek için Bir 'hoşçakal' gereklidir. Richard Back Sahi? Hangisi daha zor? Gitmek mi? Kalmak mı?... ### Her yazarın kalemini dokundurduğu kağıtta bir parç...