1.вölüɱ/ part1: Kedi

20.8K 992 59
                                    

Birinci sınıf! Eğer bir cadıysanız ve hala bir kediniz yoksa kendinizi kandırmayın siz bir Cadı değilsiniz! Evet bu kadar açık ve nettim. Aydınlık cadılarının kedisi herzaman beyazdır sanılanın aksine gözleri sahibinin rengini alır ve öyke kimilerin korkutucu bulduğu tek cizgilik irisleri yoktur tamamiyle oval insan gözü gibir aslında tam da öyledir. Neyse asıl endişeme gelecek olursak benim kedim!

Ben bir ak büyücü değildim tabiki de ve bu yüzden çağrıma yanıt verecek olan kedimde tarif ettiğim şekilde olmayacaktı.

 Bu okula girerken kendimi son derece beceriksiz bir ak Cadı olarak gösterebilmiştim. Böylelikle gözlerden uzak bir yerde ikinci ismim hakkında ki efsanelerimi dinleyecektim.

'Korkma hayatım kaplan gelmeyecek küçük minik pisi pisi bir kedi.' 

Bu kendini beğenmiş Cadı Angeline'den başkası değildi. Kendisi Ak Cadıların en yeteneklisi ama kalbinin kapkara olduğuna emin olduğum bir cadıydı.

 Bazen benim mi yoksa onun mu laneti daha çok hakettiği konusunda düşünmüyorda değildim.

Leydi Azura yani Profesör Azura -ona Leydi Azura diye hitap etmemizi ister- elindeki kalın kitapı kürsüye sertçe indirdi. Şamdanların tiitrediğine şaşmamak gerek o kadar iri yarı ve güçlü bir kadındı ki, ben bütün kadınları değil erkekleri de aynı keseye koyup en güçlüsünün onun olduğunu ilan edebilirdim. 

'Evet!' diye bağırdı sesi sınıfta yankılanırken 'Bu ders bilginiz olduğu gibi kedinizi yani ruh hayvanınızı nasıl çağıracağınızı öğreteceğim.

'puellae noctis lunam lumen pro sanctitate meae partem mihi diva'

...gecenin kızı, ayın ışığı, Tanrıçanın kutsallığı adına bana ruhumun bir parçasını yolla...

Sözcükleri tekrar tekrar tekrar ettiler... Taki sınıfın çoğunluğunun kedisi gelene kadar. Açıkcası içimde bir kıskançlık olmadı değil o kadar güzel ve uysaldı ki her biri...

Bir tanede benim olmasını arzuladım. Leydi Azura beni işaret ederek bağırdı 'Sen neden söylemiyorsun?'

Aslında bağırmamıştı o kadın her konuştuğunda sesi sınıfın içini dolduruyor yankı yapıyordu.

'Ben şey tek başıma denemeden burada yapmak istemedim' dedim utangaçca Leydi Azuranın hoşuna gitmiş olacak ki cevabım kocaman bir kahkaha attı. 'Pekala seni utangaç kız şimdi dersten çık dene ve gel burada aynı şekilde çağır.'

İşte buraya kadardı. Hassktr... diye mırıldanırken yüzümde tamamiyle zıttına utangaçça bir gülümseme vardı.Devasa tahta kapıyı ardımdan kapattığımda derse geri dönmeyi aklımdan bile geçirmiyordum. Alacağım bütün cezalara razıydım.

Burası Camthalion'du.

Bir çok yaratığa ev sahipliği yapan yer... Düşmüş melekler Şeytanlar karanlıktakiler ve Dolunay'ın çocukları. Tabi Cadılar buranın temel taşlarını oluşturuyordu fakat bu kadardı. Bize ayrılan kısımdan başka bir bölüme geçersek yaşamımızı garanti etmiyorlardı. Sadece sınırlarımızda kaldığımız sürece canımıza hiçbir zarar gelmeyeceğini temin eden okul bir tarafsızlık merkeziydi.

Dış dünyayla tamamiyle bağlantımız kopuktu. İnsanlar mı? Ben insan görmeyeli uzun bir zaman olmuştu. Onüç yaşımdan beri insanların dünyasından ayrı olduğumuzu göz önünde tutarsak artık insanlar bana bambaşka bir ırkmış gibi geliyordu. İlgi çekici eğlenceli ve oldukça kıskanılcak türde bir ırk.

Bütün aptallıkları ve katliamlarına rağmen. O tarafta ki yaşamımı özlüyordum.

'Vay vay bir Aydınlık değil mi bu?'

Alay dolu erkek sesi yerimden sıçramama nedn oldu.  Gözlerini kısmış beni süzerken sırıtıyordu.

'Se-senin burda ne işin var!' diye inledim. Yüzünde ki gülümseme büyürken kahkaha atmayı da es geçmedi. 'Burası bizim bölgemiz hayatım asıl senin ne işin var?' Duyduğum gerçekle etrafımı ilk defa görmüşçesine inceliyordum. Sahi ben bu bölgeye ne ara gelmiştim? Karşımda ki şeytan şaşılacak kadar yakışıklıydı. Belkide kötülüğün oynu buydu karşı konulamaz güzellikte olması.

'sol kanat biz şeytanlara ait farkında değilmisin?' dedi duvarlarda ki kanlı işaretleri gösterirken.

Korkum titrememe neden oluyor bu da dizlerimi hissetmemi engelliyordu. BAYILMAK! Gözlerimin önünde siyah noktalar belirirken en son yapacağım şey olmalıydı.

Burda ölsem kimsenin umrunda olmazdı çünkü kendi sınırımı çıkmıştım. Dersteki sözcükler beynime üşüşürken bu şeytandan kaçmak için elimde kalan tek yolu denedim Ruh eşimi çağırdım.

'puellae noctis lunam lumen pro sanctitate meae partem mihi diva'

*****

NOT:

Evet çanlarım Alyamina'nın yorumu için kendimi  zorladım bir partlık bölüm olsada yazdım en kısa zamanda uzun bir bölümle karşınıza çıkacağım lütfen yorum ve beğenilerinizi eksik etmetin.

İlk yorum yapan okuyucum Alyamina bu bölüm kısa oldu ama sana ithafen gelsin :) iyi okumalar....

 Dip not: Bu hikayeyi beğenirseniz ikinci fantastik kitabım KUTSANMIŞ EVLİLİKLER'i öneririm :)

MlsSmy :)

LucretiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin