Not:Size gecikmesinin bir bahanesini sunamayacağım çünkü öyle bir şey yok... Hiçbir engelleyen özel bir durum yaşamadım. Ne rahatsızlandım ne sınavım vardı ne de seyehat....Bu kadar gecikmeninde bir bahanesi olamaz da biliyorum.. Artık tıkandım kaç gündür yazmaya çalışıyorum üç dört günde ancak bu kadarcık bir bölüm çıktı hikayeyi nasıl toparlayacağımı bilemedim... :s üzgünüm beni bağışlayın yazamıyorum sanki.. beğenmediğim içime sinmeyen bir blüm oldu bu kadar gecikmeden sonra ii okumalar.. :( umarım affedersnzDip not: Bu hikayeyi beğenirseniz ikinci fantastik kitabım KUTSANMIŞ EVLİLİKLER'i öneririm :) MlsSmy
MlsSmy
***********************************************************************************************************************
Meleğin kaşları çatılmış halde saçları renkten renge giren kıza bakıyordu.
'Benden ne istiyorsun Obelia'
Sahi ondan ney istiyordu? Belki Lucretia'nın ölmesi olabilirdi ama bunu kendisine yakıştıramıyordu. Dabria'yı seviyoru o masum kız onun arkadaşıydı ama Lucretia.... İşte o bambaşka biriydi. Peki bu gösterdiği onu endişelendiren sadakat kimeydi?
'İntikam!'
Diyebildi. Sesi bir fısıltıdan ibaret olsada melek bunu duymustu. Güçsüzdü yaşadığı bütün yıllar el ele verip omuzuna yüklenmişti sanki... Onunda canı yanıyordu. Her gece ölen yeni bir ruhun haykırışlarını duymak onun anılarını rüyalarında paylaşmak. Yemek yerken tuvalete giderken hatta duş alırken bile fısıltılarına şahit olmak tanrım ne kötü ne lanet birşeydi. Evet bunun adı lanetti. Hemde bir iyilik yüzünden gelmişti başına... Düşüncelerinin içinde İhanet belki hiçbir zaman bu kadar açık ve net olmamıştı.
Melek iri kanatlarını açtı. Hışırdayan tüyler hafif bir ugultu yaydı ortamda. Kendi kendini sahte bahanelerle kandıran bu kıza acıyarak gözlerini dikti. İğrendiği bu varlığa sorusunu sordu.
'Bedeli ödemeye hazırmısın?'
Obelia'nın tüm kararsızlığı kaybolmuş elini yumruk yaparak cevapladı.
'Evet!'
Tüm bu uykusuzluğu ölülerin onu rahatsız etmesi hepsi ama hepsi onun sucuydu! Neden intikam almasındı ki?
Melek insanların nasıl kendilerinden üstün yaratıldığı halde bu kadar düşebildiğini düşünürken buldu kendini.
'O zaman ben Samuel senin rızanla adağını kabul ediyorum!'
Anlaşma iki tarafında rızasıyla sağlanmıştı. Şimdi şartlara uyma zamanıydı.
*****
Gardeel yatakta sırt üstü uzanmış sol kolunu kafasının altına almış bütün olanları düşünüyordu. Kaybettikleri canını yakıyordu. Belkide ölmemiş olan ama onun için bir ölüden farksız olmayan aşkı için gecikmiş bir yası tutmalıydı.
Cennet!
Evet oraya geri dönmeliydi. O ruh yoksa bu çöplükte yaşamanın anlamı neydi ki? Ses aynı koku aynı olabilirdi. Ya o muhteşem aurasının renkleri... Bir daha göremeyecek olması.
iç çekti. Yanı başında kıpırdanan küçük bedene baktı. Turuncu uzun saçları yastığın üzerine dağılmış. Pembenin en koyu rengi dudakları ve bembeyaz ara ara çilleri olan bir ten... Lucretia bundan mı ibaretti. Hafifce gözleri aralandı bu insansı bedenin. Gür kipriklerin arasında iki mamur ama duygu yogunluyla kararmış gözleri gördü. Neredeyse muhteşem olduğunu söyleyecekken buldu kendisini. Öfkeyle sırtını döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucretia
Fantasy'Sen Asla iyi olamazsın Lucretia. Sen kötü olarak var oldun. Dehşet acı kaos ve kan bunlar seni güçlendirir iyilik, işte onun olduğu yerde sen yok olmaya mahkumsun. Seni İyiliğin ve saflığın varlığını sürdürebilmesi için yarattık. Tıpkı siyahın olma...