Bir yandan kafama koyduğum şeyi yaparken diğer yandan bu fazla mı olur diye düşünmeden edemiyordum. Her ne olursam olayım sonuçta ben kötü biri değildim.
Belki biraz kötü olabilirdim.
Ama bir şeytanınki kadar değil! diye itraz ettim hemen.
'Lanet olsada bu beni kötü yapmaz.' diye savunmaya geçerken bir yanım terettütle, bu soruyu sorarken buldu diğer yanım kendime..
'Kötü değildim değil mi?'
Mühürün ortaya çıkmaması için benim burda olduğumu ilan eden büyüsel ismimi haykırdım Camthalion'un çatısında. Gökyüzü büyük bir gürlemeyle yanıt verdi bana ' Duy bu lanetlinin sözlerini Letrus sentem amere! Götür ona acı dileklerimi yer altındaki ruhların iniltisini duysun yarı ölümü tadarken bedeni. Sentiyum litroska amora amentus, Lucretia!'
Bu benim gerçek anlamda yaptığım ilk lanetimdi. Büyük bir gök gürlemesini beklerken bütün bulutlar dağılmıştı. Kıçımdan uydurduğum lanet ancak bu kadardı. Ne bekliyordum ki bir de o kadar vicdan yapmıştım ayaküstü.
Kendime kızdım.
Angelina'nın Cezalı aynı zamanda Lanetli notunun yazdığı kapımı açarken 'Artık kimin lanetli olduğunu düşünmesi gerektiğini düşündüm. Üzerimdekileri bir çırpıda çıkarıp sadece iç çamaşırlarımla girdim soğuk yatağıma bugün günün çok çabuk bitmesini diliyordum.
///Bu günün sabahında///
Ben alışamadığım cezalı formasını giymiş herhangi birinin bana saldırma olasılığıyla tedirgince sınıfıma doğru giderken ayağım bir şeye takıldı. Düz taş bir zemine sahip olan koridorda bir ağacın küçük 'n' şeklinde uzamış oval ağaç köküne takılmış ve kendimi yerde bulmuştum. 'Ezik!' dediğini duydum birinin bu ses tonunu asla unutamazdım. Bu Angelina'dan başkası değildi. Cevresine aldığı üç aydınlık cadıysa etrafımı sardılar.
'Evet şimdi hesaplaşma zamanı tatlım!'
Ben şaşkınlıkla ona bakarken onun tek yaptığı ise türüne uymayan kötü cadı kahkahaları atmak oldu. Ben mi kötü olandım onu her gördüğümde kendime bunu soruyordum ben mi kötüydüm?
'Evet şimdi ardına bir fare gibi saklanacağın biride yok ne yapacaksın?'
Evet evet biliyorum benim Angelina'nın tabiriyle küçük ufak bir pisi pisim var ve onu çağırmam beni kurtarırdı ama yapamazdım! Bir mühür ve onların canı bu okulu oldukça sarsar tehlike çanları en üst seviyede çalardı.
'Ben kimsenin arkasına saklanmıyorum Angelina. Neden isminin anlamını bana kanıtlayıp bir melek olark uçmuyorsun?'
Kızlar gülünce Angelina onlara ters ters baktı. Onlarda küsmeyi zar zor kestiler.
'Seni aptal C7'li!' diye gürledi Angelina Asa'sını sallayarak 'Angeruilm' fısıldadı. Kara bir yılan belirdi. Yılan bana bakıp tısladı. Hemen ardından saldırmak için yaptığı ilk hamden vazgeçti. Yavas yavas sürünerek ayak ucuma yaklaştı. Ben titreyerek hiçbirşey yapmadan Angelina'ya bakıyordum. Korkum yılan değildi(!)
Korkum Lanetli olduğumun ortaya çıkmasıydı. Kara lanetler ve kara ormanda ki çoğu yaratık bana itaat ederdi. Bende onları boyun eğdiren koruma dürtülerini devreye sokan birşey vardı. Sonrası mı? Sonrası bir kabus. Gitmezlerdi. Ölene kadar yanımdan ayrılmazlardı. O kara ormanda yaşadığım anılar gözümün önüne geldi midem bulanmaya başladı. Ne kadar gece kabuslarıma gircekte olsa ikinci dereceden bir büyü olan yok etmeyi fısıldadım. 'Derberius' ve yılan iç organlarını etrafına saçarcasına patladı. Ben ağlarken Angelina ve arkadaşları çığlık atıp kayboldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucretia
Fantasy'Sen Asla iyi olamazsın Lucretia. Sen kötü olarak var oldun. Dehşet acı kaos ve kan bunlar seni güçlendirir iyilik, işte onun olduğu yerde sen yok olmaya mahkumsun. Seni İyiliğin ve saflığın varlığını sürdürebilmesi için yarattık. Tıpkı siyahın olma...