Selamünaleyküm kardeşlerim. Sürekli tekrar ettiğim bir cümle var. Saye hepimizi barındıran bir gölgedir. Bu kitap hepimizin. O güzel ilgiyi gösterdiğiniz için çok teşekkürlerimi sunuyorum. Saye olarak 7.7k Okunmaya vardık. Elhamdülillah.
SayeWattpad olarak instagram adresini bulabilirsiniz!
Sizden ricam, bölümlere attığınız yorumlarının sayısının fazla olması. Okunma sayısına göre oy ve yorumlar çok az kalıyor. Bu yüzden de keşfedilmemiz zor oluyor. Pasajlara olabildiğince yorum bırakırsanız sevinirim. Eğer pasajlara nasıl yorum atacağınızı bilmiyorsanız özelden yazarsanız yardımcı olurum.
Bölümler için seçtiğim müzikler oluyor. Bölümdeki olaylara uygun hüzünlü müzikler seçmeye gayret ediyorum. Medyada bulabilirsiniz.
Severek okuduğunuz, beğendiğiniz bir bölüm olması temennim ile, bölümü yorumlamayı arkadaşlarınıza iletmeyi ve oy vermeyi ve beni hala takip etmiyorsanız takip etmeyi unutmayın! .15.11.16
Yanarak uyandım. Bu ateşli bir yanma değildi... Alnım, ellerim yanıyordu. Ama en fazla göğsüm yanıyordu. Korkutucu bir rüyanın ardından güne başlamak zorundaydı insan. İçindeki o titremeyi atmadan devam edebilmeliydi hayata. İçim titriyor, durduramıyorum.
Derin bir nefes çıktı göğsümden. Ezan okunuyor bu sırada. Babam birazdan kapıyı aralar. Beni yine namaz için ısrara boğar. Hiç tepişmeden arkamı döndüm. Döndüm ki uyuyor sansın. Sansın ki ısrar etmesin. İçimden namaz kılmak gelmiyordu. Bunu anlaması uzun sürecekti belli ki. Dinde zorlama var mıydı? Yok ise bu babamın yaptığı şey neydi? Beni boğuyor...
Soluma dönerek elimi yastığın altına koydum. İçim hala korkuyla titriyordu. Alnım ıslaktı. Nefesim düzene girmişti.
Yastığımın altında kalan telefonumun ışığı yandı. Üzerime çektiğim battaniyenin altına iyice sokuldum. Telefonumu araladım. Bildirimler... Durmadan ardı arkasına gelen beğeni, yorum ve istekler. Mesajlarla dolu bildirimler! "Hepsini nasıl okuyacağım yahu" dedim sessizce. Bu sırada kapı aralandı. Babam gelmişti. Telefonu hızla kilitleyerek tekrar yastığın altına attım. Kafam hala battaniyenin içindeydi. Sağ omzuma dokundu.
"Elif"
Ses etmeyince tekrarladı. "Elif, hadi namaza kalk" Kolumu hafifçe tepiştirerek "İstemiyorum" dedim "Uykum var" "Esselatü hayrun minen nevm" dedi babam. Şaşırdım, fakat battaniye altında olduğum için fark edemezdi. Arapça mı konuşuyordu babam? Arapçayı nereden öğrenmişti?
"Namaz uykudan hayırlıdır, hadi kalk" diye tekrarladı. "İstemiyorum dedim ya" diyerek sesimi yükselttim. Daha da fazla ısrar etmedi. Kapıyı hızla çekip çıktı.
Birkaç dakika sonra tekrar uyuyakalmışım. Telefonumun sesiyle uyandım. Yiğit arıyordu. Sinirle açtığım gözlerim Yiğit yazısını görünce yumuşadı. Hafifçe doğrularak yatağımın başlığına yaslandım. Sesimi kontrol ettikten sonra açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sâye
SpiritualElif ile Furkan'ın hikayesi bu. Bir yanda günümüz modasına uymaya çalışan,dinine bağlı gibi gözüküp dünyevi lezzetlerde kaybolan Elif, diğer yanda ailesinin tam tersi, Allah aşkıyla yanıp tutuşan, ismi gibi hakkı ile batılı birbirinden ayıran Furkan...