Elif ile Furkan'ın hikayesi bu. Bir yanda günümüz modasına uymaya çalışan,dinine bağlı gibi gözüküp dünyevi lezzetlerde kaybolan Elif, diğer yanda ailesinin tam tersi, Allah aşkıyla yanıp tutuşan, ismi gibi hakkı ile batılı birbirinden ayıran Furkan...
Selamünaleyküm, olabildiğince hızlı bölüm yazmak istiyorum fakat zamanım yok. Beğendiğiniz, su gibi okuduğunuz ve kendinizden bir şeyler bulduğunuz bir bölüm olması dileğimle. Oylamayı, bolca yorumlamayı (yorumlarınız benim için önemli) ve beni takip etmeyi unutmayın. Sevgilerimle...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...
Bilgisayarda vakit geçiriyor iken aklımda hep aynı işaret vardı. Yusuf! Kimdi bu bahsettiği Yusuf? Ve neydi anlatmak istediği şey? Furkan niçin bana bunu söylemişti? Peki dediği kızın adı neydi? Ellerimi masa üzerinde ovuşturdum. Bugün hem okul yoktu hem de dershane tatildi. Vaktimi evde geçirmek istemiyordum fakat ilgilenmem gereken takipçilerim vardı. Twitter'a girdim. Bir sürü bildirim birikmişti yine. Yeni bir ileti yazmaya gitti elim.
"İyi bende. Ne diyeceğim. Bizim matbaaya gelsene detayları şekillendirelim. Ağabeyimde gelecek. Belki ilk sayımız için kapak bile seçeriz."
"Tamam" dedim heyecanla "20 dakikaya oradayım."
Hızla yerimden kalktım. Bilgisayarın ekranını aşağıya indirdim. Dolabıma yöneldim. Uzun bebek mavisi bir tuniğimi elime aldım. Altına dar ve giymeyi çok sevdiğim beyaz pantolonumu. Pembe çiçekli şalımı da üst raftan aldıktan sonra üzerimi değiştirdim. Saçlarımı topladım. Hava çok sıcaktı yine. Bone takmak zor geldi. Saçlarımın ucuna kadar çektim örtümü. İğne bağlamadan uçlarını geriye doğru attım. "Küpelerim" dedim heyecanla. Masama yöneldim. Taşlı, parlak ve gösterişli küpelerimi taktıktan sonra görünmeleri için örtümü azıcık açtım. Bolca güzel kokan parfümümü sıktım.
"İşte, son bir şey kaldı. Makyaj!"
Hemen çantamı alıp aynanın karşısına geçtim. Gözlerime bir maskara sürdüm. Ardından hafif pudra tonlarında bir far. Az da olsa fondoten ve son olarak şeftali rengi bir ruj. Yüzümü inceledim. Yine alımlı, güzel, dikkat çekici duruyordum. Bu beni rahatlatıyordu.
"Sen" dedim aynadaki yansımam ile konuşarak
"Sen saye! Bir kelebek gibi güzelsin"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
