Herkese merhaba! Yeni bölümü nihayet bitirdim. Ve bugüne kadar yazdığım bölümler içindeki en uzun bölüm oldu diyebilirim. Ama yazmak çok meşakkatli bir iş olduğundan yazım hatalarım, anlam eksikliğini görmezden gelin. Ayrıca bu bölüm yeni 3 karakter katıldı hikayemize. Bakalım olayları nereye çekecek bu üç karakter : )
Bölümü kısa zamanda çok şey paylaştığımız, kafa dengi, canım arkadaşım @nurkirintilari'na ithaf ediyorum
Beğendiğiniz bir bölüm olması dileğimle. Bolca yorumlamayı, oylamayı ve hikayemizi takip etmeyi unutmayın. Bölüm müziği; Seksendört - Şimdi Hayat.
Sevgilerimle... 150617
instagram ; sayewattpad
instagramdan gelen arkadaşlarım yoruma kullanıcı adlarını bırakırsa sevinirim.
Elif'in gözünden...
"2 gün sonra annem evleniyor aman ne mutlu bir gün" Islak elimi lavabonun kenarına hızla vurdum. Başımı yavaşça kaldırdım. Aynadaki görüntümle münakaşaya tutuştum.
"Nereye kadar bu mutluluk pozları? Annen seni umursamıyor, sen ise onun her işine koşuyorsun. Evden telli duvaklı çıkar, beline de kuşağı bağla oooh!"
Yükselen sesim kulaklarıma çarptı. Titreyerek kendime geldim. Bir elimi alnıma götürürken diğer elimi belime dayadım. Fayanslar üzerine yavaş yavaş adımlar atarak banyo içinde ilerledim. Büyük bir gerginlik vardı. Bu gerginlikten doğan öfke damarlarımı çatlatırcasına içimde dolaşıyordu. İçimdeki cadı kazanı kaynamaya devam ederken sakinleşmek adına konuşmaya başladım.
"Sakin ol Elif, sakin olman gerek. Her şey bitecek. Ve kazanan yalnızca Allah'ın gölgeliğine sığınanlar olacak."
Duraksadım. Baş parmağımı kemirmeye başlamamla kendimi yerdeki kilimin üzerine bıraktım. Bağdaş kurduğum ayaklarımı hızla sallıyordum.
"Sakin olmalısın"
Karşımdaki duvarın üst kısmında bulunan küçük pencereye diktim gözlerimi. Elimi ağzımdan çektim. Gülümseyerek ayağa kalktım.
"Gafletle örülü duvarlar arasında, Allah'tan başka pencere yok" Bu cümleyi hatırlayınca içimde yanan öfkeli ateş sustu. Vücudumda dolaşan zehir geçti. Ayağa kalktım. Derin bir nefes aldım.
"Şimdi, her şeyin güzel olacağını düşünmeye devam et." Yavaşça kapıyı aralayarak salondaki annemin yanına geldim.
Annem ortada duran sehpanın yanı başına oturmuş eşyalarını katlıyordu. Beni fark edince yanına çağırdı. "Ferah"
Gözlerim hafifçe ona doğrulurken vücudumdan soğuk terler dökülüyordu. Nazik bir sesle cevap verdim. "Efendim." "Gelir misin?" Yanındaki boşluğa elini iki kere vurdu. "Lütfen"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sâye
SpiritualElif ile Furkan'ın hikayesi bu. Bir yanda günümüz modasına uymaya çalışan,dinine bağlı gibi gözüküp dünyevi lezzetlerde kaybolan Elif, diğer yanda ailesinin tam tersi, Allah aşkıyla yanıp tutuşan, ismi gibi hakkı ile batılı birbirinden ayıran Furkan...