Selamünaleyküm kardeşlerim. Sürekli tekrar ettiğim bir cümle var. Saye hepimizi barındıran bir gölgedir. Bu kitap hepimizin. O güzel ilgiyi gösterdiğiniz için çok teşekkürlerimi sunuyorum. Saye olarak 6.8k Okunmaya vardık. Elhamdülillah.
SayeWattpad olarak instagram adresini bulabilirsiniz!
Kitap tanıtım videomuz ilk bölümde bulunmaktadır. Yeni bölümü sonunda yazabildim.
Sizden ricam, bölümlere attığınız yorumlarının sayısının fazla olması. Okunma sayısına göre oy ve yorumlar çok az kalıyor. Bu yüzden de keşfedilmemiz zor oluyor. Pasajlara olabildiğince yorum bırakırsanız sevinirim. Eğer pasajlara nasıl yorum atacağınızı bilmiyorsanız özelden yazarsanız yardımcı olurum.
Bölümler için seçtiğim müzikler oluyor. Bölümdeki olaylara uygun hüzünlü müzikler seçmeye gayret ediyorum. Medyada bulabilirsiniz.
Ayrıca alıntı yaptığım şiirlerin altına şairlerin adını yazıyorum. İsim yazmadıklarım da kendi yazdığım şiirlerimdir.
Severek okuduğunuz, beğendiğiniz bir bölüm olması temennim ile, bölümü yorumlamayı arkadaşlarınıza iletmeyi ve oy vermeyi ve beni hala takip etmiyorsanız takip etmeyi unutmayın! 31.10.2016
"Kağıtları topluyoruz. Sınav bitmiştir." dedi hocam. Düşüncelerimin arasından sesiyle sıyrıldım. "Sınav?" dedim hemen sonra önümde sadece adımın yazılı olduğu kağıda bakakaldım. Tek seferde çekip diğer kağıtların arasına atıverdi. "Durun" diyemedim. Deseydim de bir şey değişmeyecekti. Tıpkı Furkan gibi. Bomboş bıraktığın sınav kağıdından 100 bekliyormuş gibi ona karşı umut doluydum. Doluydum... Artık değildim. Hissettiğim şey sadece acıdan ibaretti. Herkes sınıftan çıkıyorken sol omzuma Sude dokundu
"Bahçeye çıkalım mı? Veya kantine? Karnın aç mı?" "Bahçeye" dedim kısık sesle. "Bahçeye çıkalım mı?"
Ayağa kalktım. Sanki düşüncelerimin hepsi koca bir yük gibi bedenimdeydi. Kendimi olduğundan daha ağır ve güçsüz hissediyordum. Merdivenleri inene kadar konuşmadım. Sude bir şeylerden bahsetti sadece kafamı sallamakla yetindim. Kapıdan çıkar çıkmaz tam ağaçların altındaki bank boştu. Elimle orayı işaret ettim
"Oraya gidip oturalım mı?" "Olur" dedi Sude. Ne kadar da rahat görünüyordu. Bir ay kadar öncesinde de bende öyleydim. Düşüncelerim yalnızca etkileşime boğan takipçilerim içindi. Oysa şimdi ne de çok acı vardı içimde. Ne çok yanmıştım!
Oturduktan sonra derin ve güçlü bir nefesi bıraktım. "Sınav çok kolaydı" dedi Sude. Gözlerimi kısarak "Kolaydı evet" dedim. Oysa bir nokta dahi yazmamıştım "Hayatımda ilk kez matematikten yüksek not alacağım galiba." dedi gülerek. Elimi sıktı. "Sen iyi misin?"
Cevapsız soru... İyi miyim? "Evet" dedim tok bir sesle. "Düşünmeyi bırakırsam daha da iyi olacağım." "Kimi? Furkan'ı mı düşünüyorsun hala? Ya Yiğit?" "Furkan'ı aklımdan çıkardım aslında" dedim elini sıkarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sâye
SpiritualElif ile Furkan'ın hikayesi bu. Bir yanda günümüz modasına uymaya çalışan,dinine bağlı gibi gözüküp dünyevi lezzetlerde kaybolan Elif, diğer yanda ailesinin tam tersi, Allah aşkıyla yanıp tutuşan, ismi gibi hakkı ile batılı birbirinden ayıran Furkan...