Annem ve Aklım

4.3K 363 44
                                    

Selamün aleyküm arkadaşlar, yeni bölüm ile karşınızdayım. Uzun ve sürükleyici bir bölüm olması için üç gündür yazıp yazıp sildim. Umarım sevdiğiniz ve beğendiğiniz bir bölüm olmuştur. Ferah artık hayatına farklı bir pencereden bakacak... Hikayenin bundan sonrası aydınlık tarafı diyebiliriz. Herkese güzel ilgisi için teşekkür ederim.

Bölümü bol bol yorumlamayı, oy vermeyi unutmayın! Sevgilerimle... 010317

Bölüm müziği; Minor Empire - Mendilimin Yeşili



En sağlam olduğunu düşündüğüm kalbimdeki bir düğüm çözüldü şimdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

En sağlam olduğunu düşündüğüm kalbimdeki bir düğüm çözüldü şimdi. Üstelik koca bir iç çekişle birlikte. Büyük bir uçurumdan aşağıya düşmüyor gibi görünsem de baş aşağı çarpma hissini yaşıyor bedenim. Sınanmak değildi bu parça parça bölünmekti. Artık bildiğinizden daha çok kırgınım. Bildiğinizden daha çok yıpranmış. Ve artık hiçbir şey bildiğiniz gibi değil... Vallahi değil!

Karşılaştığım manzaranın altında ezilerek dizlerimin üzerine bıraktım kendimi. O an bıraktığım yerden açılan bir boşluktan aşağıya düşmek istedim. Yerin içine gömülmek istedim. Nefes almakta zorluk çeken bir göğsüme yanaklarımdan süzülen yaşlar kafiye oluyordu. Ne denilebilirdi ki? Siz babanızı hiç tavana asılmış bir şekilde gördünüz mü?

Furkan'a takıldı gözlerim. Koşarak babamın bedenini kucakladı. Asılı duran ipten çıkarmaya çabalıyordu.Bu sırada annemin hiç durmayan çığlıkları kulağıma çarptı. Ellerini ağzına bastırarak susturmaya çalıştığı, kurşunla dağlanan bir yürekten çıkan acı bir sesti. Bugün ikinci kez kırılmıştım hayata. Babamı böyle görmüşken annemi de ağlattığı için çok fazla kırgındım!

Babamı çıkardı.Yere yatırdı.İçeriye giren insanlar telaşla yardıma koştu.Kabus gibi bir geceydi. Ama uyanamıyordum. Başımı yere eğdim. Ne düşünebiliyor ne de konuşabiliyordum. Yutkunmak ve ağlamak arasındaki o ince çizgide yanıyordu boğazım. Bu sırada omuzlarımı sıkıca Furkan'ın elleri yakaladı.

"Elif, hadi kalk yerden." Yavaşça doğrularak koltuğa oturttu beni. Tepki vermediğimi fark edince omuzlarımdan tutarak sarsmaya başladı.

"Kendini böyle bırakamazsın. Lütfen kendine gel."

Çocuktum. Hayatın güzelliklerini görürdüm hep. Kötü yanını düşünmek istemezdim. Kötü bir çocuk olsam da güzel bir hayat görürdüm baktığımda. Bir günde büyüdüm. Bir günde yaşlandım. Bir günde ezildim. Artık ben bu hayatta nasıl sessiz sedasız yaşayacağım? Nasıl yaşayacağım?

 Artık ben bu hayatta nasıl sessiz sedasız yaşayacağım? Nasıl yaşayacağım?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SâyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin