Ek Bölüm - "Hikayenin Sonu"

4.4K 297 77
                                    

Herkese merhaba! Uzun zamandır yazmayı planladığım lakin tembellikten bir türlü başlayamadığım, acaba elif ile furkan'ın sonu nasıl bitti? sorusuna yanıt işte bu bölümde. 

Size yepisyeni gıcır gıcır yeni bir ek bölüm getirdim. Muhtemelen beğenmeyip "bu nasıl son yeaa" diyenleriniz olacaktır. Vallahi son hakkında pek öyle uzun süreli düşünmedim. Yazmaya başladım döküle döküle biriktirdim. Keyifle okuduğunuz son saye olsun! 

Hepinize hikayemdeki "saye"niz için teşekkür ederim!


Ayrıca hikayelerine niye müzik koyuyorsun özendiriyor musun? demişsiniz. Kalbim kırıldı. İsteyen dinlesin canım aaaaaaaa :d

...

Odanın kapısını araladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Odanın kapısını araladım. Pencereden çarpıp yüzüne vuran güneşle birlikte gözlerini açamadı. Elinin tersiyle ovuşturdu. Yanına yaklaştım.

"Bugün nasıl hissediyorsun?"

Gözlerinden ellerini çekti. O güzel gözlerini yüzüme dikti. 

"Güne yine güzel uyandım.Çok şükür."

Utandım. Sağ tarafında duran sürahideki suyu bitirmişti. Okuduğu kitap savrulup atılmıştı.Belli ki gece yine uzun ve zor geçmiş. Gözlerimin boş sürahiye takıldığını görünce elimi yakaladı.

"Elif."

"Efendim gönlümün çiçeği."

"Ben şimdi ansızın gitsem."

Derin bir iç çekişle susturdum. "Hayır, öyle deme." Dudağına götürdüğüm elimi ellerinin arasına koydu.

"Herkesin bir vakti var işte biliyorsun. Şimdi gitsem... Oğlumuz. Hamza... arkamdan bana dua edecek mi?"

Ellerimi ellerinin arasından çektim. Hızla ayağa kalktım. 

"Bazen çok şımarık oluyorsun Furkan. Durup dururken niye sürekli hüzünlü konuşmalar yapıyorsun ki? Beni üzmek hoşuna gidiyor zannımca."

İşaret parmağımı salladım. "Hamza'ya da gelince. O hele bir gelsin, çok iyi bir kul olacak inşallah. O günleri de beraber göreceğiz. Bu bahsi kapat"

Oturduğu yerde hafif doğruldu. Ellerini karnında birleştirdi.

"Vallahi kusura bak! Hiçbir şeyi abartmadan yapamıyorum. Üzüntüyü, heyecanı... Sevmezsem hiç sevmiyorum seversem çok seviyorum."

Bu arada kapı açıldı. İçeri giren Büşra hemşireyle göz göze geldik.

"Elif hanım hoş geldiniz."

"Hiç gitmedi ki" dedi Furkan. 

Sağ kaşım havaya kalktı. "Sen nereden biliyorsun?"

Yüzüme gülümsemekle yetindi. Gözlerimi kaçırdım. "Gidemedim."

SâyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin