Bu muhteşem kapak için @veyl02'ye çok teşekkür ederim. Eline, emeğine sağlık.
***
Geceyi aydınlatacak kadar parlaktı kadın. Uzun kuyruklu elbisesi yıldızların ışığını hapsetmiş gibi parlıyordu. Dizlerine kadar inen, yumuşak, parlak saçları beyaz altın gibi ışıldıyordu. Hüzünle bakan açık mavi gözleri kusursuz denecek kadar güzel yüzünde dikkat çeken ilk şeydi.
Yavanna, kusursuz güzellikteki bu varlığa endişeyle bakıyordu. "Emin misin Varda? "
Gözleri kadar hüzünlü bir gülümse belirdi Varda'nın kusursuz yüzünde. "Çok kan döküldü Yavanna. Artık huzura ihtiyacımız olduğuna eminim. Bu yaptığım şeyin ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu bilmiyorum. Ama artık dinlenme vaktimiz geldi. "
Yavanna, yeryüzünün hanımı, bereketli ormanlar kadar derin yeşilliği barındıran gözlerini bitkince yumdu. "Dinlenmek?" diye mırıldandı. Yeşil elbisesinin uzun etekleri rüzgarla havalandı. Kendisini sonsuzluk kadar yaşlı hissediyordu. Kızıl kahve saçları parlak bukleler halinde beline uzanıyordu. Öyle nefes kesici bir güzelliğe ve gençliğe sahipti ki insan onun bu görünüşüne tezat binlerce yaşında olduğuna inanamazdı. "Biraz dinlenmek iyi gelirdi doğrusu." dedi yumuşak bir sesle. Sonra parlak yeşil gözlerini, arkadaşının aynı parlaklıktaki cam mavisi gözlerine dikti. "Ama Varda, biz dinlenemeyiz ki! Biliyorsun bizim bir görevimiz var."
"Uzun süredir başarısız olduğumuz bir görevimiz var, evet. Ama artık barış ve huzur zamanı Yavanna. Dinlenme zamanı geldi."
Yıldızların ışığını besleyecek kadar parlak elbisesinin küçük bir hareketiyle arkasını döndü. Parlak saçlarının her telinde can bulan yıldızlar vardı. O yıldızların hanımıydı. Yıldızların yaratıcısıydı.
Yavanna, Varda'nın baş döndürücü yıldızlarından çektiği bakışlarını yanlarında beliren bir diğer hüzün dolu güzelliğe dikti. Gümüş grisi saçları ve elbisesiyle Nienna küçük adımlarla süzülürcesine ilerliyordu onlara doğru. Gümüş grisi gözleri yaşlarla dolu, kucağındaki kundağı Varda'ya uzattı.
Varda, şefkatle kucağına aldı kundağı. Minicik bir bebekti bu. Altın sarısı saçları küme halinde başının tepesine dökülmüştü. Huzurla uyuyordu.
"Doğum adı var mı? " diye mırıldandı Yavanna isteksizce. Nienna hüzünle başını olumsuz anlamda salladı.
"Adı Elda olacak. " dedi aniden Varda. "Atalarından ona yadigar kalan tek şey bu ad ve Nemirdes olacak. "
Yavanna'nın kavisli kaşları çatıldı. "Emin misin Varda? O tam anlamıyla elf bile değil. Nemirdes'i koruyabilecek kadar güçlü değil. "
"Babası en yetenekli elfti unutma." diye uyardı onu Varda sertçe. "Nemirdes'i en iyi onun koruyacağına inancım tam. "
"Ama nasıl? Ya o da delirirse? "
Varda kendinden emin bir şekilde güldü. "Delirmeyecek. Bilmediği bir şey ona zarar veremez."
"Eru aşkına! Nemirdes'i bilmeden nasıl koruyacak onu? "
"Elda, Nemirdes'i koruyacak en doğru kişi Yavanna. Bunu biliyorum. "
Üç güzel kadın, hiçbir şeyin farkında olmadan uyuyan minik bebeğe baktılar.
Evrenin kaderini değiştirecek kadar böyle bir güç, küçücük bir bebeğin ellerine nasıl verilebilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELDA
FantasyOrta Dünya'nın en kanlı savaşı yeni bitmiş, elflerin en büyük düşmanı Mornor güçsüz düşerek kabuğuna çekilmişti. Gücünü kazanması için tek bir kişi gerekiyordu ona. Her şeyden habersiz genç bir dişi elf. Elda.