- Final -
"Ben biraz hava almaya gidiyorum."
Arkamdan ne dediklerini dinlemeden önce terastan sonra da evden çıkıp caddede yürümeye başladım.
Esin'in bir erkekte sevdiği şeyler bende yoktu ki. Boşu boşuna umutlanıp duruyorum. Biraz daha farklı biri olmayı becerebilseydim belki bir gün o da bana karşı bir şeyler hissedebilirdi ama şu halimle imkansız olduğunu az önce net bir şekilde kavramıştım.
"Terastayken de hava alıyordun."
Arkamdan duyduğum ince, güzel sesle adımlarımı duraklatıp vücudumu çevirdim.
"Esin? Ne işin var senin burada?"
"Hava almak istedim."
"Hani terasta da hava alınıyordu?"
Şirince omuz silkip birkaç adımda yanıma ulaştıktan sonra bir eliyle önümüzde ki boş ve karanlık caddeyi gösterdi.
"Yürüyelim mi?"
Sen istersin de yürümez miyiz be Esin'im?
Moralim fena halde bozulmuş olsa da bunu ona belli etmemek için gülümseyerek başımı sallamış ve yavaş adımlara ilerlemeye başladığımızda kendimi toparlamaya çalışmıştım.
"Gecenin bir yarısı mesaj atıp üzerimde ne olduğunu söylediğinde çok korkmuştum."
"Sen hep o pijamaları giyersin. Evini gözetleyen bir sapık olduğumu mu düşünmüştün?"
Olumlu anlamda başını salladığında küçük bir gülüş kaçtı ağzımdan.
"Sevdiğim şeyleri, yaptıklarımı, yediklerimi, odamı, evimi, benim hakkımda her şeyi biliyordun çünkü çok yakınımdaydın."
"Evet. Ailelerimiz samimi olduğu için evinize daha önce çok girdim. Seninle çoğu kez yemek yedim,alışveriş yaptım, gezdim. Bunları grup şeklinde yapıyorduk o yüzden aklına getirmemişsindir ama ben senin neredeyse her anında yanındaydım. Yani senin hakkında bildiğim şeyleri öğrenmek çok da zor olmadı. "
"Aynı sınıfta olduğumuzu sanıyordum."
"Sınıfta ki yaptıklarını bilmemi kast ediyorsun değil mi? İkizimi ve Kerem'i ziyaret ediyormuş gibi gözüktüğüm için ders başlayana kadar sizin sınıfta oturuyor oluşum kimsenin dikkatini çekmiyordu. Ayrıca bizim arkadaş olduğumuzu tüm okul biliyordu. Yani senin hakkında sınıftakilere, birkaç bahaneyle, soru sorduğumda sorgulamadan bana istediğim bilgiyi veriyorlardı. "
"Vay çakal."
İkimiz de kendimizi tutamayıp kahkaha atmaya başladığımızda yanaklarımda hissettiğim ıslaklıkla başımı yukarı kaldırdım.
Hayır ağlamıyorum.
"Yağmur yağıyor. Eve dönelim Esin, ıslanma."
"Yaz yağmuru bu, hemen biter."
"Olsun ama ya üşürsen? Verebileceğim bir ceketim yok."
"Üşürsem başka bir şekilde ısıtırsın sen de."
Neyi kast ettiğini anlamadığım için bilinmezlikle yüzüne baktığımda dudağının sadece sol tarafını saniyelik kıvırıp konuşmaya başladı.
"Hatta ne oldu biliyor musun? Üşüdüm."
"Dedim ben geri dön-"
Göğsümde hissettiğim sıcak baskı ve belime dolanan ince kollarla sözüm yarıda kesildiğinde neredeyse küçük dilimi yutacağımı hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış / Texting <𝓣𝓪𝓶𝓪𝓶𝓵𝓪𝓷𝓭ı>
Novela JuvenilEsin: Koskoca iki yıldır beni seviyorsun ve ben bunu fark etmedim mi? 0543**:Fark etmedin. 0543** :Fark etmeyeceksin. 0543**:Gözünün içine bakıyorum kalbimden taşan aşkı biraz da olsa hisset diye. 0543**:Yanındayken elim ayağıma dolaşıyor, ne yap...