🎶Kibrit🎶

34.4K 1.8K 865
                                    

Uyuyarak geçirdiğim bir okul gününün ardından Ferhunde Hocadan telefonumu aldım ve bizimkilere doğru yürümeye başladım. Yanlarına ulaştığımda Kerem soru soruyordu.

"Bizim kafeye gidiyoruz değil mi?"

"Benim işim var."

"Olmaz."

Savaş ile aynı anda verdiğimiz tepki bizimkilerin şüpheli bakışlarını üzerimize dikmesine sebep olsada onları takmadan el sallayıp okul çıkışına doğru koştum. Bu arada telefonumdan anonimin engelini kaldırmaya çalışıyordum.

-Anonim.

0543**:Hiç kaldırmayacaksın sandım.

-Senin yüzünden telefonumu yakalatmasaydım daha erken kaldırabilirdim.

0543**: Ben mi dedim sana sınıfın ortasında bağır diye kskdkskdk

-Hem suçlu hem güçlü.

-Neyse konumuza dönelim, nerdesin sen?

0543**:Asıl sen nerdesin? Sana vermem gereken bir şey var.

-Çok güzel benim de sana vermem gereken bir şey var.

-5 dakika sonra okulun yanında ki merdivenlerin başına geleceğim. Ne bırakacaksan bırak sonra da gel benim koyduğum şeyi al.

Arka arkaya gelen bildirimleri umursamadan önümde ki eczaneye girdim ve kasanın önüne geçtim.

"Yanık kremi lütfen."

"Yanık kremi istiyorum."

Bugün herkesle kalp kalbe karşı olayını yaşıyordum. Yanımda ki çocuk bana dönüp gülümsediğinde istemsizce baştan aşağı onu süzmeye başlamıştım. Siyah saçlı, mavi gözlü, sakallı bir çocuktu. Büyük göstermesine rağmen benim yaşlarımda olduğuna emin olduğum maviş gerçekten de yolda görsem dönüp bir daha bakacağım türden bir karizmaya sahipti.

"Maalesef elimizde bir tane kalmış."

Elindeki kutuyu sallayarak dikkatimi dağıtan kadınla sapık gibi çocuğu süzmeyi bırakıp dediklerine odaklandım.

"Nasıl bir tane kalır ya? Burası eczane değil mi?"

"Üzgünüm hanımefendi ilaç dağıtım aracı bir süredir gecikiyor."

"Sorun değil siz alabilirsiniz. Büyük bir yanık değildir umarım."

Tok bir ses tonuyla konuşan çocuğa dönüp başımı iki yana salladım.

"Kendim için değil bir arkadaşım için alacaktım ama sizinle paylaşabiliriz, bu yakınlarda başka eczane bilmiyorum."

Elinin biraz yukarısında olan hafif kızarıklığı gördüğümde kasanın üzerinde ki kutudan kremi çıkarıp ağzını açtım ve biraz sıktım. Birkaç saniye tereddüt ettikten sonra az önce ki kibarlığı için parmağımla kremi yaymaya başlamıştım ve dokunduğum anda irkilmesi dikkatimden kaçmamıştı. Soğuk kremin canını yaktığını düşünüp kafamı eğerek üflemeye başladım.

"Gerek yoktu teşekkür ederim."

Rahatsız olduğunu sanıp mahçup bir tavırla kafamı kaldırdığımda bana yakın olan suratını güzel bir gülümsemenin kapladığını görmek içimi rahatlatmıştı.

"Rica ederim, geçmiş olsun."

Kremin parasını o elini cebine atamadan hızlıca ödeyip koşturarak okulun yanında ki merdivenlere geldim ve her ihtimale karşı köşede bekleyip telefonumu çıkardım. Eczanede ki çocuk arkamdan bir şeyler söylemişti ama bilinmeyen aşığımı çok beklettiğim için dinleyememiştim.

Yanlış / Texting  <𝓣𝓪𝓶𝓪𝓶𝓵𝓪𝓷𝓭ı>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin