Yeni Yıl - Özel Bölüm

5.4K 297 534
                                    

Hüsnü Arkan & Birsen Tezer - Öyle Bir Rüya

Havalanının kapısında heyecanla beklerken dondurucu soğuğa rağmen terlemiş ellerimi montuma sildim. İçeri girmeme izin vermeyen güvenlik görevlisine sinirli bakışlar atarken içimden geçmeyen dakikalara sövüyordum. Elimdeki çiçeği öldürmek ister gibi sıktığımı fark ettiğimde ellerimi biraz daha gevşeterek merakla içeriye bakındım. Görüş alanıma hayran olduğum kızılları girdiği an etrafımdaki herkes kaybolmuş, içim aniden ısınmıştı. Arkasından sürüklediği küçük bavulla sürekli bir kavga halinde ilerlerken sinirle başını kaldırdığında gözlerimiz buluştu. Güzel gülüşü yüzüne yayılırken bavulunun tekrar takılmasıyla sinirle bavuluna bir tekme savurdu. Kapıdan içeri almayan görevliye Defne'yi gösterip yardım etmem gerektiğini söylediğimde bavuluyla konuştuğunu görerek gülümseyerek izin verdi. Hızla yanına gittiğimde bavulunu bırakıp kollarını boynuma dolarken "Çok özledim ben seni!" diye fısıldadı. Boynumda hissettiğim dudakları dudaklarımın yukarı doğru kıvrılmasına sebep olurken görevlinin sert öksürüğüyle birbirimizden ayrılmak zorunda kaldık. Bavulunu kucaklayıp görevliye teşekkür ederek kendimizi dışarıya attık.

-Alayım mı artık?

-Neyi?

-Çiçekleri. Bana getirdin diye düşünüyorum ama.

Utanarak çiçekleri onauzattığımda burnuna götürüp kokladı. Yanağıma bir öpücük bırakırken nazlı nazlıteşekkür etmeyi de ihmal etmedi. Kolumu omzuna dolayarak arabaya doğru ilerletirkenkıkırdayarak çiçekleriyle oynamaya devam ediyordu. Kapısını açıp arabayabinmesi için yardım ettikten sonra kendim de yerleştiğimde heyecanla onadöndüm. Kocaman gülüp bana bakarken daha fazla kendimi tutamayıp dudaklarınakapandığımda şaşkınlıkla karışık sesler çıkarsa da kısa süre içinde o da bana ayak uydurdu. Minik ellerini enseme koyup beni iyice kendine çekerken öpüşünü de iyice derinleştirdi. Yavaşça ayrıldığımızda alnı alnıma yaslarken "Çok özledim seni." dedim düzene girmemiş olan nefesimle. Ensemdeki eli hafif hafif ensemi okşarken "Ben de sevgilim, geçmedi bu bir hafta." dedi. "Sen bir de bana sor. Gelemeyeceğim deyip korkuttun üstelik." dedim. Kıkırdayarak "Gelemiyordum ama. Ateşim var dedim kaçtım işte hem partiden hem Serkan'dan." dedi. Burnunun ucunu öpüp koltuğa yerleştiğimde "Nereye?" diye sordu gözleri parlayarak. "Evimize." diye cevapladım.

Kapıyı açıp bavulunu kapının yanına koyduğumda o çoktan kendini odadaki kanepeye atmıştı. Yanına gittiğimde kayıp bana yer açarken gözü pencerenin kenarında süslenmemiş bir şekilde duran ağaca takıldı.

-Bu niye böyle çıplak? Süsleseydin ya ağacı.

-Seni bekledim. Süsler hazır ama beraber süsleriz dedim.

-Yaa çok güzel düşünmüşsün Ömer! Hadi o zaman getir de süsleyelim.

Yattığım yerden ittirerek beni kaldırırken "İki dakika hasret giderseydik Defne ya!" diye söylene söylene kalktım. Elimden tutup beni kendisine çekerken "Evet haklısın, gel yanıma. Sarıl biraz daha, ısıt beni, ruhumu." dedi. Yanına yatıp kollarımı etrafına sararken iyice küçülüp göğsüme kıvrıldı. Bir tutam saçını avucumun içine alıp oynarken kedi gibi başını göğsüme sürüp huzurlu bir ses çıkardı. Parmaklarım zayıfladığı için iyice belirginleşen omurgaları üzerinde gidip gelirken hafifçe olduğu yerde gerinip iyice göğsüme sokuldu. Bir süre sonra düzene giren nefesinden anladığım üzere uyumuştu. Geriye çekilip baktığımda hafifçe yerinde kıpırdanıp iyice yerleşti. Rahatsız etmeden yanından kalkıp koltuğun yanına çöktüm. Bir şey çiğner gibi dudaklarını hareket ettirdikten sonra derin bir nefes vererek uyumasına devam etti. Teni elimi bir mıknatıs gibi çekerken uyandırmamaya dikkat ederek güzel yüzünde dolaştırdım elimi. Yüzüne düşmüş birkaç tutam saçlarını koklayıp hafifçe öptükten sonra kulağının arkasına attıktan sonra tüy gibi bir öpücük kondururak mutfağa yöneldim.

Aşk RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin