Fasıl

5.9K 332 538
                                    

Müzeyyen Senar - Benzemez Kimse Sana

Ellerini arkamdan belime sarıp karnımda birleştirdi. Sanki daha önce dokunmamış gibi karnımı keşfe çıkmış yavaş yavaş hiçbir ayrıntısını atlamak istemezmiş gibiydi. Sadece dokunuşu bile aklımı başımdan almaya yeterken bir de sırtımın her yerinde küçük küçük ısırıklarını hissetmek beden kontrolümü tamamen yitirmeme sebep oluyordu. Kontrol edemediğim ellerimdeki anahtarı bir türlü kapıya yerleştirememe sövdüğümde hafifçe kıkırdayıp nemli bedenini bana biraz daha bastırdı. Minik elleri karnımdan göğsüme doğru çıkarken sanki yardım edebilecekmiş gibi gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım. Artık kapıyı açmalıydım yoksa...

-Defne sevgilim, bir rahat dur. Açamıyorum kapıyı.

Göğsümdeki elleriyle beni kenara ittirip elimden anahtarı çekiştirirken tek hareketle kapıyı açıp tshirtümün yakasından beni içeri çekti. Son anda bacağımı uzatıp kapıyı kapattığımda dudaklarımızı çoktan birleştirmişti. Dudaklarımız ezbere bildikleri danslarına devam ederken geri geri yürüyerek merdivene doğru ilerledi. Merdivene takılıp dengesini kaybettiğinde belindeki kollarıma yaslandı nefes nefese. Ensemdeki ellerini omzuma getirip destek alırken tek zıplayışta bacakları belimi sardı.

-Bence çok terledik. Duşa gitsek mi artık?

Yüzünde tutku dolu bir gülümseme vardı. Nefesi sıklaşmış yüzüme vuruyor beni sarhoş ediyordu. Tepeden topladığı saçları arasından kaçıp terden alnına yapışmış birkaç tel saçı bile kusursuz gözüküyordu. Kollarımı beline iyice sarıp hızlıca yukarı çıkmaya başladığımda tshirtümün yakasını çekiştirip dudaklarını köprücük kemiğime yerleştirdi. Tüm vücudumu dolaşan elektrik dalgasını yok sayıp banyoya girdiğimde duşa kabinin kapısını açıp sırtını sert bir şekilde cama dayadım. Spor sutyenin üstündeki ince askılısı onu pek korumuyor olsa gerek ki sırtının cama değmesiyle irkilerek belini yükseltip bana iyice sokuldu. Bacakları yavaşça belimden kayarken yakasını iyice genişlettiği tshirtümü bir çırpıda çıkarıp camın üstünden dışarı attı. Üstümüzdekilerden hızla kurtulmaya devam ederken soğuk suyun açılmasıyla titreyerek kollarını sıkıca belime sardı. Su yavaş yavaş ılıdığında kolları da gevşemiş dudakları karnımla göğsümün arasından yukarıya doğru ıslak izler bırakmaya başlamıştı. Pürüzsüz sırtında dolaştırdığım ellerimi kalçalarına indirip tek hareketle kucağıma aldığımda gülerek dudaklarıma kapandı. Dişleri arasında ezilen alt dudağım umurumda değildi. Ya da üstümüzden akıp giden hala tam ılımamış su. Spordan saçma bir şekilde çıkıp eve çok acil bir şey varmış gibi gelmemiz de umurumda değildi. Şu an umurumda olan tek şey kollarımın arasında beyaz teniyle her zamanki gibi parlayan tanrıçaydı.

Sırtını tekrar cama dayadığımda hiçbir tepki vermeden dudaklarını boynuma indirmesinden onun da etrafımızdaki herhangi bir şeyi umursamadığı belliydi. Başını boynumdan kaldırıp cama yasladı. Gülümsemesi daha da tutuşmuştu sanki. Gözlerindeki sabırsızlık 'Hadi!' diye bağırıyordu. Elimin, dudağımın değdiği her yer alev alevdi. Aynı üstümde gezinen ellerinin arkasında bıraktığı yangın yerleri gibi. Başımı göğsüne gömüp derin bir nefes aldığımda camdan gelen ses başını sert bir şekilde geriye attığını gösteriyordu. Dudaklarımın altında kalbinin hızlanışını hissedebiliyordum. Kalbi hızlandıkça artan ve banyonun fayanslarından daha da yankı yapan inlemeleri içimi yakıp kavuran ateş topunu mümkünmüş gibi daha da hareketlendiriyordu. Boynunda gezinen dudaklarımı teninden ayırsam sanki içimdeki bütün ateşi kusacakmışım gibi hissediyordum. Ve bu an asla bitmesin istiyordum. Saçlarımı çekiştiren parmakları saçlarımdan hiç ayrılmasın, sıcacık olmuş vücudu hep benimle tek vücut olsun istiyordum. Bacaklarını iyice sıkıp başını omzuma gömerken fısıltı gibi adımı söylemesiyle hareketlerimi hızlandırdım. Boynumdan kulağımın arkasına doğru yavaşça yol alan ıslaklık beynimin tüm fonksiyonlarını yitirmesine sebep olurken her bir hücremin Defne'yi sayıkladığını duyabiliyordum.

Aşk RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin