Yarım

4.5K 345 689
                                    

Jehan Barbur - Seni Seviyorum

250 K için teşekkürler, hepinizi öperim:))

Sesler... Gözlerimi alan parlak ışıklar... Burnuma dolan hastane kokusu... Uğultu gibi gelen konuşmalar... Gözlerimin önünde titreşip duran damlalar... Ve midem... Durmadan bulanan, olduğumdan daha da çaresiz hissettiren mide bulantım!

Öyle boştu içim. Yoktu hiçbir şey. Bomboştu. Düşünemiyordum. Kalbim atmıyordu sanki. Beynim düşünmeyi bırakmıştı. Hiçbir organım işini yapmıyordu. Elimi kolumu bile istediğim gibi oynatamıyordum. Boştum, bomboş. Ne yapacağını bilmeyen küçük bir kız çocuğuydum. Aynı zamanda da bebekleri için içindeki acıyı bile yok etmeye çalışan bir anne. Ciğerlerim çalışmıyordu. Nefes bile almıyordum. Ölüydüm. Boğazım acıyordu. Koca koca düğümler vardı boğazımda. Yutkunmayı bile başaramıyordum. Büyüyorlardı gitgide. Acıtıyorlardı daha çok... Kalbim acıyordu. Her bir santimim acıyordu. Hissedebildiğim tek şey acıydı. Sınırsız bir acı ve onunla nasıl başa çıkacağımı bilememe hali.

Tekin'le konuştuktan sonra tam olarak ne yapmıştım, hiçbir fikrim yoktu. Önce Sinanları aramıştım sanırım. Gerisini Mira halletmiş olacaktı. Çünkü titremekten başka bir şey yaptığımı hatırlamıyordum. Ağlayamadım bile. Gözümün önünde titreşip duruyordu damlalar. Ama korkuyordum akıtmaya. Akarlarsa kabul edecektim sanki. İstemiyordum ama, kabul etmek istemiyordum.

Telefon başka birinin sesiyle açıldığı an boşaldı elim ayağım. "Biliyordum işte, bir şey olduğunu biliyordum!" diye bağırıp duruyordu içimdeki bir ses. Zar zor sesimi toplayıp "Alo?" dediğimde "Defne Tekin ben." dedi karşıdaki ses. İçimin rahatlaması gerekiyordu değil mi Tekin'i duyduğum için? Ama öyle olmadı. Daha da sıkıldı içim. Daha da karardı. Çimenleri sıktım tüm gücümle sanki beni tutabileceklermiş gibi. Sessizlik canımı yakıyordu sanki. Fiziksel olarak yanıyordu canım. "Tekin" dedim titreyen sesime engel olamadan. Son bir umutla "Ömer orada ?" diye sordum. Ama sorumun manasızlığını biliyordum. Bir şey olmuştu, Tekin'in sesi açık açık bağırıyordu.

Derin bir nefes sesi geldi karşıdan. "Defne" dedi sonunda Tekin, "Bak sakin ol. Ciddi bir şey yok zaten. Ama hemen kalkıp hastaneye gelmen gerekiyor.". Hastane... İnkar edebilecekmişim gibi gerçeği başımı iki yana salladım sadece. Boğazımda düğümler büyürken büyük bir zorlukla yutkundum. Sesim istesem de çıkmıyordu. Boğazımdan bir şey geçmiyordu. Nefes bile alamıyor gibiydim.

Aşk RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin