Amy
Hepimiz yemekhaneden dönmüştük. Derse gidecektik. Sylvia ve Chris gidiyorlar. Ben geride kalıyorum. Alex yatağında oturuyor. Tam çıkacakken: "Dur bekle!" diyor. Geri dönüyorum.
Sylvia ile Chris, kılıç dövüşünü kazandıkları için dövüşeceklerdi. Ben de bugün iyi bir şey yapıp oda arkadaşlarımı ve Jamie'yi izlemeyi düşünüyordum. Ama Alex'in beni çağırmasıyla bunlardan vazgeçiyorum. "Gel yanıma." diyor. Biraz korkarak yanına gidiyorum. Alex: "Seninle bir şey konuşmak istiyorum." diyor. Ben de: "Seni dinliyorum." diyorum. Alex: "Dün senin de kaybettiğini öğrendim. Revire gitmişsin. Jamie seni neredeyse öldürecekmiş." diyor. Ben de: "Evet,bunlar doğru." diyorum. Alex de: "Ben de yenildim. Hem de ilk olarak, Larissa Gilberts'a." diyor. Sonra sesi ağlar gibi bir ton alıyor: "Başaramayacağım, yapamayacağım. Keşke Azizlik'i seçseydim. Şimdi tam bir ezik olacağım." Bunları söylerken gri gözleri yaşlarla doluyor. Bana sarılıyor ve ağlıyor. "Sana bir taktik." diyorum. "Karşında reddedeceğin bir şey olduğunu hayal et. Mesela şu ana kadar en çok kimden nefret ediyorsun?" Alex: "Jamie'den." diyor. O bunları söylerken ağzım açık kalıyor. Jamie'den nasıl nefret edebilir? O normal ve tatlı biri. Ama nedenini soramam, Alex'i üzmek istemiyorum. "Sanki söyleyecek daha önemli bir şeyin varmış gibi hissettim." diyorum. "Evet öyle." diyor Alex. "Amy." diyor. "Ben seni seviyorum. Jamie'den senin kalbini çalabileceği ve seni neredeyse öldüreceği için nefret ediyorum." "Öyle mi?" diyorum. "Çok tatlısın." Kolunu omzuma atıyor ve beni sağ omzumdan öpüyor. Başımı ona yaslıyorum. Dersin bitmesine az kaldı, bizi sarmaş dolaş görmelerini istemediğimden yanından kalkıyorum ve yatağımda oturuyorum.
Sylvia ile Chris, içeri giriyorlar. Chris, "Harikaydık,muhteşemdik!" derken Sylvia'yla el çakışıyor. "Sonraki raunda yükseldik." diyor Sylvia. "Ne oldu, sessizsiniz." Benim yüzüm hâlâ kızarık. Alex'le yaşadığımız andan sonra utandım çünkü. Sylvia, yanıma oturuyor. Onun suratına bakana kadar suratıma bir gülücük oturtmaya çalışıyorum. Sonra ona, "Tebrik ederim, ikinizi de. İzleyemediğim için üzgünüm." diyorum. Sylvia, sahte gülümseme yalanımı yutuyor. Sonra ikisi tekrar çıkıyor. Ben de cesaret bulup Alex'in yanına gidiyorum. Alex: "Dışarı çıkalım mı?" diyor. "Olur." diyorum. İkimiz birlikte dışarı çıkıyoruz. Dışarı çıkarken Jamie'yi görüyorum. Gülümsüyor. Yanında, renkli giyinen, kahverengi dalgalı saçlı bir kız var. Bilmeliydim. Artık ikimiz de birbirimizden ayrıyız. Ayrı hayatlarda. Onun bana muhtaç olmadığını bildiğimde kendimi biraz daha iyi hissediyorum. Alex elimden tutuyor. Bu his beni coşturuyor. Kendimi daha iyi hissediyorum. İçimde bir şeyler patlıyor. Bu duygu beni uyutuyor ve hayal alemine sokuyor. Alex bunu fark ediyor ve beni sarsıyor. Heyecanlanıyorum. Ona sarılırken kalbim hızlı hızlı atıyor. Resmen yürüyeneyeceğim bu histen. Ama bir yandan aklım Jamie'de. Bir dahakine, onu izleyeceğim. Acaba benim hakkımda ne düşünüyor?
8.bölümün sonu, umarım beğenmişsinizdir. Vote ve yorum atmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aziz mi Günahkar mı
Fantasy"Bu anı belki de bir daha asla yaşayamayacağım. Evet, bu gece bir takım duygular, alışkanlıklarıma ve bildiklerime diz çöktürdü. Onlara teslim oldum açıkçası." Amy Maria Carter, Günahkarların lideridir. Eğitim için iki seneliğine bir okula gidince o...