Jamie
Amy: "Bugün değişik bir fikrim var." dedi bana. Ve beni gri bir duvarın yanına götürdü. Yanında sadece bir spor çanta var. Çantadan püskürtme şişeleri çıkarıyor. Duvar tertemiz. Orada nasıl tek kaldığına hayret ediyorum.
Püskürtme şişelerini teker teker sallıyor ve içlerinden boya püskürdüğünü görüyorum. "Grafiti boyaları." diyor bana. Amy'i izliyorum. Duvara çeşitli şekiller çizip yazılar yazıyor. Bu işte çok usta. Bunu görebiliyorum. Bir süre izledikten sonra, bu işin eğlenceli olduğuna karar veriyorum. "Ben de deneyebilir miyim?" diyorum. Amy: "Elbette." diyor. Sonra bana kutuların püskürttükleri renkleri söylüyor. Beyazı alıyorum. Hafifçe sıkıyorum. Çok az bir renk çıkıyor. "Daha çok sık." diyor Amy. Daha çok sıkıyorum. İşimi bitirdiğimde, duvarda uzun bir Japonca yazı vardı. Amy: "Bu yazının anlamı ne?"diyor. Bu sefer bunu söylerken utanıp sıkılmıyorum. "Yazının anlamı şu:" diyorum. "İki şeyi seviyorum. Bu şehri ve seni." Amy bana sarılıyor. Sonra yanağımdan öpüyor. Ben de onun boynunu öpüyorum. Orman gezimizden beri farkındayım, omuzlarına çiçek dövmesi yaptırmış. Sağ omzuna sakura çiçeği, sol omzuna kiraz çiçeği. Ona doğum günü buketini hatırlattığına eminim. Bana dönüyor. "Jamie, hiç Azizlerin kurallarına uymadığımı düşündün mü?" diyor. "Hayır, zaten biz öyle düşünüyorsak öyle olur." diyorum. Amy, "Sadece sorayım dedim. Sonuç olarak senin gözlemleyerek, benim de sevgili edinerek tanışmam gerekiyor." diyor. Amy'e dönüyorum: "Bana o kadar tuhaf gelmiyor." diyorum. "Neyse." diyor Amy. "Yeni bir yaratıcı fikre hazır mısın?" "Evet." diyorum. "Farklı bir renk seç." diyor bana. Sarıyı seçiyorum. Amy de kırmızıyı seçiyor. "Şimdi aynı anda koşup, boyaları püskürteceğiz. Boya kutumuzu paketliyoruz." diyor. "Çirkin görünmez mi?" diyorum. "Ne kadar sık yaparsan o kadar güzel görünür." diyor. Daha fazla endişe etmeyip Amy'e katılıyorum. Başta zor geliyor ama sonra alışıyorum. Duvarın etrafında koşarak duvarı kırmızı ve sarı renge boyuyoruz. Bu işi bitirdiğimizde duvarda ne yazı ne de şekil kalmıştı. Duvarda görünen tek şey, Amy'le yaptığımız kırmızı-sarı çizgilerdi. Boyanın bir kısmı çimenlere sıçramıştı. "Keşke kağıdımız olsaydı.Renkli ayak izimizi basardık." diyorum. Amy: "İşte böyle. Sen de yaratıcı düşünmeye başladın." diyor. "Kimse seni bu konuda geçemez ama." diyorum. "Fikirlerimi beğendiğine sevindim." diyor Amy. Sonra tekrar yerleşkeye dönüyoruz. Amy'e baktığımda, kendisine tapınakta verdiğim gülü hâla kafasından çıkarmadığını fark ediyorum.
19.bölümün sonu, umarım beğenmişsinizdir. Vote ve yorum atmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aziz mi Günahkar mı
Fantasy"Bu anı belki de bir daha asla yaşayamayacağım. Evet, bu gece bir takım duygular, alışkanlıklarıma ve bildiklerime diz çöktürdü. Onlara teslim oldum açıkçası." Amy Maria Carter, Günahkarların lideridir. Eğitim için iki seneliğine bir okula gidince o...