Bölüm 24 - Ayrılık

2 1 0
                                    

Amy

Bugün, büyük bir ihtimalle pek iyi şeyler olmayacak. Emily, artık Jamie'nin beni sevdiğini biliyor. Jamie'ye, başta Emily'den ayrılmasını söylemiştim. Ama dinlemedi, şimdi de başı belaya girecek.

Neler olacağını merak ettiğimden yatakhane odalarının yakınına sık sık gidiyorum. Umarım beni görmezler. Emily,ağlayarak odadan çıkıyor, Jamie de peşinden koşuyor. Bu görüntüden hoşlanmadığımı söyleyebilirim. Sinirleniyorum. Jamie,Emily'i teselli etmeye çalışıyor. Emily için çok ağır bir darbe olmuş olmalı. Duyduğuma göre, buraya gelmeden önce de ilişkileri varmış. Ama beni bu ilgilendirmiyor. Bütün gün boyunca Jamie, Emily'i teselli etmeye çalışıyor, benimle hiç ilgilenmiyor.

Kıskanıyorum, kızıyorum, bu haksızlık! Onun sevgilisi benim ve benimle ilgilenmiyor. Müthiş gıcık!Eski sevgilisinin peşinden koşuyor. Ona tribin en kötüsünü yapacağım. Artık bitti! İkimiz de tek başınayız!

Ertesi gün yanına gelmiyorum. Yanıma geliyor. "Kusura bakma Amy, dün seninle ilgilenemedim..." diyor. Kusura bakmaymış! Dün geçmişte kaldı ve artık çok geç! İnat zamanı! "İlgilenmeni beklemiyorum zaten, dün Emily'e yeteri kadarını göstermişsin." "Ne?!" diyor Jamie. "Onu mu kıskanıyorsun?" "Evet!"diye bağırdım. "Ve bütün gün kalbimi kırdın ve bir daha onaramazsın. Her şey bitti Jamie!" diyorum. Jamie: "Hadi ama Amy, benim sana ihtiyacım var." diyor. "Hayır,yok!" diyorum. Resmen zıvanadan çıktım, bu benim için iyi olmayabilir. "Sana Emily yetiyor zaten!" dedim ve yanından gittim. Şimdi de benim peşimde dolanacak, eminim. En azından, -Alex'in deyimiyle- o Aziz bozuntusu ile ilgilenemeyecek. Kendimi ağlarken buluyorum. Sylvia geliyor. "Ne oldu?" diyor. Ona söylemek istemiyorum. Bu soruyu cevapsız bırakıyorum. Sylvia soruyu tekrar sormuyor. Zaten er ya da geç anlayacak. Kendimi çok baskı altında hissediyorum.

Dışarı çıktığımda Jamie yine yanıma geliyor. "Amy, ne olur affet beni!" diyor. Resmen ağlayacak. Yumuşar gibi oluyorum. Ama inada devam edeceğim. "Hayır!" diyorum. "Asla affetmeyeceğim!" Jamie: "Ama ben seni hâlâ seviyorum." diyor. Delirmiş gibiyim. "Hayır,bunlar doğru değil!Sen Emily'i seviyorsun, bu kadar basit. Ben sizin hayatınıza girmiş bir fazlalığım." diyorum. Son cümleyi üzgün bir tonla söylüyorum. Bana sarılıyor, ama ittiriyorum. "Seni bir daha asla sevmeyeceğim. Duygulardan anlamıyorsun. Seni pislik, hain!Aldatmaktan başka işe yaramıyorsun." Kızarken gözlerimden yaşlar geliyor. Bir buçuk senedir buradayım ve hiç bu kadar kızmamıştım. Hırsımı azaltamıyorum. Yatakhane odama girip albümü açıyorum. Bütün fotoğrafları yırtıyorum. Biri hariç. Kendi albümümde kalan tek fotoğraf, birlikte ormana gidip anıları yaşatmaya çalıştığımız günün fotoğrafı. Onu yerleştiriyorum. Hırsla dışarı çıkıyorum. Yatakhaneye geri döndüğümde Sylvia, fotoğrafları toplamaya çalışıyor. "Bırak!"diye bağırıyorum. Sylvia ayağa kalkıyor ve fotoğrafları bırakıyor. "Neden bu kadar sinirlisin?" diyor bana. "Sinirli değilim." diyorum. Yırtık fotoğrafları toplayıp çöpe atıyorum. Sylvia hayretle çıkıp gidiyor. Yalnız kalacağımı sanırken Alex geliyor. "Ne oluyor?" diyor. Ona güveniyorum, anlatacağım. Jamie'den ayrıldığımı söylüyorum. "Artık herhalde geri dönersin." diyor. "Asla!" diyorum. "Geçmişi yinelemem." Sonra ekliyorum: "Üstelik bunların hepsi, senin lanet sevgilin Emily yüzünden oldu." diyorum. Alex: "İyi de Emily harika biri." diyor. Müthiş sinirleniyorum: "Aferin, iyi! İkiniz birlikte Emily'nin peşinden koşarsınız artık." diyorum. Alex konuşmadan odadan çıkıyor. Yalnız kalıyorum ve dışarı çıkıyorum. Yolda Catherine'e rastlıyorum. Kızgın hâlimi görüyor. "Sana ne oldu?" diyor. "Sana güvenebilir miyim?" diyorum. Catherine'in gözleri parlıyor. "Evet." diyor. Ona döniyor ve fısıltıyla, "Jamie'den ayrıldım." diyorum. Catherine, bu olayın peşini bırakacak değil: "Kim kabahatli? Sana yeni birini ayarlayayım mı? Sana erkek mi yok sonuçta?" diyor. "Sağol, Catherine." diyorum. "Belli bir süre yalnız kalacaksın. Arkadaşça takılalım mı?" diyor Catherine. Birden duraksıyorum. Normalde birisi bana bunu dese kabul ederdim. Ama Catherine çok ezik biri. Yalnız da olsam onurumu korumalıyım. Ezik biriyle yalnızlığımı doldurmak istemem. Ama kabul etmezsem üzülecek. "Sağol Catherine ama yalnız kalabilirim." diyorum ve yanından uzaklaşıyorum.

Ağlarken içimden kızıyorum. Jamie artık beni daha az sevecek. Belki de nefret edecek. Gerçi umurumda değil şimdi...

Gece geç saatte, yerleşkeden dışarı çıkıyorum. Kafamdan hiç çıkarmadığım gülü çıkarıyorum. Gülü yere bırakıyor ve sol koluma yaptırdığım Azizlik işaretinin dövmesini kazımaya çalışıyorum. Ama olmuyor, zaten kalıcı dövme. Azizlik işareti, omega işareti şeklinde altın bir terazi, bir tarafında iyiliği temsil eden sarı altı köşeli yıldız, diğer tarafında kötülüğü temsil eden siyah kırık kalp var. Bundan vazgeçiyorum. Gülü alıyor ve dışındaki yan yana iki yaprağa, beceriksizce baş harflerimizin şeklini veriyorum. Sonra gülü, yan taraftaki ırmağa bırakıyorum. Büyük Okyanus'a açılan bir ırmağa.

On ikiye bir kala, yatakhaneye dönüyorum. Küpelerimi çıkarıp kutusuna koyuyorum. Alex ve Chris uyuyorlar. Sylvia hâlen uyanık. "Sylvia." diyorum. Sylvia, ranzanın merdiveninden aşağı iniyor. Çok heyecanlı görünüyor. Bütün gün onunla hiç konuşmadım çünkü.
"Ne istiyorsun?" diyor bana, "Masadaki bıçağı verir misin?" diyorum. Sylvia, korka korka bıçağı bana uzatıyor. Bıçakla ön kolumun arkalarını kesiyorum. İntihar deneyimim olduğundan böyle yapıyorum. Kendimi öldürmeye hiç niyetim yok. Ben bunu yaparken Sylvia da yanımda duruyor. Bıçağı ona uzatınca bıçağı masaya bırakıyor. Sylvia: "Gözlerinden neler yaşadığını okuyabiliyorum." diyor. "Gözlerim ne diyormuş?" diyorum alaycı bir sesle. Sylvia: "Jamie'den ayrıldın ve çok mutsuzsun. Bu hareket de intiharın sembolik hareketi. Ama deneyimin olduğundan,sağ ve sol ön kolunun arkalarını kesiyorsun. "Sylvia'ya bakarken içimden: "Nasıl da anladı!" diyorum. Çünkü aynen böyle düşünüyordum. Ama yanıt vermek istemiyorum. Sylvia ve ben de yataklarımıza çekilip uyuyoruz.

24.bölümün sonu, umarım beğenmişsinizdir. Vote ve yorum atmayı unutmayın!

Aziz mi Günahkar mıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin