Bölüm 18 - Geçmiş Sırlar

5 1 0
                                    

Jamie

Bugün Amy'e ormana gitmeyi teklif ettim. İkimiz ormanda... tıpkı kışın, gece vakti yerleşke dışında kaldığımız gibi. Anıları canlandırmak açısından iyi bir fikir. Amy kabul etti ve anıları canlandırmak açısından, eski kıyafetlerimizle gitmeye karar verdik.

Akşama doğru çıkıyoruz. Amy bir türlü rahatlayamıyor. Çünkü yine yerleşke dışında kalmaktan korkuyor. Ona endişelenmemesini söylüyorum. Ormanın derinliklerinde herhangi bir yaratıkla karşılaşma riskine karşı kartlarımız yanımızda. Amy'nin yaratıcı fikirlerle dolu kafası çalışıyor. "Geçmişten bahsetmeye ne dersin?" diyor bana. "Nasıl yani?" diyorum. "Küçüklük anılarımızdan falan mı?" "Evet." diyor bana. "Sen başla." "Tamam." diyorum ve anlatmaya başlıyorum: "Pek parlak bir çocukluk sayılmaz. Özel olduğum hâlde çok sıkıcı bir hayatım vardı. Ailem dış dünyaya açılmamı engellemeye çalışıyordu. Bu nedenle sürekli yalnızdım. Yoksul bir ailem vardı. Genelde dışarıya çıkarılmıyor ve çok sık şiddet görüyordum. Babam beni her gün döverdi. Okula gidemediğim için evde bilgisayar bana her şeyi öğretti. Çocuksu iyi niyetime ve saflığıma hapsolmuştum. Ayrıca alışkanlıklarım ve tecrübelerime teslim olmuştum. Özgürlüğüm yoktu, kişiliğim zayıftı.Ailem, özel olsam bile benim bir hiç olduğumu söylüyordu. Çok mutsuzdum, kötülük ve şiddetten uzak yetiştirilmem gerekiyordu, bu nedenle az çok da bebek gibi büyütüldüm." Amy: "Peki sonra ne oldu?" diyor. "Nadiren dışarı çıktığımda bulduğum Günahkarlık'tan dostlarım vardı. Onların bana verdiği akla uydum ve birkaç kere evden kaçtım. Üç kere. Şu gördüğüm zırhı on üç yaşımdan beri giyiyorum. Pelerinini saklamak için. Üstelik o barkod dövmesini teslimiyetten değil, teslimiyetten kurtulmak için yaptırmıştım. Politika olayları, beni sıkmadı. Önümü açtı ve kişiliğimi güçlendirdi. Onca kişiyi yönetmek, toplantılar falan çok hoşuma gidiyordu, beni özgür kılıyordu. Ama her şekilde fazla saygı çok sıkıcı. Aslında babam beni şiddetten koruduğuna inanıyordu ama ben şiddeti ondan öğrendim. Kendime güvensiz olmamın sebebi de bu. Sürekli ensemi kaşımanın kötü şeylerden uzaklaştırdığına inanıyordum, bu nedenle utandığımda, korktuğumda falan hep ensemi kaşırım." diyorum. Amy: "Bence de fazla saygı çok sıkıcı." diyor. "Ben de anlatayım." Söze başlıyor: "Ben hayatta çok fazla bulundum. Hayatımın harika olduğuna inanıyorum. Hayatımda sıkıntı duyduğum bir şey olmadı, anlamını fazlasıyla gördüm. Benim kusurum, çok kavgacı ve saldırgan biri olmamdı. Durup dururken erkeklere bile sataşırdım. Dövmek, laf atmak benim için normal şeylerdi. Ama bu alışkanlığımdan vazgeçmem gerekiyordu. Açıkçası politika beni çok sıkıyordu. Onca insanla büyük bir odada toplantılar yapmayı sevmiyordum. Birkaç kez intihar etmeye çalıştım. Halat dövmemin bunla alakası var. Seninki kadar sıkıcı bir hayatım olmadı çünkü çok serbesttim." diyor. Ve ekliyor: "Bir Günahkar lafı, 'Bir insan hayatta iyiliksiz kalabilir. Ama kötülüksüz kalamaz.' " Amy'e dönerek: "Ne kadar yaratıcı birisin." diyorum. Amy: "Öyle sayılırım." diyor. "Kışın buralarda bana âşık olduğunu anlamamıştım. Meğer o duygular aşk ve sevgiymiş. Öyle değil mi?" diyor. "Evet." diyorum.

18.bölümün sonu, umarım beğenmişsinizdir. Vote ve yorum atmayı unutmayın!

Aziz mi Günahkar mıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin