Boş sokakta yanlız başına yürümek yetmezmiş gibi birde kızın içi yanıyordu.
Cayır cayır.
Geçmeyecekmiş gibi...
Gözüne takılan ilk bakkala girmişti. Çantasının ön gözüne sıkışmış olan kağıt paralardan bir miktar çıkarıp adamdan bir paket rica etti. Paketini alıp bakkaldan çıktığında en azından sigaram var diyerek kendini avutuyordu. Çıkarken cantasini almak nereden aklına geldiyse iyi ki de gelmişti.
Sigarasını yakıp içmeye başlayınca düşündü. Nereye gidecekti? Onun gidecek bir yeri yoktu. Kızlar vardı ama onların da nerede olduğunu bilmiyordu. Onur'a da gidemezdi, o kelimeleri sinir ile söylemişti. Sevdiği adam aslında karşısında ki adamdı.
Ama o acımadan kovmuştu genç kızı. Yüreği parçalanıyordu kızın, param parça olan bir yürek ne işe yarardı ki.
Titrek bir nefes daha aldı. Nefes almamayı dilerdi, keşke şimdi ilginç bir şekilde ölseydi. O zaman ondan mutlusu olamazdı. Annesine ve babasına kavuşacakdı işte. Hasretleri bitecekti, emindi annesi ona çok iyi bakardı. Babası onu çok severdi, o zaman unuturdu sevdiğini.
Daha önce denemişti ölmeyi ama artık korkuyordu. Yaradandan korkuyordu, ölmekten korkuyordu. Cesareti yoktu artık, kanadı kırılmıştı artık.
Sigarasından bir duman daha alıp içini ısıttı. Elleri soğuktan donmak üzeriydi, o kadar saat yürümüştü ki artık geceydi. Tehlike tüm sokaklarda kol geziyordu. Kızın başına bir tecavüz gelmemişti zaten, gerçi geliyordu o ayrı konuydu.
Kız bir park görüldüğünde oraya sığınmak istercesine yürüdü. Oturdu bir salıncağa yaktı ardı ardına sigaralarını, dumanın onu sarhoş etmesine izin verdi.
Her dumanda oda yok oluyordu. Aslında sigara hiçbir işe yaramıyordu. Piskolojik bir şeydi bu rahatlatıyordu ama daha çok çürütüyordu içini. Çantasının içinden telefonunu çıkarıp yan tuşuna bastı saat 3.10 geçiyordu. Telefonunu bırakmadan önce baktı içinden bir ses hadi ara diyordu arada haykır içindekileri.
Bir kaç dokunuştan sonra arama ekranı açıldı. Ezbere bildiği numarayı girdi kız. Tek bir dokunuş ile sevdiğinin o muhteşem sesini duyabilirdi. Cesaret aldı dokundu çalışıyordu...
Çaldı...
Çaldı..
-"Ne var?"
Ve o an kalbine bir sızı girdi, gecenin kaçıydı ama sevdiğinin sesi hâlâ sesi sert ve dinçti. O hep öyleydi zaten.
-"Ulan ses versene ."
-"Savaş. "
Bir anda diğer taraftan hışırtılar gelmeye başladı. Tanımışmıydı gerçekten hemen.
-"Yağmur. "
Tanımıştı işte, gerçi bir kaç saat önce konuşmuşlardı ama olsun bu kızın kalbini yine de çok attırıyordu.
-"Neden gittin?"
-"Yağmur sen iyi misin?"
-"Bıktım artık."
-"Sen nerdesin?"
Derince yutkundu kız kendisinden bağımsız bir hıçkırık kopu verdi ağızından. Gözlerinden akan yaşları yeni fark ediyordu.
-"Sensiz yapamıyorum, ölüm sessizlikten daha güzel. "
-"Yağmur yerini söyle, seni alamaya geliyorum."
Kız gür bir kahkaha attı. Onu mu düşünüyordu bu adam?
-"Savaş -kısa bir sessizlik- ben ölüyorum Savaş. Yaşayamıyorum neden anlamıyorum seviyorsan neden bana bunu yapıyorsun dayanamıyorum Savaş. Ben ölüyorum, her gün senin yüzüne bırakacağıma fotoğraflarına bakmaktan yoruldum Savaş, ben artık çok yoruldum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Güzel Aşkı
ChickLit☆Aşk kaçınılmaz bir sondu onlar için ☆Mutlu son yok onlar için. Yada mutlu yarınlar... *********************** ♧Bir sigara daha eksildi paketten ve yine geldi aklına güzel gözlüsü. ♧Sevdiği adamın o eşsiz kokusunu bir kez daha doldu içine yine ve y...