33

9.3K 365 41
                                    

Sorduğum soruyla beni çekiştirmeye başladı ona engel olmuyordum, engel olmak gelmiyordu içimden. Restorant'ın hemen ilerisinde ki ormanlık alana getirmişti beni. Bir anda durup tam karşımda dikildi.

Parmaklarımı ellerinin arasına alıp yukarıya doğru kaldırıp kalbimin tam üstüne koydu ve konuştu "Ben buranın sahibiyim."

Bu sefer parmaklarım onun kalbini bulmuştu ve yine konuştu "Buranın sahibi ise sensin." Nefes almak istedim, alamadım. Ve o ilahi sesi ile yine konuştu.

-"Ne zaman ölürüz işte biz o zaman ayrılırız biz güzelim. Bu adam son nefesine kadar 'Yağmur' diyip duracak, ama senin kalbin ne zaman başka bir isim söylerse işte o zaman ben kendimi öldürüm, zaten yaşamanın da bir anlamı kalmaz.

-"Neden, neden bıraktın beni." derince yutkunup benden uzaklaştı. "Görüşürüz güzelim." Son sözleri bu olmuştu ardından ormanın karanlığına doğru ilerleyip kayboldu.

Sanki bir hayaldi bu olanlar ama gerçek olduğuna emindim o beni seviyordu hâlâ ve hâlâ beni seviyordu vazgeçmemişti benden. Mutluluktan ağlayacaktım neredeyse, mutluluktan. Peşinden gitmek istedim gidemedim ayaklarım buna derman bulamıyordu. Bütün gücüm ile ormana haykırdım.

-"Peki ya sen bilmez misin, Bu kalp sen olmadan ölür bir daha yaşayamaz."

Kendimi yere bıraktım, biraz oturmak iyi gelirdi. Bir kaç dakika daha oturduktan sonra ayağıya kalktım artık Onur'un yanına gitmem lazımdı beni merak ederdi yoksa. Kendimi elimden geldiğince toparladım ve restoranta doğru ilerledim içeri girdiğimde Onur masada sıkıntılı bir şekilde oturuyordu hızlı adımlarla hemen yanına gittim.

-"Ben geldim." Gülümseyerek söylemiştim bu sözleri.

Rahatlamış bir tavırla beni süzdü ardından konuştu.

-"Sonunda! Yemekler çoktan geldi bir an dayanamayıp hepsini yiyecektim."

"Aaa ayıp bensiz yemek." Resmen uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım sebebini bende bilmiyordum.

Ahh kimi kandırıyorum bu mutluluğumun sebebi 'Savaş'tı. Bu adam beni bir anda dünyanın en mutlu insanı yapabiliyordu. Üzerimde ki etkisi akla hayale sığmazdı, ben anlamıyordum ne ara bu kadar sevmiştim hatta aşık olmuştum?

Bu düşünceleri kafamdan kovup yemeğimi yemeye başladım. Beynim yorulmuştu artık.

-Yazardan-

Darmadağın yıkılmış bir adam, her gün yanan bir adam. Cehennem ızdırabı çeken bir adam. Bunların hepsini yaşıyordu Savaş, alev alev yanıp kavruluyordu her gün. Oysa ki o istermiydi böyle olmasını?

Sevdiğini başka kollara itmeyi, iztemezdi. Hayatında ilk defa canı yanıyordu, hayatında ilk defa bu denli özlemişti birini. Sevdiği kızı özlemişti, hiçbir kadın onun yerini tutmuyordu. Tutamazdı.

Bir kere kalbi onun için atmıştı bir daha başkası için atamazdı. Dışarıda yaptıkları saçmaydı ama kendine engel olamamıştı, daha fazla Yağmur'u kendine bağlayamazdı. Onu daha fazla üzemezdi buna hakkı yoktu. Zaten Yağmur'un canı yandıkça onun da canından can gidiyordu.

Tekrar restoranta dönmüştü adam yanında ki aşağılık kadına bir bakış atıp kalkmasını emretti. Restorantan çıkmadan önce diğer masada oturan adama öldürücü bakışlar atmayı ihmal etmedi. O boşluğundan yararlanıp kızına yaklaşmıştı bunun bedelini de ödeyecekti. Herkes hak ettiğini yaşayacaktı.

-

Günler tüm ağırlığı ile ilerliyordu. Genç kızın kalbi özlemden ağlarken, genç adamın da ondan farkı yoktu. İkisinin de içi kan ağlıyordu. Biribirleri için yanıp tutuşuyorlardı.

Mafyanın Güzel AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin