20. Bölüm

23K 799 17
                                    

Dudaklarımı bıraktıktan sonra boynuma iz bırakmaya başladı. Canım yanıyordu hem de çok fazla.

Kafamı sağa ve sola hızlı bir şekilde sallıyordum. Bu işe yaramıştı işte. Kurtulmuştum onun dudakların dan. Bana hiddetle bakarken boş elini kaldırıp çenemi kavradı. O kadar çok sıkıyordu ki neredeyse dişlerim kırılacaktı.

-Beni seviyorsun!

Bütün evde yankı yapan sesi korkutmuştu beni. Ama asla taviz vermeyecektim.

-"Hayır." sesim kısık çıkmıştı. Çenemi tutan elleri yüzünden ancak bu kadar çıkabiliryordu sesim.

-Seveceksin. Sen benim olmaya mahkumsun. Anladın mı beni?

Gözümde ki yaşların ardı arkası kesilmezken canım çok yanıyordu. Özür dilerim... ama artık ona karşılık vermem lazımdı. Yoksa çok kötü şeyler olacaktı. Ama sadece şimdilik...

Kafamı "evet" anlamında sallarken sessiz bir şekilde mırıldanmıştım.

-T..tamam anladım.

Çenemi sertçe bıraktığın da başım sağa savrulmuştu. Yataktan çıkıp odayı terk ettiğinde ağzımdan bir hıçkırık kopmuştu bile daha sonra ise arkası kesilmemişti.

Beni aldatıyordu... Tehdit de ediyordu. Ve onu sevmemi istiyordu. Nasıl bir adamdı bu böyle?

Benim hayatıma ne olmuştu? Normal ve güzel giden hayatıma. Beladan uzak ve huzurlu olan. Maf olmuştu işte. Kayıp gitmişti ellerimden.

Yüzümü yastığa bastırıp daha çok ağlamaya başladım. Geçmiyordu işte içimde ki yara. Acıyordu hep. Bir süre öyle ağladıktan sonra zorla da olsa ayağa kalkıp banyoya gittim. Banyoya girdiğimde kapımı kapatıp hemen kilitledim. Üstümdekileri çıkarırken biraz rahatlamak umuduyla duşa girmek istiyordum. Yorulmuştum... tüm bu olaylar beni yormuştu.

Kıyafetlerimi üzerimden çıkarttıktan sonra duş kabininde girdim ardından ise kendimi o sıcacık suya bıraktım.

Bedenimi yakıp geçen suya aldırmıyordum ya da çalışıyordum diyelim. Saçlarımı köpürtüp duruladıktan sonda vücudumu güzel bir şekilde temizledim. Kendimi temiz hissettiğim de ise banyodan çıktım.

Üstüme bir şeyler giydikten sonra saçlarımı at kuyruğu yaptım ardından ise yatağa geri uyandım yapacak başka bir şeyim yoktu çünkü.

Bir süre oyalandıktan sonra kapım tıklanmıştı. İrkilmiştim biraz biraz sesli bir şekilde 'Gel' dedim. Kapı açıldığın da benden biraz büyük gösteren bir bayan girmişti içeriye. Giyiniş tarzı tuhaftı yani ben giyinemezdim öyle fazla açıktı çok fazla...

-"Hanım efendi Savaş Bey aşağıda yemek için sizi bekliyormuş." Tuhaf olan konuşmasından biraz anlamıştım. Savaş beni aşağıda bekliyordu.

-Ben... Geliyorum siz gidebilirsiniz.

Kafasını olumlu anlamda salladıktan sonra odadan çıktı. Aslında gitmeyecektim ama acıkmıştım. Biraz da canım sıkılmıştı zaten. Bu kadın yeni hizmetliydi herhalde galiba diğer sürtük buna yetmemişti bir de bunu bulmuştu. Gözlerim yanmaya başlamıştı bile göz yaşlarım akmaya yakındı ama geri ittim onları şimdi olmazdı güçlüydüm ben, öyle olmalıydım zaten.

Yataktan kalkıp kapıya doğru yöneldim daha fazla bekletmeden gitsem iyi olacaktı sanırım. Koridoru aşıp merdivenlerden aşağıya indim ardından ise yemek odasın doğru ilerledim. Burnuma nefis kokular gelirken doğru yere gittiğimi anlamıştım.

Odadan içeriye girdiğim de baş köşede oturan Savaş ve yemekleri dolduran yeni hizmetçi çarpmıştı gözüme. Bu kızın adını öğrenmeliydim hem de bir an önce. Yavaş adımlarla masaya varıp sandalyeyi çekip oturdum. Savaş'ın bakışları altında ezilmeden bir an önce yemeğe başlamak istiyordum.

Mafyanın Güzel AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin